Covid-19 pandemisi nedeniyle ülkemizde ve tüm dünyada, 2020 yılı turizmin tarihi içerisinde en kötü yıl olarak yer aldı. 2021 yazında bir hareketlenme beklense de turizmin eski haline dönmesi uzmanlar...

Covid-19 pandemisi nedeniyle ülkemizde ve tüm dünyada, 2020 yılı turizmin tarihi içerisinde en kötü yıl olarak yer aldı. 2021 yazında bir hareketlenme beklense de turizmin eski haline dönmesi uzmanlara göre, koşullar uygun olsa bile uzun yıllar alacak… Yapılan uluslararası bir araştırmada katılımcıların yüzde 41’i turizmin pandemi öncesindeki seviyesine ancak 2024 yılında ulaşılacağına inanmaktadır. Yani yüzde 59’u bu işin epey uzun süreceğini düşünmektedir… Türkiye’de ise bu konuda 2021 yılı için daha olumlu bir hava var. Beklentiler yüksek. Aşıların zamanında yapılması, sıkı kontrollerin yapılması, bu pozitif yaklaşım turizmi olumlu yönde etkileyecek. Rusya’nın yurt dışı seyahatlerini açık tutması ve ilk kafilenin Dalaman’a gelmesi iyi bir işaretti. Ancak Türkiye’de Covid-19 pandemisinde hasta sayısı yükselmesi, Ukrayna ile savaş haline gelmesi üzerine Rusya havayollarını kapattı… Turizm Bakanlığı’nın sıkı denetlemesi, programları iyi takip etmesiyle turizm doğru yapılırsa tek başına tüm sektörleri çekecek,  onları yönlendirecek bir potansiyel ve güce sahiptir. Tur operatörleri, Turizm Bakanlığını harekete geçirmek için, “Artık bir karar verin önümüzü görelim” demeye başladılar… Yabancı turistler Türkiye’ye gelmek için can atıyor. Bir yerlerde hazır bekliyorlar. Pandemi nedeniyle bir kargaşa çıkmasın tatillerini kesintisiz yapsınlar diye bekliyorlar. Turizm şaka kaldırmayan ve ciddi düşünülecek ve programlar yapılması gereken bacasız bir sanayidir… Bazıları yeni sezon için işe alım duyurusu yapmaya başladılar. İşsizliğin de yeni alımlarla ortadan kalkacaktır. Ülkemizi pandemiye karşın güvenli ülke algısını doğru kullanabilirsek, sağlığı ön planda tutarak bu kısa dönem için bile hızlı adımlar atılabilinir. İşin başı tanıtım. Bu dönemde özellikle dijital tanıtım, reklamların önemi ortaya çıkıyor. Tanıtım çok önemlidir... Turizmde güvenli bir hareketliliği başlatmak istiyorsak özellikle riskli ülkelerden gelen herkese hızlı testler yapılmalıdır. Ülkeler risklere göre ayrılmalı, giriş için az riskli ülkelerden gelenler için test yapılması yeterli olmalıdır. Sağlık anlamında güvenlik standartları yükseltilmelidir. Sadece konaklama tesislerimiz değil ülkemiz de pandemi için güvenli olmalıdır... Turist misafirlere yönelik esnek satış politikası uygulamalıdır. Esnek rezervasyon ve kolay iptal seçeneği sunulmalıdır. Tüketiciyi koruyalım ki seneye gelsin ve ülkemizin reklamını yapsın. Burada Türkiye önemlidir. Başta politikacılar, iktidarıyla, muhalefetiyle ülkemizin güvenli olduğuna dair yeni bir söylem içerisine birlik ve beraberlik sergilemelidirler. Ortak dil çok önemli. İnsanlar güven duyacakları, kendilerini rahat hissedecekleri yerlere seyahat ederler. Madalyonun diğer tarafında bu da var. Oysa turist yabancı bir ülkeye gidip hasta olarak ülkesine dönmeyi kim ister? Aşılama çok önemli. Bence esas olan sadece gelenin aşılı olmasının yanında ülkemizde özellikle ön hat denilen yerlerde çalışanlar mutlaka aşılanmalıdır. Bunun içinde takip amaçlı dijital sertifikasyona geçilmelidir… Özet olarak anlatmaya çalıştığım adımlar kendime ait düşünceler değildir. Yurt dışında uzun yıllar gördüğüm ve incelediklerimi anlatmaya çalıştım. Avrupa ülkeleri bu adımları atmaya başladılar. Zaman düşünme ve konuşma değil icraat zamanıdır. Kalkınmamız için “Bacasız sanayi” iyi çalışmalıdır…