Rahmetli annem baştan savma iş yaptığımda, “Oğlum bir işi yaparken yalap şap yapma, hiç bir hayrı olmaz” derdi. Böyle başlayarak yazalım İzmir’in yalap şap işlerini. Kimse gücenmesin. Zaten ülkenin g...

Rahmetli annem baştan savma iş yaptığımda, “Oğlum bir işi yaparken yalap şap yapma, hiç bir hayrı olmaz” derdi. Böyle başlayarak yazalım İzmir’in yalap şap işlerini. Kimse gücenmesin. Zaten ülkenin genel görüntüsünden bezmişken hiç olmazsa yaşadığımız kentte rahat edelim diyoruz. Ayrıca huzurlu rahat mutlu yaşamak da hakkımız. Bu hafta Karşıyaka Belediyesi ünlü şair Nazım Hikmet Ran anısına etkinlik yaptı. Kent AŞ tarafından düzenlenen etkinlikte konuşmacı olarak zamanımızın büyük şairi Sayın Ataol Behramoğlu ve CHP Mersin Milletvekili Sayın Ali Mahir Başaran davetli idi. Etkinliğin adı Kent’te Sanat Söyleşileri. Söyleşinin yapılacağı mekanın bir kısmına festival dolayısıyla Bayındır çiçekçileri de gelmiş. Organizasyon özel bir firmaya yaptırılmış. Çiçekçiler yalnız bırakılmamış. Kayseri Sucukları, Gaziantep Sofrası, Antakya Künefecisi, Sinop Bazlamacısı, diğer sair küçük satış stantları. Koskoca bir alan Karşıyaka Bostanlı Sanat Bahçesi. Güzel bir bahar havası var. Dinleyiciler korona şartlarına uymuş, çok seyrek yaygın bir şekilde sandalye veya çimlere oturmuşlar. Ancak çok kıymetli konuşmalar güme gitti. Çiçekçiler ve diğer firma veya şahıs stantları o kadar derme çatma ki, bir de ağır pişirme kokuları çevreye yayılıyor. Bu manzara hiç bir şekilde Karşıyaka’ya ve etkinliğe yakışmamış. Konumuz hangisi? Söyleşi mi, gezinti mi karın doyurmak, yahut saksılı çiçek alış verişi mi? Belediye basit bir organizasyonu dahi özel bir firmaya yaptırıyorsa yazık. Çiçek stantları üstün körü ve stantlar son derece kötü bir görüntüde. Belediyedeki memurlar ne iş yapar bilemem ama en azından alan düzenini kontrol edebilirlerdi. Belediyelerimiz hala üstün körü baştan savma hizmetlerden bir türlü vazgeçmiyor. Yol, metro tramvay vesaire işleri yamalı bohça gibi. Bir semtte biraz, başka semtte biraz ve bir bütünün parçaları olarak yapılıyor. Hiç de verimli olmuyor. Nazım Hikmet Ran için etkinlik yapıyorsun iki değerli konuşmacı getiriyorsun olursa da olur olmazsa da olmaz bir organizasyon. Konu eleştiri değil uyarı. Başkanları bürokrasi, meclis üyeleri ve ayrıcalıklı sivil toplum kuruluşları yönetip durmamalı. Üç duruma hayran oldum. Hiç bir şeyi sorun etmeyen Karşıyakalı hemşehrilerimin sadakatına. Ataol Behramoğlu’nun “Artık sosyalizmi bıraktık insan gibi yaşamanın peşine düştük” sözüne. Bir de her türlü olumsuzluğa umursamayan Karşıyakalı’nın tevazu ve bağlılığına. İçimden dedim ki; yerelde İzmir’i yönetenler acaba bu insanları ne kadar tanıyor. Bence hiç bir şey umurlarında değil. Sevgili başkanlar, bu halkı artık memnun edin ve mükemmel konuşmacıları yalnız kılmayın. İtibarlarına uygun ilgi gösterin. Bundan sonra etkinliklerinizi iyi organize etmeyi başaran insanlara verin bence. Artık İzmir’de asla yalap şap iş yapmamaya özen gösterin. Yoksa Abbas yolcu gibisiniz.