Bildiğiniz gibi 30 Ekim günü yani bir hafta önce İzmir, merkez üssü Seferihisar açıkları olan bir depremle sarsıldı. Ben de depremin göbeği olan  bu yazıyı kaleme aldığım saate kadar 114 olarak açıkla...

Bildiğiniz gibi 30 Ekim günü yani bir hafta önce İzmir, merkez üssü Seferihisar açıkları olan bir depremle sarsıldı. Ben de depremin göbeği olan  bu yazıyı kaleme aldığım saate kadar 114 olarak açıklanan can kayıplarının yaşandığı Bayraklı Mansuroğlu mahallesi sakinlerinden birisiyim. Depremin en sıcak saatlerini birebir yaşadım. Önce bir gürültü koptu, sonrasında da ortalık toz duman oldu. İlk olarak kendi ailemi güvenli bir yere aldım, sonra ablam ve annemin yanına koştum. Hani haberlerde izlediğimiz Yılmaz Erbek apartmanı var ya BİM mağazasının da bulunduğu bina, onun karşısında yaşıyordu ablam ve annem. Onların binayı terk edip güvenli bir yere sığındıklarını öğrenince biraz rahat nefes aldım. Ardından gücümün yettiği kadar birilerine yardımcı olmaya çalıştım. Sonra birbiri ardına gelen acı haberler yüreğimi yaktı. Sonrası zaten malum. Merkezi hükmet belediyeleri, belediyeler de merkezi suçlama yarışına girdi. Uzmanlar bir biri ardına insanların kafasını karıştıran açıklama sevdasına düştü. Peki öyle de, kim olursanız olun şimdiye kadar aklınız nerdeydi kardeşim. Bu canlar gidince mi aklınız başınıza geldi. Her felaket sonrası aynı açıklamalar, aynı sözler. Şöyle olsaydı böyle olmazdı. Böyle olsaydı şunlar olmazdı Kardeşim bu sözleri daha önceki depremlerde de duyduk. Peki ne değişti koskaca bir hiç. Ne diyor şarkı sözünde; “Unutulmaz denen günler unutulur, unutulur Bu hayat böyledir dostum Yaşanan gün mazi olur En değerli hatıralar, bir gün gelir unutulur En değerli hatıralar, bir gün gelir unutulur Unutulur, unutulur Unutulur, unutulur” AFAD, UMKE, Kızılay, itfaiye ve tüm kuruluşlar, Valiliğimiz, Bakanlıklarımızın tüm personeli, Türkiye'nin her yerinden gelen belediyeler, kurtarma ekipleri, insanımıza gıda yardımı özel kuruluşlar, evinde pişirdiği yemeği afetzedeyle paylaşan vefalı İzmirliler ve ismini sayamadığımız tüm yardımseverler sizler İzmir depreminin unutulmaz kahramanları arasındasınız DEPREM FIRSATÇILARI Birde deprem fırsatçıları var. Afetleri fırsata çevirmek isteyen basit insanların sayısında ise ne yazık ki azalma olmuyor. Kimi yapılan yardımları büfesinde satar, kimi hırsızlık için yıkılan binalara girer. Tüm Türkiye'nin zor zamanlarda kenetlendiği dönemlerde bu insanlar sürekli ortaya çıkar ve o güzelliğe gölge düşürür. Ev ve dükkan kiralarını arttıranlara, Taşıma ücretini zam üstüne zam yapan nakliyecilere, 2 liralık çayı 5 lira yapan kafelere, Depremzedelere dağıtılan yardımları istifleyenlere, dükkanında satanlara Yuuuh… Sosyal medya hesapları üzerinden depremi provoke etmek isteyenlere. Akl-ı selim olmamız gereken günlerde sosyal medyadaki cehalet dolu görüntüleri yayan. Klavye delikanlılarına Yuuhh…