Siyasette yarış başladı. Seçim tarihinin 14 Mayıs olarak açıklanmasının ardından düğüm çözüldü. Millet İttifakı’nın oluşturduğu 6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Biraz kavga-d...

Siyasette yarış başladı. Seçim tarihinin 14 Mayıs olarak açıklanmasının ardından düğüm çözüldü. Millet İttifakı’nın oluşturduğu 6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Biraz kavga-dövüşlü oldu ama hayırlısı. Seçim demokrasinin gereği ve olmazsa olmazıdır. Partiler de bunun mekanizmalarıdır. Şimdi aday adayları çıktı sahaya. Kendilerini gösterecekler. Sonra onlar arasından adaylar belirlenecek. İpi göğüsleyecek olanlar sevinecek, diğerleri üzülecek. Geçtiğimiz Cumartesi günü AK Parti İzmir’de temayül yoklaması yaptı. Yani teşkilatta kim kimi istiyor onu belirlediler. Nabız tuttular. Seçim elekronik ortamda gerçekleşti. Halkapınar’da sabah başlayan yoklama öğleden sonra kalabalığın artması ile tam bir seçim havasına dönüştü. Önemli isimler belki yoktu ama gençler oradaydı. Arada tecrübeliler de boy gösterdi. Temayül sonuçları pek kaale alınmasa da karar vericilere fikir verme açısından önemli. Sonuçlar kamuoyuna neden açıklanmaz bilmiyorum. Geçtiğimiz yıllarda açıklanırdı ve kesin listeler ilan edildiğinde bir bakardınız temayül birincilerinin esamesi bile okunmamış. O zaman insanlar birbirlerine, “Madem kaale alınmıyor, temayül neden yapılıyor” diye sorardı. Herhalde o yüzden artık açıklanmıyor. Bir nevi gaz alma mı yaşanıyor diye insanlar soruyor. AK Parti atlattı, şimdi İYİ Parti 2 Nisan’da temayül yapacak. MHP ve CHP’de yok. Zaten seçime de bir şey kalmayacak. Adaylar ortaya çıktığında da asıl pandemi o zaman kopacak.

KEMAL AĞABEY’E VEDA

İzmir önemli değerlerini bir bir ebediyete uğurluyor. Geçtiğimiz günlerde “Selçuk Baba” Sayın Selçuk Yaşar’ı kaybetmiştik. İki gün önce de “İzmir’in Ağabeyi” Sayın Kemal Zorlu’yu yitirdik. Her iki duayen iş insanımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Yerleri kolay kolay doldurulamaz. Ama hayatın gerçeği bu. “Her nefis ölümü tadacaktır” diyor Yüce Yaradan. Kemal Zorlu Ağabeyimiz, gerçekten zorlu bir hayat yaşadı. Şaşalı yıllarda Altay’ın hamisiydi. Babası Rahmetli Mazhar Zorlu’nun ideallerini sürdürdü. Türk Futbolu’na en üst seviyede TFF Asbaşkanı olarak görev yaptı. İzmir’e döndüğünde, Altay için çalıştı. Kardeşi Nafiz Zorlu da siyah-beyazlı kulübü sırtlayanlar arasındaydı. İş hayatında ise çok sıkıntılar çekti. Ege Palas Oteli olayı, hem kendisini hem de ailesini derinden etkiledi. Baba Mazhar Zorlu’nun hapse düşmesi O’nun için acılı günlerin başlangıcıydı. Güçbirliği Holding, İzmir Ticaret Merkezi için Basmane’nin göbeğinde temel atmak istedi. Çalkaltılı döneme rast geldi. Battılar ve İzmir’in göbeğinde koca bir “Çukur” öylece kalakaldı. Onun için çok suçlandı. Ama o mücadeleyi bırakmadı. İş hayatında EGEPEN gibi büyük bir firmayı yabancılara vermek zorunda kaldı. Holdinginin diğer büyük firmalarını yaşatmak için mücadele etti. Borçlandı, iflasın eşiğine geldi. Kardeşi ile sorun yaşadığı duyuldu. Böyle bir hayat mücadelesi sonucu dert sahibi oldu. Sonunda sağlığını da kaybetti. “Fakir Babası” idi. İl Fakirlerine Yardım Derneği’ni ayakta tuttu. Önceki gün Alsancak Hocazade Camii’ndeki cenaze töreninde muhteşem bir kalabalık vardı. Çünkü Kemal Zorlu, kendisi ile yıldızı barışmayanlar olsa da İzmir’de hemen hemen herkese dokunmuştu. Bu nedenle de dostları, acılı ailesi ile birlikte son yolculuğunda onu yalnız bırakmadı. Güle güle Kemal Ağabey. Kabrin pürünur, mekanın cennet olsun. Biz haklarımızı helal ettik, sen de et.