Bir çocuk için sevgi ve kabullenme ihtiyacı adeta çocuk için ölüm kalım meselesidir. Bir çocuğun hayatta kalabilmesi için kendisine bakan kişiye ihtiyaçlarında bağımlıdır. Çocuğun temel ihtiyacları sa...

Bir çocuk için sevgi ve kabullenme ihtiyacı adeta çocuk için ölüm kalım meselesidir. Bir çocuğun hayatta kalabilmesi için kendisine bakan kişiye ihtiyaçlarında bağımlıdır. Çocuğun temel ihtiyacları sadece fiziksel bakım değildir. Çocuğun kendini duygusal olarak güvende hissedebilmesi için kendisini içinde olduğu aile ve çevresi tarafından kabul görüp iyi ilişkiler geliştirmeye ihtiyaç duyar. Çocuğu duygusal ve fiziksel olarak utandırmak reddetmek, utandırmak çocuğu içinde yaşadığı bedeninde ve ruhunda tehdit algısı oluşturur. Eğer çocuk şişman olmanın, çekingen davranmanın ya da beceriksiz olmanın kötü bir şey olduğunu öğrenerek büyütüldüyse kendini her zaman karmaşık hisseder.

KULAK MİSAFİRİ

Çocukluğumuzda kulak misafiri olduğumuz bir yorum ya da bize söylenen bir söz bizi utanç sarmalının içine çekebilir. Çocukken kendimizi utandıran mesajlar alarak büyütüldüysek kendimizde bir sorun olduğunu düşünürüz. Kafamızda sürekli nasıl hissetmemiz ve düşünmemiz gerektiğini bize söyleyip duran sesler bize kendimizi kötü hissettirir. Genellikle utanç ve suçluluk duygusundan gelen bu sesler bize baskı yaparak kendimizi tedirgin hissettirir. Öğrendiğimiz bu yanlış düşünce ve davranış kalıpları bizde bir sorun olduğunu göstermez aksine kim olduğumuz hakkında öğreneceğimiz çok şey olduğunu ve iyileşmesi gereken yaralarımız olduğunu gösterir. Hepimizin birinin bizi görmesine, duymasına, anlaşılır hissedip yalnız olmadığını hissetmesine ihtiyacı vardır. İçimizde ki çocuğun ihtiyaçlarını anlamak, onun yaralarını sarıp yeniden canlandırmak ve onu sınırlayan inançların ne olduğunu sorgulayıp kendi özümüz ile yeniden bağlantı kurmak kendimizi kabul etmenin temel yoludur. Çocukken derin ve sevgi dolu bağ kurulmadan büyüyen kişiler yetişkin hayatında her zaman kendinden şüphe edip kendilerini kusurlu bulurlar. İhtiyaçları karşılanmayan çocuk yanımızın yetiklin olduğunda da kabul edilme ve görülmeye ihtiyaç duyar.

DOĞRU NEFES

Kişi kendini kabul ettiğinde aklına, bedenine ve ruhunu tanır ve kendini yeterli hissetmeye başlar. Utanç ve suçluluk hissi ile yaşamak dıştan onaylanma ve hesap vermeye odaklı yaşamayı seçmektir. Dışarıdan güçlü gözükmeye çalışmak buna sürekli kendini zorlamak zihniniz ve bedeniniz arasında bağlantının koptuğunu ve var olan boşluklar olduğunu gösterir. Oysa kişi önce kendi bedeninde güvende hissetmek ister. Sürekli kendimizii geri çeker ve bedenimizi güven duyduğumuz yer olmayı bırakırsak hem kendimize hem de bedenimize olan inancımızı kaybederiz. Hastalıklarda da böyle olmuyor mu? Kişi iyileşmeye olan inancını ve güvenini kaybettiğinde kendini huzursuz hissedip hastalığa yenik düşer. Bedenimizle ruhumuzla bağlantıya geçiren midfulness egzersizleri tam da bu noktada işlevseldir. Neyin sinir sistemimizin ele geçirdiğini fark etmek, doğru nefes alıp vererek bedenimiz içinde güvende olduğumuzu hatırlatmak kendimizle güvenli bağlantı kurmanın en iyi yoludur.