Adaleti sağlayacağına hiç de inanmadığım VAR'da böyle konuşmalar geçer, dışa verilmez. Tıpkı 112 çağrı merkezini abuk subuk sorularla meşgul ettikleri gibi. Bir resmiyet, özen, dikkat olması gerek ya...

Adaleti sağlayacağına hiç de inanmadığım VAR'da böyle konuşmalar geçer, dışa verilmez. Tıpkı 112 çağrı merkezini abuk subuk sorularla meşgul ettikleri gibi. Bir resmiyet, özen, dikkat olması gerek ya neyse. 'Ofsaytımsı' sözcüğünü üreten, son maçı olan yaratıcı VAR hakemine selam olsun. Buyrun Ege Telgraf farkıyla; 'Gel bi bak kardeş. Oh iyi oldu ben de çağırmanızı bekliyordum, beni kurtardınız. Daha dur bir bak da sonra karar ver, bizim de burda tuzluk gibi oturmadığımız belli olsun. Hadi ne var bunda, işte bakıyorum. Bak şimdi bir şey var gibi yok gibi de ne bileyim ben ay çıldıracağım. O zaman ne diye çağırdın, ayıp olmasın gelmişken bi bakayım. Parası güzel olmasa benim burda işim ne zaten, tecrübeli hocalar daha iyi yapar aslında. O DA NE 'OFSAYTIMSI' (?!) Ofsayt mı yani vereyim mi, ama yok ki bir şey, hiçbir şey yok temiz gol. Ofsayıtımsı bir şey, kekremsi bir tadı var. Ofsayt mı diyorum ?. Biz çağırdık sen karar ver, çağırdık diye de bize uyman gerekmez var gibi de yok gibi de. Yok daha neler, bir şey ya vardır ya da yoktur. Ben ne anlarım vardan yoktan. Sahadaki hakemliğime son verdiler bırak dediler bu çok cazip, rahat bir iki poziyona bakıyorum o kadar. Ofsayt mı, vereyim mi ? Ne dedim az önce de var gibi de yok gibi de. Tövbe tövbe. Hakem sensin, beni bıraktırdılar VAR da son maçımız olmasın. Yardım etsen ölür müsün ? Laf çok uzadı dön sahaya karar sende. Ofsayt değil golü veriyorum gidiyorum ben. Var gibi de yok gibi de ofsaytımsı okeeey'. ...Vee VAR'ımsı hakem FİFA Kokartı adayımsı hakemi yolla, sahaya döner. Vücut dili golü verecek gibidir ne olduysa iki adım atar ve de yan bir şekilde iki kolunu da kaldırır ve güzelim golü iptal eder. O ne biçim işaretler, hakem olmadığı o kadar belli ki. Birinin hakemliği biter, birinin FİFA kokartı gider'. Hayırlısıı. DERBİ SELÇUKLUYA Güldür Güldür Şov'dan daha komik olan VAR'ımızla devam edelim. 'Kafa attı sen atamayacak gibisin gel bak. Kafa atıyor gibi sanki. Düpedüz kafa işte illa kan mı çıkması mı lazım. Bana pek inandırıcı gelmedi. İnandırması mı gerek sen nasıl FİFA kokartına layık görülmüş henüz kokart takmamış FİFA'sın at gitsin, tarih yaz. Atarsam bir daha bu takımın maçına vermezler. Yahu burada konuşulacak mevzu değil, hayatının kararı ama çok basit kırmızı kart bunun cezası güven bana ya da iyice bak karar senin. Yok sarı üstü kırmızı kart altı gibi sarımsı sanki. Sen bilirsin benim görevim bu, uyarmak boşuna oturtmadılar buraya boşu boşuna VAR yapmadılar. Neyse sağ ol ben yine bildiğimi yapayım atmak içimden gelmiyor. Yapma, at, ihraç et'. Şaka olsa da gerçeği yansıtıyor, hep böyle oluyor. Kısaca biri VAR'a uymadı, biri VAR'a uydu. VAR'lar karıştı. Doğru zamanda doğru yerde denk gelemediler. Doğru VAR olsa, hak yenmeyecek. İkisinden biri pazar günkü derbinin hakemi olacaktı, belki de. Yazım yayına girdiği sırada belli değildi ama bizim Selçuklu gururumuz Halil Umut Meler çıkar. Aslanlar gibi, Kanaryalar gibi de yönetir. İyi gidiyor maşallah, iyi de hakem. Başka da hakem, kalmadı ki. Hakemcikler bolca, beklemedeymişler meğer yeni türediler. SADECE BİR POZİSYON DEĞİL Kİ Hakemlikte yılların özeti, fragmanı, püf noktası, mihenk taşı,  an o an işte. Can baba Can Yücel ne demiş ne de güzel demiş; 'Ömür dediğin üç gündür / dün geldi geçti, yarın meçhuldür / O halde ömür dediğin / bir gündür, o da bugündür'. Hakemlik de yaşamın ta kendisidir. Basit hata değil ki bunlar. Birinde at, diğerinde de golü ver. Böyle yapabilseler, FİFA listesine girdiler ama takamadan serüven bitiyor, game over. 