Kaç köşe yazısında küçük meseleler diye yazdık bilmiyorum da şimdi bir küçük mesele de Metin Feyzioğlu’nun Kıbrıs’a Lefkoşe Büyükelçisi olarak atanması. ‘Kıbrıs konusunda bütün tedbirler alındı, asker...

Kaç köşe yazısında küçük meseleler diye yazdık bilmiyorum da şimdi bir küçük mesele de Metin Feyzioğlu’nun Kıbrıs’a Lefkoşe Büyükelçisi olarak atanması. ‘Kıbrıs konusunda bütün tedbirler alındı, askeri tedbirler de tamam, bir hukukçu ile konuya nokta konulmuş oldu’ diyen var. ‘ABD’nin Kıbrıs’la ilgili gözü var’ diyen de var. ‘İnsanların liyakatlarına bakalım, başka şeyleri bırakalım’ diyen de var. ‘Türban ve baş örtüsüne gelelim’ diyen de var. Sayın yeni elçinin geçmişteki tavırlarını anlatan da var, ‘Değiştim’ demesi ve değişmesinin faziletlerini savunan da var. Derken türban konusunda Özal’dan bu güne gelindi. Önümüzdeki günlerde tekrar türban ve baş örtüsünü tartışma yoluna girileceğine değinip konuşmaya başlandı. Küçük gibi görülen ancak zaman içinde büyük bir mesele de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ortaya çıkabilir. ABD Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırdı. Yetmedi, silah takviyesine başladı. Herhalde bir sebebi, bir hesabı veya kendine göre bir bilgisi var. Veya sadece Türkiye’ye ufak politik uyarılar yapmak istiyor. Neye istinaden bilinmez. Bu arada Rusya’nın Kıbrıs’a uçuş düzenleneceği söyleniyor. Olur mu, oldu mu olacak mı? Olursa Rusya uçaklarını Kuzey Kıbrıs’ta bunlar burda dursun bakalım der mi? Derse durur mu? Durursa Türkiye için sonuçları sıkıntı verir mi? Ancak bir gerçek var ki, Rusya Kuzey Kıbrıs’a seve seve uçuş düzenlemek ister. Ayrıca Kuzey Kıbrıs’ta üs kurmayı da ister. Neden Güney Kıbrıs’ta ABD silah takviye ediyorsa, orayı ABD üssü gibi düşünür. Düşünmesi kendisine çok da doğal gelebilir. O takdirde Kıbrıs’ta İngiltere, ABD, Rusya, Türkiye, Yunanistan küçücük bir 1+1 apartmanda oturan beş kişi gibi olmaz mı? Evet işin püf noktası ne olabilir? Birçok haber okuyoruz, asparagas haberler de yalan ve provokatif haberler de olabiliyor. Her şeyi önemsemeli, işin püf noktası da olmalı. Birçok varsayım mevcutsa bütün bu varsayımlar dikkate alınarak hareket edilmeli. Yani Kıbrıs’taki her türlü hareketliliği önceden dizayn etmek mi, her an içinde olup hareketlilikleri yönetmek mi, etkilemek mi, yönlendirmek mi gerekir. Bu konuda her türlü pozitif hareketin Türkiye tarafından organize edilmesi gerektiği çok normal. Sıkıntılı bir Kıbrıs ortaya çıkmaması için her türlü konu düşünülerek sonuçları önsezi ile olsa tahmin edilmek ihmal edilmemek üzerine politikalar gerektiğini bilmek gerekiyor. Türkiye’de işlerin hiç de öyle “Gülüm keten helva” olmadığı ortada. Metin Feyzioğlu Lefkoşe Büyükelçisi yapıldı. Bütün bunlar düşünüldüğü için mi bir hukukçu atandı, yoksa değişmiş olduğu için mi? Ödül mü görev mi? İnşallah Kıbrıs’ta da ‘Değiştim’ diyerek başka bir değişim göstermez. Beyefendinin Kayserili olması Kıbrıs’taki bahsettiğimiz kalabalık politik durum, Sayın Metin Feyzioğlu’nun sosyal uyumu, manevra kabiliyeti ile birlikte dört tarafı deniz olan Kıbrıs’ta dalgalanmalara uyumlu bir atama gibi. Hayırlı olsun, bir küçük mesele olan atama ile inşallah büyük meseleler olmadan önlenecektir.