Hoş geldin yağmur, nasılsın? Pek bir özlettin kendini, ne zamandır göremedik, gözlerimi...

Hoş geldin yağmur, nasılsın? Pek bir özlettin kendini, ne zamandır göremedik, gözlerimiz de yollarda kaldı. Çiftçiler ellerini semalara kaldırdı, dua etti, sen gel diye… Bizim balkonu süsleyen begonvilin boynu bükük kaldı… Sen olmayınca hiçbir şey olmuyor, biliyor musun? Toprak susuz, kurak, cansız… O çok sevdiğimiz yeşilin bin bir tonuna hasret kalıyoruz… Sofralarımız tükeniyor, bereketimiz kaçıyor. Çünkü sen demek, bir yerde de bereket demek… Sen geleceksin ki hastalar iyileşecek, ürünler çıkacak, insanlık yaşayacak… Sen geleceksin ki hayat ışıl ışıl parlayacak… Çünkü aslında sen yağmur değil, ‘Yağ nur’ sun… Gökyüzünün yeryüzüne sunduğu bir nimet, ışıksın… Yağacaksın, nehirler coşacak… Yağacaksın, barajlar dolacak… Yağacaksın, silecek bu yeryüzünün kirlerini… Çok özlemiştik, iyi ki geldin… Evet, sevgili okur, anlayacağın üzere yılın ilk yağışlarıyla yıkanmanın sevinci içindeyim… Dışarıda kalana derttir yağmur, bilirim… Ancak o olmadan da hayatın devam edemeyeceğinin hepimiz farkındayız. Ben küçükken yağmur yağdığında bulutların ağladığını düşünürdüm… Hüzünlenir, ‘Anne neden ağlıyorlar?’ diye sorardım… Annem de ‘Ağlamıyorlar. Çok susayan insanlara yardım ediyorlar’ derdi. Anneannem ise gülerek, ‘Yok canım, cennette çamaşır yıkamışlar da ipe asmışlar. Onun suları akıyor’ diyerek dalgasını geçerdi. Hatıralar işte… Geriye baktığımda annemin ne kadar da doğru söylediğini düşünüyorum… Dünyanın içinde bulunduğu durumu ve ne yazık ki gerektiğince önlenemez gidişatı gördükçe avuçlarıma düşen her damlayı koruyup kollamak istiyorum… Dünyada canlı yaşamının devam etmesi için gerekli bir numaralı faktör su… Ancak tüm bunlara rağmen dünya çok uzun zamandır kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Yapılan araştırmalar dünyada yaşanan en önemli sorunlar arasında ilk sırayı iklim değişikliği ve kuraklık tehlikesinin aldığını gösteriyor. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için kuraklık sorunuyla hem bireysel hem de toplumsal anlamda mücadele edilmesi gerçekten çok ama çok önemli. Biliyor muydunuz, şu anda dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlası kuraklık sıkıntısı yaşıyor. Üç tarafı maviyle süslenen ülkemizde de durum hiç iç açıcı değil… Bilim insanları eğer gerekli önlemler alınmazsa yakın gelecekte yağışların dahi bu soruna çözüm getiremeyeceğinin altını çiziyor. O yüzden ne diyorum: Önlem şart! Bu konuda hem devlet yetkilileri hem yerel yönetimler hem de sivil inisiyatiflere büyük görevler düşüyor. İlk adımı da kişilerin kendisinin atması gerekiyor. SU TASARRUFU İÇİN… ·         Bulaşıklarınızı bulaşık makinesinde yıkamayı tercih edin. ·         Duş sürenizi kısaltın. ·         Sifon kullanımına dikkat edin. ·         Elinizi sabunlarken veya dişinizi fırçalarken suyu kapalı tutmaya dikkat edin. ·         Su tasarruflu beyaz eşyaları tercih edin. ·         Sebze ve meyveleri akan suda yıkamak yerine bir kabın içerisinde yıkamayı deneyin. ·         Bulaşıkları makineye koymadan önce ön yıkama yapmak yerine peçeteyle silin. Unutmayın, gelecek elimizde… Gelecek sizin elinizde… Önleminizi alın, doğayı koruyun… Yağmurları da çok sevin!