Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2018 yılında yayımladığı raporda, 1,5 derecelik ısınm...

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2018 yılında yayımladığı raporda, 1,5 derecelik ısınma hedefinin tutturulması için “toplumun her alanında hızlı, iddiaları ve daha önce görülmemiş değişiklikler yapılması gerektiği” belirtildi. İklim değişikliğinin etkilerinin ne kadar büyük olacağı kestirilemiyor. Farkındalık yaratmak amacıyla 21 Mayıs 2021 tarihinde Ayvalık’ta meydana gelen fırtına felaketine “İklim Değişikliğinin rolü” ve “Siyasilerin” bakış açısı konulu haber dizisinin son bölümünde partiler, Ayvalık Belediye Başkanlığı’nın görüşleri yer alacaktır. Ayvalık Belediyesi başta olmak üzere, körfez bölgesindeki tüm belediyeler, aşağıda açıklanan prensipler ve hazırlanmakta olan iklim kanunu dikkate almalıdır. Akdeniz Havzası’nda yer alan Türkiye’nin, bugün iklim değişikliğinin sel, heyelan, fırtına ve kuraklık gibi etkilerini çok ciddi boyutlarda yaşamış ve halen derinden yaşamaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Karadeniz Bölgesi’ndeki 6 ili kapsayan, 14 maddelik ‘İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıkladı. . İklim Değişikliğiyle Mücadele Çalıştayı’nda paylaşılan sonuç bildirgesindeki maddeler ise şunlar: 1- İklim kanunu için temel ilke, sorumluluk ve eylemleri içeren kapsamlı bir İklim Değişikliğiyle Mücadele Raporu, Meclisin takdirine sunulacaktır. 2- Tüm kurumların, sera gazı emisyonlarının azaltımına ve iklim değişikliğine uyum sağlamasına yönelik 2050 Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı uygulamaya konulacaktır. 3- Bölgesel İklim Değişikliği Eylem Planlarıyla, 7 bölgemiz tüm alanlarda iklim değişikliğine uyumlu hale getirilecektir. Akıllı şehir ve sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacaktır. Ülkemizin her yerinde; enerji verimli, iklime duyarlı yeni yerleşim alanları kurulacaktır. 4- İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en çok yaşandığı sektörler olan tarım, hayvancılık, turizm, yenilenebilir enerji ve sanayi alanlarında yatırımlarımızı en verimli şekilde yönlendirecek, mekânsal strateji planı ve bütün ölçeklerde yeni mekansal planlar uygulamaya konulacaktır. 2023 yılına kadar tüm ülkede yaygınlaştırılacak Sıfır Atık Projesi kapsamında atıkların geri kazanım oranı 2035 yılında yüzde 60’a çıkarılacak. 2050 yılında evsel atıkların düzenli depolama ile bertarafına son verilecek. 5- Ülkemizde halihazırda yüzde 2,5 olan arıtılarak yeniden kullanılan atık su oranı, 2023 yılında yüzde 5’e, 2030 yılında ise yüzde 15’e çıkarılacaktır. 6- Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim kapasitesi artırılacaktır. 2030 yılına kadar, elektrik üretimimiz güneş enerjisinden 10 GW, rüzgâr enerjisinden 16 GW kapasitesine çıkarılacaktır. 7- İklim dostu yatırımların destekleneceği, temiz üretim teknolojilerine yatırım yapan tesisleri ödüllendiren Emisyon Ticaret Sistemi hayata geçirilecek. 8- Enerji ve sanayi tesislerinin iklim ve çevre dostu üretim yapmalarına yönelik ilave tedbir ve teşvikler artırılacak. 9- 2023’de binalarımızda kullandığımız fosil yakıtlar yüzde 25 oranında azaltılacak. Yine 2030 yılına kadar tüm binalarımız enerji kimlik belgesine sahip olacak. 