“Gezen insan, güzel insan” diyorum hep. Kendine yatırım yapan, keşfetmeyi önemseyen, merak sahibi insanlar. Her defasında zenginleştiğimi hissettiren, birbiri ile güçlü bağlar kuran topluluk. Farklı b...

“Gezen insan, güzel insan” diyorum hep. Kendine yatırım yapan, keşfetmeyi önemseyen, merak sahibi insanlar. Her defasında zenginleştiğimi hissettiren, birbiri ile güçlü bağlar kuran topluluk. Farklı bakış acıları ile farklı pencerelerden bakma imkanı bulmak, paha biçilmez bir zenginlik. Eee bir de gittiğimiz yerler çok zenginse... Tarihiyle, coğrafyasıyla, mutfağı hatta kahvaltısı ile ünlüyse... Türkiye’nin en büyük gölüne, ‘deniz’ diyorlarsa… Şelaler ile çevrilmeş, Türkiye’nin en büyük dağına karşıdan bakabiliyorsanız… Ağrı Dağı tüm heybeti ve gizemi ile bizi karşılıyorsa… Bir de bu özel ve güzel şehir, sanki bir kıyı şehriymişçesine modernliği ve sosyal yaşamı içerisinde pek çok doğa olayına ev sahipliği yapıyorsa… URARTU’TUN BAŞKENTİ Doğu’nun Paris’i olarak bilinen Van’dayız. Önce Akdamar Adası’na bizi bekleyen tekneyle geçiyoruz. Ama bu o kadar çabuk olmuyor. Düğün sezonu başladığı için İran’dan Van’a gelerek düğün yapan, eğlenen yüzlerce konuk ve beş çifte rastladık. Ülkelerinde rahat hareket edemediklerinden Van bu anlamda harika imkanlar sunuyor. Sınır komşumuz İran ile resmen komşuculuk oynuyoruz. Sabah gelip akşam gidiyorlar. Birbirine geçmiş iki temel kültür. Akdamar Adası için üç tekne dolu olarak kalktı. Dördüncü tekne ile ancak geçebildik karşıya. Bizim teknemizde de gelin ve damat vardı. Bol bol çekimleri yapıldı. Biz de eğlenceye verdik kendimizi. Van’ın o mis gibi kekik kokan etleri ve de ızgara inci kefali öğlen yemeğimizdi. Yemeğin ardından sıra ruhumuzu beslemeye gelmişti. Uçsuz bucaksız mavi sular, müzik ve keşfetmenin keyfi… AŞIKLARIN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ Akdamar Adası’nın hüzünlü hikayesini anlatıyor rehberimiz. Ardından Kral Gagik’in muhteşem kilisesinin tarihini öğreniyoruz. Kabartmalar ve süslemeler ile günümüze dek ulaşmış nadir eserlerden Tevrat ile İncil’in kıssaları anlatılıyor. İç ve dış kabartmaları ile dünyaca ünlü olan ve M.S 921 yılında tamamlanan Kutsal Haç Kilisesi ile gezimizi tamamlıyoruz. Van’ın en güzel otellerinden olan Van Elite World Hotel’e geçerken güneşi batırıp gün batımının seyrine dalıyoruz hep birlikte. Fotoğraflamalara doyamadığımız bir gezi. Kendimizi özel hissettiren bu şahane otelde, o muhteşem Van kahvaltısını yapıyoruz. Çook zengin bir büfe. Sonra yine yollar... Van Müzesi Van’ın tarihi süreci ve kültürel değerlerini öğrenmek için Van Kalesi karşısında bulunan, ülkenin en büyük müzelerinden biri olan Van Urartu Müzesi’ni geziyor ve hayran kalıyoruz. Muradiye Şelalesi Ardından Muradiye’ye geçiyoruz. 18 metreye dökülen güzelliği ve çevresindeki bitki örtüsü ile meşhur olan, adını Sultan 4. Murat’tan alan oldukça geniş bir alanda coşkulu bir şekilde köpürerek dökülen şelalenin keyfini kahvelerimiz ile birlikte çıkarıyoruz. Savaşların geçtiği meşhur Çaldıran Ovası, Tendürek Dağı… Keşfetmelere doyamıyoruz. 2644 metre ile Tendürek Geçidi’nden geçiyoruz. Katılaşmış lavları, volkanik etkilerini görüyoruz. Tendürek Dağı’nı aştıktan sonra 5137 metre ile ülkemizin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nı izliyoruz. İshak Paşa Sarayı Doğubeyazıt’ta Ağrı Dağı manzaralı İshakpaşa Sarayı’na gidiyoruz hep birlikte. Doğubeyazıt’a 5 kilometre mesafede bir dağın yamacında Osmanlı Dönemi’nin Lale Devri’ndeki son büyük anıtı. Doğu’nun Topkapı Sarayı. 1784 yılında İshak Paşa ve Çolak Abdi Paşa tarafından tamamlanan Selçuklu sanatı izleri taşıyan “İshak Paşa Sarayı.” Bu sanat harikası yapı taç kapısından, haremlik- selamlık bölümlerine kadar en ince detaylarıyla düşünülmüş ve nakış nakış kayalara işlenmiş bir şaheser. Yine bol bol fotoğraflarla bu muhteşem saraydan ayrılıyoruz. Büyük Çarşı Van’da olup da Büyük Çarşı’ya gitmemek olmaz. Özellikle çay olmak üzere, parfümler, gözlükler ve daha pek çok ürün alışverişi yapıldı. Meşhur Van yemekleri, etleri ile öğle yemeğimizi de yedikten sonra bizi bekleyen muhteşem bir şölene doğru yollara düştük. İnci kefali göçü İşte beklenen an gelmişti. Van Gölü içerisinde yaşayan tek canlı olan İnci kefallerinin yumurtlamak üzere Bend-i Mahi Çayı üzerinde verdikleri mücadele... İnci Kefali Göçü Festivali’ne denk gelişimize de ayrıca sevindik. Çayın kenarında hayal bile edemeyeceğimiz muhteşem bir kalabalık, piknik ortamı ve konser… Savat ve arubani Van’ın meşhur Urartu gümüş sanatı olan savat ve arubani sanatları hakkında bilgi almak için gümüş atölyesine gidiyoruz. Bu sanatı yakından tanıdıktan sonra sevdiklerimizi de hatırlayarak hediyelerimizi alıp otelimize geçiyoruz. Yöresel ürünler ve Van kedileri Balından otlu peynirine, kaşar peynirine kadar yöresel ürünler satın almak çok önemli. Aldık bolca... Siparişlerimizi de kargo ile adreslerimize gönderdikten sonra keyifli bir buluşmaya doğru yola koyulduk yine. Van denildiğinde ilk akla gelenlerden Van kedilerinin eşsiz güzelliği... Van YYÜ ( Yüzüncü Yıl Üniversitesi ) Kedi Evi son günümüzün son uğrak yeri. Kedilerimiz ile buluşma anımız görülmeye değerdi. Eşsiz güzellikteki bu kediler koruma altında olduğundan Van dışına çıkarılması yasak. O nedenle özel alanlarda yaşatılıyorlar. Mamalarını alıp kedilerimize ikram ettik. Çok güzel anlar yaşadık. Bu geziye ait anılarımız, hediyelerimiz ve yeni dostluklarımız ile bu güzel şehirden ayrıldık. Sevgi ve sağlıkla…