'Sen de hakemlik yaptın hakem kolay mı yetişiyor' diyecekler çıkar bana. Geçiniz bu beylik lafları. Becerebilen, yapabilen, yeteneği olanlar hakemlik yapsın, FİFA olsun. Olmayacaklarla zaman kaybetmeyin, boşuna uğraşmayın. Yol geçen hanı değil burası, ümitsizler dergâhı da değil. Yapabilenler, adil olanlar, cesur yürekliler kalsın.  Pısırıklar, günü kurtardığını sananlar, para için şöhret için yapanlar gitsin. Bu gibiler yüzünden tekil değil çoğul konuşuluyor. Hakaret zamanı 'hakemler' denip geçiliyor, kısa yoldan 'hakemler' akıldan geçiyor. Bunca yıl küfür yedik tamam da. Yine etsinler sıkıntı yok. Ama yeter ki. Adalet olsun, vicdanımız rahat olsun. AĞRILARLA KİTAP YAZDI İşini ciddi yapar, yallı yullu insan değildir. Hakemlik, teknik adamlık yaptı, bildiklerini yazıyor eser bırakıyor. Yaşarken kıymetini bilinmeli. Hem kitabını yazmaya devam etti şiddetli karın ağrısına rağmen, tamamladı yayına hazır. Evlatlarının ısrarıyla 'bağırsak düğümlenmesi' teşhisiyle acile gitti, ameliyata alındı. Şükür iyi şu an. 80'li yıllarda İzmirspor'da (Hocalarım Halil Bıçakçı (merhum), Ali Şahin (merhum)) ile görev yapan sevgili Sabahattin Koludar hocam 650 sayfalık 'Futbolda antrenman' isimli kitabını bitirdi. Hem de bu yaşta. Geçmiş olsun hocam, okuyanınız bol olsun. Haliyle kâğıt pahalı. İzmir Barosu futbol takımını Dünya Şampiyonası'nda flaş ekip yaptı, Ödemişlidir. Para kazanmak değil, en az zararla, hasarla kitabını bastırmak amacı. Hakkıdır zaten. Onlarca, yüzlerce talebesi oldu, emek verdi, ekmek yedirdi. Sponsor mu olur destek mi olur, reklam mı olur, siz bilirsiniz. Ağaların eli tutulmaz. Hatırlatayım. Dünya fani, gelmez bir daha Sabahattin hocam gibisi. Disiplinli, namuslu, onurlu. Topu da topunuzu da satmadı hiç. Yaşarken unutmayın, bir ses bir nefes yeter. BİR YILDIZA DAHA VEDA Lütfen, Allah rızası için spor camiamızın ileri gelenlerini merak edin. Evden çıkamayan, yürüyemeyen, kulağı iyi duymayan, hatırlamayan, tanımayan çok, olabilir de yaş ve yıllar. Kalkın ayağa, bir zamanlar dibinden ayrılmadığınız, eşinin doğum günün de bile çiçek yolladığınız, çantasını taşıdığınız, paltosunu tuttuğunuz, kadeh tokuşturmak için yarıştığınız, faal iken dakika başı aradığınız, şimdi 'abi' dediğiniz o zamanlar 'hocaaam' dediğiniz değerlerimizi arayın, sorun. Güzel bir değer, adil hakem Nebi Soyutürk hocamızı da kaybettik. Adına turnuva düzenlenmişti, Google'da var. 7 yıl önce haberini yapmıştım o koskoca adam telefonda ağlamıştı. Şimdi yok, bedenen yok. Ey dernekler görev başına. Zira hiç kimse ama hiç kimse 'Beni arayın, destek olun sıra sizde' demez. ÖNCE SAĞLIK GERİSİ BOŞ Fotoğrafın güzelliğine bakar mısınız ? Yaşayan efsane, güzel hocam, İzmirspor takım kaptanı Turgay Meto omuzlarda. Yüzlerdeki samimi gülümsemeye, tebessüme bakar mısınız? Amatörde yok bu samimiyet, birliktelik. Her yönüyle hasret kaldık. 1967-68 sezonu, İzmirspor 2.Lig'de şampiyon, şimdiki adıyla Süper Lig'e yükselmiş. Gerçek kaptan, ağabey Meto omuzlarda, baş tacı. Altınordu sevdalısı gazeteci büyüğüm Atilla Köprülüoğlu da ciddi bir operasyon geçirdi. Evinde dinleniyor. Sporumuza çeşitli konumlarda hizmet eden, bu satırları okuyan takip eden tüm güzel yürekli fertlerimize sağlıklı ömür, veda ettiklerimize rahmet diliyorum. Biz kocaman bir aileyiz, spor ruhumuzda var.