10- Kamu ve özel sektörümüzün, iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarına yönelik teşvik ve finansman imkânları geliştirilecek, uluslararası finansman kaynaklarına erişim imkânları arttırılacak 11- Ülkemizin tamamında, sel, heyelan, erozyon, taşkın tehdidi altında bulunan bölgelerde yeniden inşa faaliyetine izin verilmeyecektir. 12- Tüm bu risk altındaki yapılar için uygun alanlar belirlenecek ve kamulaştırma ve dönüşüm projeleriyle taşıma süreci başlatılacaktır. 13- İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en çok yaşandığı su kaynaklarımızın etkin yönetimi ve korunması için tüm kurumlarla ortak bir iş birliği geliştirilerek suyun tasarruflu kullanılmasına yönelik önlemler belirlenecek ve uygulanacaktır. 14- İklim değişikliği konusunda üretilen çalışmaların ve verilerin paydaşlarımızın ve kurumlarımızın erişimine açık olduğu Ulusal İklim Değişikliği Platformu ile bilimsel araştırmaların yapılacağı, politikaların belirleneceği ve takip edileceği Ulusal İklim Değişikliği Araştırma Merkezi kurulacak Mehmet Sıray (MHP Ayvalık İlçe Başkanı) İklim krizi nedir: Dünyanın çeşitli bölgelerinde artık sürekli duymaya başladığımız sel, fırtına, kuraklık, yangın vb. haberleri iklim krizinin bizim için artık uzak bir hedef olmadığını göstermektedir. Yaklaşan tehlikenin ne olduğunu bilmek ve onunla mücadelede risk azaltmaya çalışmak insanlığın ortak problemi haline gelmiştir. Ekonomik yol haritalarıyla her geçen gün tüketmek motivasyonu ile üreten dünya piyasaları için iklim krizi geçiştirilmiş bir başlık olmanın ötesine geçememiştir. Devletler büyüme hedeflerine, özellikle fosil yakıt kullanan şirketler cirolarından vazgeçememesi nedeni ile önlenmesi güç hale gelmiştir. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), küresel iklim değişikliğinin ana nedeninin sera gazı emisyonlarında insan faaliyetleri sonucunda gözlenen artış olduğunu ortaya koymuştur. Başta kömür olmak üzere fosil yakıtların yakılması, atmosferdeki karbondioksit oranının artmasındaki ana sorumludur. IPCC’ye göre 2004 yılındaki insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 56’sı fosil yakıt kullanımında ortaya çıkan karbondioksite aittir. Ormansızlaşma da yüzde 17’lik bir paya sahiptir. KISACA İKLİM Değişiminin Etkileri İklim değişikliğinin etkisi sadece sıcaklıklardaki artıştan ibaret değildir. Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altındadır. Bilim dünyası, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için ortalama sıcaklıklardaki artışın azami 2°C ile sınırlanması gerektiğini belirtiyor. Bu hedefin tutturulması için atmosferdeki CO2 oranının 450 ppm seviyesini aşmaması gerekiyor. Mevcut politikalar ve uygulamalar ile bu orandaki artışın devam edeceği öngörülmektedir. Dünya Bankası karbondioksit emisyonlarının şu andaki artış hızıyla 2060 yılında ortalama sıcaklıklardaki artışın 4°C’yi bulacağı uyarısını yaparken, bu artışın etkilerinin özellikle dünyanın yoksul kesimlerce şiddetli bir hissedileceğini belirtmektedir. Tarım ve hayvancılığı derinden etkileyecek olan iklim değişikliği sebebiyle, küresel ve kitlesel göç dalgalarının yaşanması beklenmektedir. A. İklim Krizine Giden Süreci Kavramlarla Haritalandırılması KÜRESEL ISINMA NEDİR? Küresel ısınma, sanayi devriminden beri özellikle fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, tarımsal etkinlikler ve sanayi süreçleri gibi çeşitli insan etkinlikleri ile atmosfere salınan sera gazlarının atmosferdeki birikimlerindeki hızlı artışa bağlı olarak, şehirleşmenin de katkısıyla doğal sera etkisinin kuvvetlenmesi sonucunda, yeryüzünde ve atmosferin alt katmanlarında saptanan sıcaklık artışı şeklinde tanımlanabilir. 