2021 yılının ilk köşe yazısını yazarken, 2020 yılından kurtulduk mu diye düşünüyordum ki mail adresimin dolduğunu gördüm. Bazıları bana bilgi aktarır. Gazetedeki ve internet gazetesi köşemde yazılması...

2021 yılının ilk köşe yazısını yazarken, 2020 yılından kurtulduk mu diye düşünüyordum ki mail adresimin dolduğunu gördüm. Bazıları bana bilgi aktarır. Gazetedeki ve internet gazetesi köşemde yazılmasını ister. Yazıları çoğunlukla araştırırım. Aradan geçen zaman içinden bazısı “o konuyu yazdın mı?” diye ısrarla sorar... Yazdığımın farkında bile değil. Çünkü herkesin okumasını istediği bir konuyu, kendisi gazete alıp okumamıştır. Maalesef okuma kültürümüz yoktur. Merak ettiği konuyu okumak ya da okumamak. İşte tüm mesele burada! Okuyan da, okumayan da kendini fark ettirir… Herkes bölgesindeki gazeteleri alıp okuması ve o gazeteye, gazeteci olarak çalışanlara destek vermek hem kültür hem de bir insanlık görevidir. Cehalet başlı başına tahriktir. Cehaletten ve cahilden uzak durmalı. Hiç değişmeyen durumdur: Kuzu can, kasap et derdindedir. Haftanın öğüdü Şeyh Edebali’den; “Geçmişini bil ki, geleceğini o temelin üzerine inşa edebilesin…” Yeni yıl ile böylesi bir duygu ve mantık birliği ender görülür: Tüm insanlık 2021’in 2020’yi hiç aratmaması adına dua etti. Ama ne koronaymış bee! Noel Baba'ların bile ödünü patlattı, sindirdi! Virüs dağıtan Noel Baba'lara da tanık olundu. Belçika'nın Mol kasabasında yaşlıların kaldığı bakımevine moral için düzenlenen “Noel Baba” ziyaretinin ardından Kovid 19'a yakalanan 18 kişi yaşamını yitirdi. Bulaşanların sayısı 121 oldu. Yoksa Azrail Noel Baba kimliğine mi bürünmüştü? Dünya da 1,8 milyon insanı öldüren, 78 milyon insanı hasta eden Koronavirüsün, 2021 yılının, 2020 yılının önünde aşılmaz bir barikat olmasını dilerim. Korona ülkemizde yerelleşti. Saptanan vakaların çoğu yerel. Yerelde insanlarımızın tedbir almamasından özelliklerimize bir yenisi eklendi. İngiltere de görülen Mutasyon korkuttu. Nasıl korkutmasın ki? Tipten tipe giriyor o virüs. Yasaklar gelmeden, sağlığımız için aklımızı kullanmak şarttır. Herkes kendi önlemini almalıdır… Birde kulaktan dolma hurafe sözler vardır. Bunları uygulamak çok yanlıştır. Bunlar yalanlar silsilesi Yunan mitolojisini harfiyen bilmeyi “medeniyet” sayanların gerçek Türk tarihi öğretisini “şovenizm” ve “faşizm” olarak algılamaları saçmalıktır... Çin'de yemek savurganlığı yapanlara ağır cezalar verilecek. Özellikle Türkiye’de şu korona virüs yasakları günlerinde yapılan savurganlıklar, alınıp yenilmeden çöplere atılan yiyecekler. Her ülke, bunu yapsa dünyada aç insan kalmaz… Hep 2020 yılının ülkemize ve başımıza engerek yılanı gibi çöktüğünü düşündük. Ama hiç kendimizi eleştirmeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik. Suçlu 2020 yılı oldu. Ormanlarımızı yaktık, yeşili yok ettik. Verimli tarlalarımızı imara açıp beton yığını haline getirdik. Ağaç dikmedik ağaçları kesip binaları diktik. Derelere evler inşa ettik, yağmur ve sel sularının yollarını kapadık. Şehirlerde arıtma sistemleri kurmayıp lağımları ve pis suları denizlere nehirlere akıttık. Fabrikalar artıma sistemi kurmadı, ilaçlı, zehirli pis fabrika atıkları sularını nehir ve akarsulara bıraktılar. Balıklar zehirlendi. Sudan sulanan bahçelerdeki sebzeler kurudu. İşte çevreye verdiğimiz önem buydu ama biz her şeyi 2020 yılına attık. Diliyorum 2021 yılında bunları yapmayız…