Sürdürülebirlik ve İklim Aksiyon Lideri Dr .Duygu Erten; bir toplantı da, Paris İklim Anlaşması, 12Aralık 2015’te BM...

Sürdürülebirlik ve İklim Aksiyon Lideri Dr .Duygu Erten; bir toplantı da, Paris İklim Anlaşması, 12Aralık 2015’te BM İklim değişikliği çerceve sözleşmesi, 21 nci taraflar konferansında kabul edildi. Paris’te kabul edilen bu anlaşma, aslında küresel ısınmayı 1.5 derece altında tutmayı hedefliyor. Ülkelerin bu konuda yapacağı çalışmaları kayıt altına almıştı. Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi için, küresel sera gazı emisyonlarının enaz yüzde55’inden sorumlu ülkelerin, aynı zamanda anlaşmaya taraf olması ve ülkelerin hükümetlerinin bunu onaylaması gerekiyor dedi. Açıklamasına; Türkiye’nin de içinde bulunduğu 170 ülke bu anlaşmayı onayladı. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için ülkelerin taraf olması yani hükümetlerin onaylaması gerekiyor. Yine Avrupa Birliği’nin 2019 yılında yeni bir starejisi olarak,”Yeşil Mutabakatı”çıkardı diyerek devam etti. Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı (European Green Deal) adıyla yeni bir ekonomik strateji önerisi yayınlayan Avrupa Birliği (AB), mutabakat ile 2030’a kadar karbon salımını 1990 seviyesine göre yüzde 50 /yüzde 55 oranında azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon nötr salım hedefine ulaşmayı hedefliyor. Böylece, ekonomik büyüme şimdiye kadar olduğu gibi dünyanın kaynaklarını sömüremeyecek ve çevreyi kirletemeyecek. Yeşil Mutabakat Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için önemli bir fırsat sunuyor. Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olması dolayısıyla, Türkiye’nin Yeşil Mutabakat ile olarak gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Sürdürülebilir kalkınmayı ve küresel ekosistemi tehdit eden risklerden olan iklim değişikliği ve ekolojik bozulma; dünyada çevresel, sosyal ve ekonomik sorunlara neden oluyor. Daha yeşil ve daha temiz bir dünya planlayan Avrupa Birliği (AB), Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı (European Green Deal) adıyla yeni bir ekonomik strateji önerisi yayınladı. YEŞİL MUTABAKAT NEDİR? Nevza Aaraç’ın haberine göre; Dünya Meteoroloji Örgütü, iklim değişikliği nedeniyle aşırı hava koşullarının sebep olduğu doğal afetlerin 2018’de 62 milyon kişiyi etkilediğini açıkladı. Ancak son dönemde hızı artanlar sadece yağışlar, sıcaklık ya da rüzgar değildi. 2015’te ilan edilen BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, aynı yıl imzalanan Paris Anlaşması, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin geçen yıl yayımladığı 1,5 Derece Özel Raporu, İsveçli Greta Thunberg’in liderliğinde başlatılan okul boykotları ve ABD’de Kongre Üyesi Alexandria Ocasio-Cortez’in önderliğinde gündeme gelen Yeşil Yeni Düzen ile iklim eylemi de hızını artırdı. Eski düzenin yöntemlerinin işlemediğini iyiden iyiye hissettiğimiz bugünlerde, hem eşitsizlik hem de iklim değişikliğinin yarattığı krizlerle başa çıkmak için ekonomide büyük ve cesur bir dönüşüme işaret eden Yeşil Yeni Düzen, neden yeni yol haritamız olmasın? Yeni Yeşil Düzen Neyi Hedefliyor? MİLYONLARCA İŞ Kurşun boruları değiştirmek, binaları izole etmek, rüzgar türbinleri üretmek gibi faaliyetlerin milyonlarca çalışana iş fırsatı yarattığı yeni bir ekonomik dönüşüme öncülük etmek. Yaratılan bu işler aile geçimini sağlayacak ücretler ve faydalar, güvenli çalışma koşulları, eğitim ve ilerleme fırsatlarıyla adil olacak. - İklimin Sağlığı: Temiz enerji ekonomisine geçişte, yenilenebilir enerjinin dağıtımı için akıllı şebekelere yatırım yaparak, enerji verimli üretimi teşvik ederek ve toplu taşımada düşük emisyonlu araçları yaygınlaştırarak, kirliliği ciddi oranda düşürmek. - Temiz Hava ve Su: Tehlikeli atık alanlarını temizleyerek, zehirli hava miktarını ve petrol, gaz ve kömürün sebep olduğu su kirliliğini azaltarak, bugün en fazla zehre maruz kalan beyaz olmayan topluluklar ve düşük gelirli aileler için fayda yaratmak. - Düşük Maliyetler: Enerji verimli evler aracılığıyla çalışan sınıfın ailelerinin enerji faturalarını azaltmak, rüzgar ve güneş enerjisine erişebilmeleri ve toplu taşıma için daha sağlam seçenekler sunmak. - Dirençli Topluluklar: Toplulukların artan iklim riskleri karşısında güvenliklerini ve büyümelerini sağlamak için daha fazla kaynağa ihtiyaçları olduğundan yola çıkarak; sellere direnç gösterebilmeleri için köprülere, kasırgalardan korunmak için sulak alanları iyileştirmelerine ve deniz seviyelerinin yükselmesinden etkilenmemek için kıyıları korumalarına destek olmak. - Irksal ve Ekonomik Eşitsizliklerin Azaltılması: Bahsedilen faydalardan çalışan sınıf ailelerinin ve beyaz olmayan toplulukların yararlanmasını sağlamak. Sistematik ırkçılık ve ekonomik sömürüye karşı yeni iş fırsatları, maliyet tasarrufları, temizleme projeleri, direnç inisiyatifleri oluşturmak. İTÜ Öğretim görevlisi Doç.Dr.Ahmet Atıl AŞICI ; Sabancı Üniversitesi İstanbul politikalar merkezinde “Yeşil Yeni Düzen”projesini yürütmektedir.Aslında yeşil yeni düzen ile yeşil mutabakat aynı anlamları ihtiva ediyor.Yeşil yeni düzen aslında bir fikrin adı iken, Avrupa yeşil mutabakat ise,ete kemiğe bürünmüş olan bir programın adıdır. YEŞİL YENİ DÜZEN Ekonomik sistemin,üretim ve tüketim kalıplarının iklimle uyumlu,toplumla uyumlu ve de ekonomik gerçeklerle uyumlu dönüştürmenin aracıdır. İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı, 2008 Krizi’nin salt ekonomik değil, sosyal ve ekolojik boyutları olan küresel bir kriz olduğunu ve halen bu krizden çıkılamadığını söyleyerek, bir çözüm olarak ekonomik, sosyal ve ekolojik bakış açısına sahip Yeşil Yeni Düzen’in popüler hale gelmesinin şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. ABD’de Alexandria Ocasio-Cortez’in önderliğinde gündeme gelen “Yeşil Yeni Düzen” sadece iklim değişikliğiyle mücadeleyi öngörmüyor, ekonomik, sosyal ve çevresel bir düzen de tasavvur ediyor. Yeşil Yeni Düzen sadece davranış değişikliği değil, büyük yapısal değişimler gerektiriyor ve finans, ekonomi ve ekosistemin birbirine sıkıca bağlı olduğu gerçeğinden yola çıkıyor. SOSYAL SÖZLEŞME Clima Europa adlı bağımsız sivil inisiyatif, Avrupa Yeşil Yeni Düzeni için bir manifesto yayımladı. 10 ilke ve eylemin de belirlendiği manifestoda Avrupa Birliği’nden (AB) Avrupa Yeşil Yeni Düzeni’ni geliştirmesi ve uygulanması konusunda taahhüt vermesi istendi. Böyle bir düzenin iklim değişikliği sorununu toplumunkilerden ayırmayan sosyal ve sürdürülebilir bir Avrupa demokrasisi vizyonunu kapsadığı belirtilen manifestoda şu ifadelere yer verildi:Bu düzen, adil ve bilim temelli, hem Avrupa sınırlarının içinde hem de dışında ekolojik bir dönüşüm gerçekleştirmeyi amaçlıyor. İklim değişikliği vatandaşlar, işletmeler ve kurumlar arasında yeni bir ekolojik sosyal sözleşme gerektiriyor. Avrupa sistemi; çevresel, ekonomik ve sosyal zorlukları birlikte ele almalı ve eşitsizlikleri azaltmak ve vatandaşları dönüşümün olumsuz