Tam iki yıl sonra ara verdiğim gazeteciliğe farklı bir kulvarda ve yeni bir gazetede geri döndüm… Gazete sayfalarıyla yeniden buluşmanın, yeni bir maceranın heyecanını yaşıyorum… Bu sebeple Ege Telgra...

Tam iki yıl sonra ara verdiğim gazeteciliğe farklı bir kulvarda ve yeni bir gazetede geri döndüm… Gazete sayfalarıyla yeniden buluşmanın, yeni bir maceranın heyecanını yaşıyorum… Bu sebeple Ege Telgraf ailesine çok teşekkür ediyorum… Türkiye’de yaşayan herkes gibi bu iki yıl benim için de çok zorlayıcı geçti… Pandemide herkes gibi evlere kapandık, bunaldık, sıkıldık. Pandemi sürerken 30 Ekim’de Bayraklı’da yaşanan depremle sarsıldık. Evimin karşısındaki apartmanların yerle bir olduğunu, o apartmanlardan sağ çıkamayanları gördüm… Sağ çıkabilenlerin hangi ruh halinde olduğunu, hemen önümdeki parkta kurulan deprem çadırlarında neler yaşandığına bizzat şahit oldum… Arkasından hayat arkadaşımın ve çok sevdiğim aile büyüklerimin acı kayıplarını yaşadım… Nihayet bugünlere geldim… Bu süreçte ayakta kalmak bazen çok zor oldu… Herkesten ve her şeyden uzaklaşarak, market gibi zorunlu hallerin dışında aylarca evden çıkmadım… Hiçbir şey yapmak istemedim, her şey boş ve anlamsızdı… Yemeden bölük pörçük uykularla öylece boş boş oturup günlerimi geçirdim. Duvarları görünmeyen bir hapishanenin içinde gibiydim… Sonra bir gün bu halimden nefret ettim ve bundan kurtulma yolları araştırdım… Araştırmalarımın sonucunda da şunu öğrendim; yaşadıklarımın bilimsel adı depresyon… Depresyon çağımızın hastalığı gibi… Günlük hayatın içindeki zorluklar, koşuşturmacalar, trafik, zam, hayat pahalılığı, hastalık, stres ve kişisel olarak yaşanan farklı farklı duygusal travmalar yüzünden toplumda pek çok kişi depresyonla yaşıyor. Pek çok kişi toplum içinde ‘deli’ damgası yememek için bir uzmandan profesyonel yardım almayı talep etmiyor ya da talep etse de bunu gizli gizli yapıyor… Çok az kişi depresyonun da diğer hastalıklar gibi tedavi edilmesi gerektiğini düşünerek terapistlerin yolunu tutuyor… Tüm bunları neden yazdım? Aranızda benzer sorunları yaşayıp kendini yalnız hissedenler olabilir… Yalnız değilsiniz… Yaşadıklarımdan öğrendiklerimle size ışık olabilirsem ne mutlu bana… Gelin depresyonu birlikte yenelim… Araştırdım, okudum, inceledim ve depresyondan çıkmanın tek yolunun benim elinde olduğu sonucuna vardım… Her şey bizim elimizde, yeter ki umudumuzu ve kendimize inancımızı kaybetmeyelim… Ne demiş atalarımız “Her gecenin bir sabahı vardır.” Geceler ne kadar uzun olursa olsun elbet güneş doğacak ve sabah olacak. Yeter ki siz geceyi atlatmaya bakın… Sevgiyle sağlıcakla kalın…