Her kesimden insanlar tarım konusu da fikir beyan ediyor. Herkesin düşüncelerini, bilgilerini söylemesi, yazması çok değerli. Güzel de Cumhuriyet’in ilanı döneminde Türkiye nüfusu 25-27 milyon civarın...

Her kesimden insanlar tarım konusu da fikir beyan ediyor. Herkesin düşüncelerini, bilgilerini söylemesi, yazması çok değerli. Güzel de Cumhuriyet’in ilanı döneminde Türkiye nüfusu 25-27 milyon civarında. O nedenle ülkemiz için dünya üzerinde kendine yetebilen yedi ülkeden biri deniliyordu. Nüfus yoğunlaştıkça, teknoloji geliştikçe, arazi bütünlüğü sağlanamayınca tarım dar alanda kalmaya başladı. Ekonomik gelişmeler sonucunda, tarımda ortaya çıkan sıkışıklık, sanayi alanına aktarılamamıştır. İhracat-ithalat dengesinde sıkışıklık, ithalat lehine gelişmeye neden olmuştur. Ticaret alanında siyaset kendini hissettirmeye başlayınca uluslararası dengeler gereği tarım ürünlerinde vazgeçmelere ve yeni ürünlerin çıkmasına gerek olmuştur. Sadece bu sebepler değil iklim şartları, sosyoloji, konjonktürel siyasi ortam da etkisini göstermektedir. Günümüz tarımında yanlış bir uygulama sonucunda pamuk ekimi minimum konuma gelmiştir. Tütünde durum daha vahim hal almıştır. İncir ve üzümde de durum farklı değil. Meyvelerden kayısı, zerdali, meşe, ekmek ayvası, domuz eriği, Formosa eriği, geldik zeytin meyvesine gittikçe azalıyor. Bu konularda ciddi yanılgılar da var. Bir reklam proğramında pamuk ürününün sanki su kıtlığı konunda sebeb gibi gösterilmesi çok yanlış. Bir tek İtalyan veya Kanada kavağı 90 ton su çekmekte iken pamuk ekiminden vazgeçirici beyanlar yanlış. Hangi konuda olursa olsun birlikte gösterilecek davranış biçimleri başarıyı getirir. Susamın, iğdenin azalması çitlembik ağaçlarının yok olma noktasına gelmesi dahi bitkisel dengeleri alt üst edebilir. Bazen zıraat bizim işimiz diyerek mühendislerin, yüksek mühendislerin, tekniker ve teknisyenlerin zıraat bizim işimiz demeleri tam doğru değil. Bu meslek mensupları konunun bilimsel aktörleri olmaktadır. Ancak ekonomistler tarımın planlaması konularında aktör olmaktadır. Bu konularda mühendisler ve ekonomistler farklı alanların düzenleyicileri olarak birlikte ortaya çıkarlar. Tarım ekonomisinde planlama ve kapsamında bulunan ürün tercihleri, ekim dikim alanları, pazarlama organizasyonları, geç kalındığı, bu nedenle işin çok zorlaştığı ve başarıda zamanın uzadığı bilinmektedir. Tarımda zaman kazanabilmek... Tek çıkış yolu olmaktadır. Bunun için de dış ticarette ve ürün planlamasında derhal stratejik bir atılım yapma gereği elzem. Tarım konusunda nasıl bir tercih yapılması, yani seracılık başlı başına büyütülüp yaygınlaştırmak mı yoksa açık alan tarımına devam ederek ve genişletilerek klasik üretime devam mı edilecek konusunda karar vermek çok önemli. Yani tarımda nasıl bir yol tayin etmek, demografik yapının hangi ürüne müsait olmasını tesbit etmek, yıl içinde iki üç ürün yetiştirilebilecek konseptin mevcut olup olmadığını da tespit gerekmekte. Tarımda netice almak gerektiğinde hem fikir olunuyorsa uluslararası kargo taşımacılığı da ihmal edilmeyerek son derece yaygınlaştırılmalı. Kısaca tarım yapılacaksa her konuda gereği yapılarak devam etmeliyiz.