etkisinden korumak için sürdürülebilir ve refah üreten çözümler sunmalı.Manifesto çerçevesinde, Avrupa’nın geleceği için belirlenen ve alt başlıklara sahip 10 adet ilke ve eylem ise şu şekilde sıralandı: 1- Güvenli ve sürdürülebilir geleceğe yatırım, 2- Adil ve ekolojik bir finans sistemi , 3- Döngüsel ekonomiye teşvik, 4- Fosil yakıtları toprağın altında tutmak, 5- Esnek ve adil bir geçiş için iklim etkilerine karşı korunmak, 6- Herkes için güvenli ve sürdürülebilir bir ulaşımı sağlama almak, 7- Herkes için temiz hava hakkı, 8- Tarım ve gıdayı etraflıca düşünmek, 9- Denizleri ve okyanusları plastikten arındırmak, 10- Paris Anlaşması’nın uygulanmasını uluslararası ilişkilerin kalbine yerleştiren yeni bir dış politika. ÖNLEM ALINMALI Enerji gazetesinin haberine göre ; Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olması dolayısıyla Yeşil Mutabakat’ın Türkiye’yi son derece yakından ilgilendirdiğini söyleyen elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme sitesi EnCazip.Com kurucusu Çağada Kırım, “Yeşil Mutabakatla ülkemiz açısından 2 nokta var. İlki temiz ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş yapılacak ve kaynaklar verimli kullanılacak. Biyolojik çeşitlilik korunarak eski haline getirilecek. Çevre kirliliğinin azaltılması amaçlanacak. Çevre bilinciyle hareket edilmesinin önemi anlaşılacak. İkincisi ise daha ticari bir nokta olacak. Zira üretim ekonomisine dayalı ihracatımızda en büyük pazar Avrupa Birliği ülkeleri ve bu mutabakatın tedarik zincirlerine etkisi kaçınılmaz olacak. Artık müşteriler, tedarikçilerin yeşil mutabakat konusunda yaptıklarını görmeden sipariş dahi vermeyecek ve bu duruma uyum sağlamayan tedarikçiler oyun dışında kalabilecek. Türkiye’nin her iki noktada da gerekli önlemleri alması gerekiyor.” dedi. TÜSİAD SÖYLEŞİLERİ Avrupa’da sürdürülebilir bir büyüme stratejisi olarak dikkat çeken Yeşil Mutabakat’ın yeni iş imkânları yaratması ve yaşam kalitesini artırması bekleniyor. Peki, Yeşil Mutabakat konusunda Türkiye’de durum ne? AB Komisyonu Yeşil Mutabakat Çağrısı Türkiye’de TÜBİTAK tarafından yürütülüyor. 22 Eylül 2020 itibarıyla bu kapsamdaki projeler başvuru almaya başladı. Çağrı kapsamında enerji başlığında toplam 128 milyon Euro, binalarda enerji verimliliği için 60 milyon Euro, çevreci havalimanları ve limanlar için 10 milyon Euro, tarladan sofraya stratejisine destek olacak projeler için 74 milyon Euro kaynak ayrıldı. Ayrıca Avrupalı ortaklarla enerji alanında Afrika’da proje yapılması için 40 milyon Euro’luk kaynak da var. TÜSİAD düzenli olarak, “Avrupa Yeşil Mutabakatı Söyleşileri” düzenliyor. Bu söyleşilerde, dönüşüm ve uyum süresince sektörel süreçlerden bahsediliyor ve her sektörün birbiriyle iş birliği içerisinde olmasının önemi vurgulanıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye İş Dünyasını Nasıl Etkileyecek” adlı webinarda konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın iklim değişikliği ile mücadeleyi sadece kendi coğrafyası ile sınırlı tutmadığını belirtirken, Türkiye’nin iyi hazırlanmış bir yol haritasına ihtiyacı olduğunu söyledi. Türkiye’deki şirketlerin çok yakın gelecekte AB’ye ihracat yaparken karbon nötralizasyon kriterini karşılamaları istenecek. Avrupa Yeşil Mutabakatı, sadece iklim değişikliği ile yetinmeyip, biyolojik çeşitlilikten, atık ve hava kirliliğine kadar tüm çevre konularını ele alıyor. Kaynakların verimli kullanımını artıracak eylemler içeren bir yol haritası sunuyor. (DEVAM EDECEK)