Adam düne kadar kraldı. CHP’de özellikle de İzmir kanadında ondan habersiz kuş uçamazdı. Hele yerel seçimler sırasında öyle bir ağırlığı vardı ki, anlatmaya kelimeler yetmez. Neredeyse belediye baş...

Adam düne kadar kraldı. CHP’de özellikle de İzmir kanadında ondan habersiz kuş uçamazdı. Hele yerel seçimler sırasında öyle bir ağırlığı vardı ki, anlatmaya kelimeler yetmez. Neredeyse belediye başkan adaylarının tümünün belirlenmesinde o’nun imzası var. O’nun olurunu alamayan kimse belediye meclis üyesi olamadı desem sanırım fazla abartmış olmam. Ne örgüt, ne delege, ne de yerel dinamikler. Hiç birini takmadı. Kolay değil tabii … Adamın arkasında koskoca genel başkan var. Boru değil. Genel Başkan Yardımcısı sıfatını aldı ya… Sanki İzmir’in Genel Başkanı oldu. Büyük kurultay öncesinde örgütü dizayn etmeye soyunan yine o. Sadece il bazında olsa neyse. Eşinin, dostunun telkinleri ile ilçelere bile el attı. Dahası… Öyle bir güçtü ki; CHP’li belediyelerdeki atamalarda bile yumruğunu masaya vurmaktan çekinmedi. Dedim ya… Resmen kraldı. Nitekim Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kendisini gözünde o kadar büyütmüş olacak, tuttu Parti Meclisi için hazırladığı listeye yazdı. İyi ki de yazmış. Yoksa örgüt içinde, delegenin gözünde ne olduğunu kim öğrenecekti. Neticede, baskıyla, Genel Başkanı’ndan aldığı güç ve yetki ile yaptıklarının kabul görmediğini kim bilecekti… İşte Tuncay Özkan’dan alınacak en büyük ders bu; Eğer ki sen örgütü karşına alarak, örgüte rağmen bir şeyler yapmaya kalkarsan, bedelini ödemekten kurtulamazsın. Tabii siyasette Tuncay Özkan örnekleri çok fazla. Koltuğa oturduktan sonra, kendisini oraya taşıyan örgütleri, teşkilatları yok saymak neredeyse moda. Benzer olaylar AK Parti’de yaşanmıyor mu sanki… Şu ara iktidar partisi kongre sürecinde. İlçe seçimleri önümüzdeki günlerde kaldığı yerden başlayacak. Büyük bir ihtimalle, parti ilk seçimde meydanlara yeni seçilen ekiple çıkacak. Çıkacak çıkmasına da, o ekipler AK Parti’ye başarı getirecek performansı sergileyebilecek mi? Mesele bu. Eğer, o ilçede yaşayana, o parti için yılardır emek sarf edenlere sormadan, “İllaki bu seçilecek” diye dayatma yaparsan. Hatta daha ileri gidip, “Karşısına aday çıkartırsanız o kongreyi yaptırmam” diye ayak direrseniz ne olur? Sadece bir alay küskün yaratırsınız. Doğal olarak da seçimlerde hayal kırıklığı yaşarsınız. Belki kendisini teşkilatları dizayn etme vazifesini edinmiş olan vekiller, “Bizde yanlışı cezalandıracak delege yok ki” diye avutabilir. Ya kendilerine o koltuğu sunan güç bu başarısızlığın faturasını ödetmez mi?