Korona virüs pandemisi gündelik yaşamdaki birçok alışkanlığı temelden değiştirdi. İş dünyası ve sosyal yaşam yeni normalden en çok etkilenen alanlar arasında. Uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim gibi ba...

Korona virüs pandemisi gündelik yaşamdaki birçok alışkanlığı temelden değiştirdi. İş dünyası ve sosyal yaşam yeni normalden en çok etkilenen alanlar arasında. Uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim gibi başlıkla her geçen gün daha da gelişiyor dönüşüyor. Sağlıklı yaşam, güvenli çevre baskısının artmasıyla birlikte insanların kırsal bölgelere olan göçü ise hız kesmeden devam ediyor. Özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarındaki birçok köy ve kasaba bu yoğun akıştan olumlu etkilenmiş gibi görünse de ev ve arsa fiyatları ciddi anlamda yükseldi. Yerel halk bu durumdan olumsuz etkilense de fırsat görenler ise ciddi anlamda para kazandı. İzmir’de geçen yıl yaşanan deprem ve büyük kentlerden İzmir’e akın akın gelenler nedeniyle İzmir’de emlak piyasası resmen balona dönüştü. Son olarak üniversitelerin yüz yüze eğitime açılma kararıyla birlikte kentte kiralık ev bile bulunmaz durumda. Pandemiyle birlikte yaşanan tüm bu gelişmeler kitlelerin turizme olan bakış açısını da değiştirdi. Artık kitlesel turizm organizasyonlarının yerine bireysel turlar, gastronomi, doğa ve kamp turizmi gibi daha küçük ve niş alanlarda hareketlenmeler yaşanıyor. Geçmişte 50-100 kişilik tur gruplarıyla adım adım gezen kitleler artık uçak biletini kendi alıp seyahat rotasını kendi belirliyor. Adana, Hatay, Gaziantep gibi gastronomi alanında öne çıkan şehirler bu dönemde daha da ilgili turistin bireysel rotasında yer almaya başladı. İzmir de turizm stratejisi ve vizyonuyla bu yeni dönemde nitelikli turisti ağırlama yönünde büyük işler başarabilir. Kentin dinamikleri kent turizminin gelişmesi için varıyla yoğuyla çalışırken İzmir sahip olduğu zenginlikleriyle gelecek vaat ediyor. İzmir Vakfı, Kentimiz İzmir Derneği ve TARKEM gibi sivil toplum kuruluşları ile başta İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası ve diğer kurumların çalışmalarını yakında takip ediyorum. İZMİR SMYRNASI Bu çerçevede Bergama, Efes gibi kültürel ve tarihi zenginliklerimizin yanı sıra Tarihi Kemeraltı Çarşısı ve Tarihi Kent Merkezi’nin öne çıkarılması için büyük ve sistemli adımlar atılması şart. Kentimiz İzmir Derneği’nin “Ortak Kültür Mirası: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog-II” programına kabul edilen “Heritage Alive (Kültürel Miras Yaşıyor)” adlı proje 1 Nisan 2021 tarihinde başladı. Toplam bütçesi 142 bin avro olan projenin ortakları olarak İtalya’dan Katanya Üniversitesi ve Santagata Vakfı ile Yunanistan’dan Asia Minor Aigaleo Derneği yer alıyor. Projenin odağına yerleştirilen Smyrna Agorası, İzmir’in tarihi kent merkezinin tam kalbinde yer alan önemli bir arkeolojik alan. 8 bin 500 yıl öncesine uzanan İzmir’in tarihi Bornova Yeşilova Höyüğü’nde başlamış, 5 bin yıllık izleri taşıyan Eski Smyrna (Bayraklı Höyüğü) ile devam etmiş ve nihayet Büyük İskender sonrasında Smyrnalıların Kadifekale ile Kemeraltı ekseni arasına yerleşmesiyle kurulan Yeni Smyrna ile günümüze ulaşmış. Smyrna (İzmir), tıpkı Roma ve Atina gibi, yüzyıllardır kesintisiz yerleşime tanıklık eden bir merkez. Agora’nın çevresinde gelişen tarihi kent merkezi, 2 bin 300 yılı aşan tarihiyle Hellenistik, Roma, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin izlerini taşıyor. Bu zenginliğin İzmir’in turizm vizyonunun kalbine yerleştirilmesinin meyvelerini yakın gelecekte alacağımıza inancım tam. Yeter ki işi uzmanları ve alanında kıymetli kişilerle sürdürülelim.