Telefonları açmamak veya telefona çıkmamak, sert kesin cevap vermek, konuyu dinlemeden kapatmak, hiç açmamak, açıyor gibi yaparak kapatmak, hat çekmiyor numarası yapmak, azarlama...

Telefonları açmamak veya telefona çıkmamak, sert kesin cevap vermek, konuyu dinlemeden kapatmak, hiç açmamak, açıyor gibi yaparak kapatmak, hat çekmiyor numarası yapmak, azarlamak azarlar gibi cevaplamak. Kurnazlık da, terbiyesizlik de olamaz, olmamalı. Korku olabilir mi? Olamaz, olmamalı. Alt tarafı biri bir şey soracaktır, akıl danışacaktır veya bir maruzatını ifade edecektir. Peki ya telefon yüzünden bir türlü hastahanelere ve belediyelere ulaşamamaya ne demeli. Sadece hastaneye, belediyeye mi ulaşılamıyor. Ya internet ile ilgili iş yapan özel ve resmî kurumlara ulaşım zorluğu yaşanmasına ne demeli. Peki bankalardaki durum ne? Aynı, berbat bir iletişim. Telefon ile arama tabii ki vatandaş tarafından olmakta. Kısaca telefonlarda bekletilmek ayrı bir ayıp ve haksız ücret tahsili, yani haksız kazanç değil de ne. İnanıyorum ki çok kimse telefonlarda taş kesilip kaskatı oluyor. Hayatın içinde, her alanda horlanan bir vatandaş olduk. Peki bu durum psikolojik olarak nelere neden olabiliyor belli mi? Değil. Değil gibi görülüyor ama insanların ruhsal yapılarında fırtınalar estirdiğini düşünüyorum. Bütün bu hususlara mevcut gelir dağılımının bozulması, pahalılık ile geçim sıkıntısı eklenirse durum çok daha ağır. İnsanların yani halkın halini bilmek gerekiyor. Bunlar yetmiyor bir de seçime endeksli ayrımcılık aldı başını gidiyor. Büyükşehir belediye başkanları, özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi müdürlerini, daire başkanlarını takibe almazlarsa işleri zor. Konu başlığı olarak belirtilen müdür, daire başkanı ve diğer yetkililer Allah’a emanet. Hangisi olursa olsun, kim kimin tavassutu ile koltuk bulmuş ise o tavassut sahibinin emir eri gibi davranmakta. Belediye başkanları dahi hiç bir zaman bu memurları gibi olmamıştır. Adamsendeci ve vatandaşları itibarsızlaştırma, horlamak, refüze etmek gibi halleri hiç görülmedi. O halde üst düzey memurlar tutum ve davranışlarına dikkat etmeli. Her meslekte olduğu gibi memuru korumacı bir tutum ile savunmakla verimli sonuçlar beklemek çok da sağlıklı olmaz. Bence okunmaya değer bir köşe yazısı. Bu tür yazıların çok da düzenleyici olduğu tecrübe edilmiştir. Çünkü hemen ilk etapta özeleştiri ve önsezileri çalışana kendini sorgulama imkanı verir. Hatası olmadığını bilen huzur bulurken, hatası olan hatasını düzeltme fırsatı yakalar. Özellikle genel müdür düzeyinde yeni olanlar veya yeni sayılanlar ile diğer memur ve daire başkanları halkın telefonlarına bakmazsa vay o partinin haline. O zaman bu seçim tümünün başına geçer. Herkes için geçerli bir durumdur bu. İster iktidar ister muhalefet, bu seçim ikisinin de var oluş-yok oluş seçimi olabilir. Peki memur kesiminin olumsuz davranışları affedilir mi? Kim olsa affetmez. O zaman herkes üstüne düşeni insan gibi vatan hizmeti gözüyle görerek yapması gerekmektedir. Dikkat! Kim olursa olsun bir memurun kendini ispat etmek için siyasetçilerin ve partilerin zararına sebep olacak cahilce davranışlardan uzak durması gerekmektedir. Bize düşen doğruyu söylemek, uyarmak sevgili kardeşim. Şimdilik bu kadar, anlayana sivri sinek saz...