1 Tanımdan da anlaşılabileceği gibi, insan kaynaklı iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya yol açan sera gazları; çoğunlukla fosil yakıtların yakılması (enerji ve çevrim), sanayi (enerji ilişkili; kimyasal süreçler ve çimento üretimi, vb. enerji dışı), ulaştırma, arazi kullanımı değişikliği, atık yönetimi ve tarımsal (enerji ilişkili; anız yakma, çeltik üretimi, hayvancılık ve gübreleme vb. enerji dışı) etkinliklerden kaynaklanır. İklimin ortalama durumunda ve/veya değişkenliklerinde onlarca yıl ya da daha uzun süre yaşanan istatiksel olarak anlamlı değişimler olarak tanımlanabilir. Belirli bir bölgede çok sık gözlemlenmeyen aşırı hava olaylarının (yüksek sıcaklık, aşırı yağış ) şidde ndeki ve sayısındaki uzun bir zaman dilimiboyunca görülen belirgin ar ş , iklim değişikliğinin etkilerine işaret edebilir. İklim değişikliği, gezegenimizdeki doğal iç süreçler ve dış zorlama etmenleri ile atmosferin bileşimindeki ya da arazi kullanımındaki insan kaynaklı (antropojenik) değişiklikler nedeniyle oluşabilir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi iklim değişikliğini şöyle tanımlamaktadır: “Karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak doğrudan veya dolaylı küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan bir değişikliktir.” İnsan etkinlikleri sonucunda atmosfere salınan sera gazları ve aerosoller, etki süreleri değişmekle birlikte, iklim değişikliklerine neden olabilecek başlıca dışsal zorlama ve etmenlerdir. Değişikliğinin potansiyel ‘dış’ nedenleri, temel olarak yerkürenin katı kabuğundaki levha hareketleri, Güneş etkinlikleri ve Yerküre ile Güneş arasındaki astronomik ilişkilerdeki değişiklikleri içerir. Başka bir deyişle, dış zorlama ve etmenlerin neden olduğu değişiklikler, iklim sisteminin dışındaki doğal olaylar ile antropojen zorlama ve etmenlerin denetimiyle ve etkisiyle gelişir. GELECEK SENARYOLARI Sıcaklıklar Türkiye genelinde her yerde ve her mevsim için yükseliş içinde olacak (yaz mevsimindeki artışlar görece olarak daha fazla olacak), Türkiye’nin güney kesimlerinde yağış miktarları azalırken, kuzey kesimlerinde yer yer artışlar gözlemlenecek, Deniz seviyesi yükselmesi nehir deltalarındaki kıyı kentlerinin düşük kotlu alanlarını etkileyecek, Su kıtlığı ve stresi riskleri Türkiye genelinde artacak, Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde artacak yağış miktarı heyelan risklerini ar racak, Kar örtüsünün zayıflaması risklerini arttıracak, Kuraklık ve sıcak hava dalgası riskleri artacak, şiddetleri güçlenecektir Sıcaklık artışı 2030’lu yıllarınsonuna kadar sınırlı kalacak, bu dönemden sonra hızlı bir artış gözlenecektir, Mevsimsel ve bölgesel farklılıklar göstermekle beraber sıcaklık artışının kış mevsiminde 4°C, yazın ise 6°C civarına ulaşması beklenmektedir (1960-1990 döneminde göre), Kış yağışlarında Türkiye’nin genelinde azalma görülürken bir tek Kuzey Anadolu’nun doğu yarısında yağışlarda artış görülecektir. (Devam edecek)