2000 ve 2001 yıllarında ekonomisini sağlamlaştırmanın mali b...

2000 ve 2001 yıllarında ekonomisini sağlamlaştırmanın mali bütçelerini dengeye sokmanın, hortumlara prim vermemenin dersini aldı. Türk halkı çok çalıştı çok şeye sabretti ve nice badirelerin üstesinden geldi. Enron skandalı ile 1999 da başlayan büyük mali buhran ile aslında 2020 pandemisine devam eden süreçte tuhaf bir şekilde devam eden buhran serbest piyasa ekonomisi içinde en zengin ve oyun kurucu ilkeleri sarsıyordu. Pandemiden önce batıda pek çok büyük şirket aslen sessiz sedasız çoktan batmıştı. Hepsi salgın sürecinde yaşanmış gibi lanse edildi. Oysa ülkemizin böylesi bir bahane ardında saklanmaya ihtiyacı yoktu. Şimdi giderek daha fazla batan dünyada her zamankinden sağlam bir yeri var. Tüm devletlerin piyasalara veya aktörlerine türlü çeşitli müdahalesi sürerken, dalgalanan denizde, hemen her tekne kadar sallanıp, her zamankinden dik ve sağlam duruşunu ödediği bedellere borçlu!FARKLI ESTRÜMANLAR’ İşte tam bu anda, Türkiye'nin güçlü olmasını istemeyen, dış güçlerin güdümünde tekrar terör farklı enstrümanlarla kendini gösteriyordu. Ancak dünyada patlak veren salgın hastalık musibeti ile hemen herkes bütünüyle kendi derdine düştü. Kapitalizmin sonu yeni bir düzenin başlangıcını getirecek, peki bu sistem ne olacak? Bu çöküşün sonu, muhtemelen, giderek yükselen pahalılıkla ve nihayet açlıkla birleşecek, ülkeler toplumlar birbirine girecek,,,, bilmediğimiz şekilde ve türde savaşlar kaçınılmaz olacak. Belki de bunun ilk tezahürü ilaç sektöründe yaşanacak, teknoloji veya bilişim sistemleri ile devam edecek. Sanal adını verdiğimiz türev piyasalar yerini daha büyük sanal sistemlere, kripto para birimlerine bırakmaya başladı bile. Dünya bir daha asla eskisi gibi bir yer olmayacak. İçinde var olup, aynı havayı soluyup, bundan etkilenmeyen hiçbir ülke kalmayacak. Önemli olan tüm kültürü ve çeşitliliği, çalışkanlığı ve sahip olduğu değerleriyle bizim, suyunu içtiğimiz, havasını soluduğumuz coğrafyamızla birlikte bizlere ne olacağı. Şimdi her zamankinden çok aklı selime, sağduyuya ihtiyaç olan yeni bir döneme giriyoruz. Çevre ve sağlık, ekoloji ve iklim hiç bu kadar anlam kazanmamıştı. Yiyeceğimiz sağlıklı gıdaları üretmekle, sağlıklı yaşam alanları kurgulamakla başlamalıyız. Kendi keyfini, kendi çıkarlarını düşünme, hırslara ihtiraslara kapılma devri aslında çoktan kapandı. Bunu kabullenmeyen dünya, insanoğlunun açgözlülüğü, gün be gün kendi sonunu hazırlıyor. Şimdi her zamankinden çok birlik olma, doğaya dönme ve tekamül zamanı. Hepimiz için yeni bir çağın başladığını ve sistemin değişmek zorunda olduğunu daha iyi anlayacağız. Bu süreçi bizlere çok şey öğretti, şimdi dünyanın yönetiminin büyük uluslararası şirketler elinde olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Salgın tamamen ortadan kalkana kadar bizlere çok daha fazlasını öğretecektir. Fakat dünyada iklim krizi kuraklık tehdidi ile beraber gelecek, su ve gıda sıkıntısı, bugüne kadar dünya üzerinde yaşam döngüsü ve alışkanlıklarını da, tüm dünya ile birlikte bizlerde de bütünüyle değiştirecektir.