Kaliteli aile ve aksiyon filmleri, öğretici, eğitici yazı dizileri ve televizyon dizileri, yerli belgeseller. Tıp, ilaç, tarımsal ilaç, hastalıklar, bakteri, virüs konularında yayınlara pek rastlandığ...

Kaliteli aile ve aksiyon filmleri, öğretici, eğitici yazı dizileri ve televizyon dizileri, yerli belgeseller. Tıp, ilaç, tarımsal ilaç, hastalıklar, bakteri, virüs konularında yayınlara pek rastlandığı iddia edilemez. Medya yorumlarında siyasi konulara takılıp kaldığımız bir gerçek. Peki yorumlarda gerçeği ifade ediyor halka yeterli bilgi verebiliyor muyuz? Yorumcuların benbilirimci tavırları garipseniyor. Bir takım örnekler ile konuyu daha anlaşılabilir olarak sunabiliriz. Hangi konu tartışılıyorsa tartışılsın bir defa konuşmacılar veya yorumcular spiker dahil hep bir ağızdan konuşarak konuyu anlaşılmaz yapıyor. Yer, tarih, isim kısaca konular hakkındaki bilgiler de yorumcular birbirlerini aşağıya çekmeye çalışıyor. Barolar yasası tartışılıyor; konuşmacı barolarda sağcı avukatların sayısının çok yüksek olduğunu, sandığa gitmediklerini yasaya gerekçe olarak sunuyor. Bu ifade ile demokrasi nerede, özgür irade nerede denileceğini hesap etmiyor. Baro seçimlerinde dayatmayı ifade eden bu konuşma ile maksada hizmet edilebilir mi? Dinleyenlerce bu nasıl bir anlayış denilmesine neden olmaz mı? Ayasofya hakkında konuşan yorumcunun Danıştay kararı bekleniyordu, Danıştay kararı çıktı mı, Danıştay bu konuda ne düşünüyor ifadeleri alakasız konuşma olduğu aşikar olmuyor mu? Bu sözleri dinleyenler kendileriyle alay edildiği yargısını kapılmaz mı? Bir yorumcu da 18 yıldır iktidar odaları ve STK’ları kontrol edemiyor, barolar yasasında da konu siyasidir diyorsa yandı gülüm keten helva! Siyasi iktidarın STK’lara seçim ile hakim olamadığını yasa yolu ile hakim olmaya çalışma gayretini söylemek doğru oluyor mu, olmuyor… Demokrasi ile hiç bağdaşmıyor. Konu bu kadarla kalmıyor; bir konuşmacı bütün sivil toplum kurumlarını seçimle değil yasa ile iktidarın elde etmesini içerecek şekilde bu kurumlara ait bütün kanunların yeniden düzenlenmesini tavsiye ediyor. Dinleyen herkesin endişelenmesine neden olduğunu bilmiyor. Çünkü kendi de konuya hakim değil. Bir de Türkiye’deki sistemin hiçbir ülkede olmadığını ifade ederek bir tuhaf yorumda bulunuyor. Ayasofya konuşulurken Lozan’da nefesi kesilen Fener Rum Patrikanesi’nin ekümenlik için faaliyeti mevcut mu değil mi? Ruhban okulunun öğrenci almaya başlaması ne düşündürüyor? Bartholomeos niye saçmalıyor? Baroların konusu kendi üyeleriyken konuyu halkın savunmasına indirmeyi kimse yemiyor, fantezi olarak görüyor. Baro yasasında değişiklik gerekçesi olarak siyaset yapıyorlar demek, kardeşim böyle gaf olur mu dedirtiyor. Barolar her konuda ses vermemeli denilmesi de düşündürücü. Bu sözleri dinleyenlerin anlamadığını sanmak saflık olmamalı. Yassıada dahil hukuk hataları konusunda dinleyiciler geçmişte ne felaketler yaşadı. Sanırım yorumcular bunu bilmiyor veya dinleyenleri salt bilgisiz bir toplum olarak görüyor gibi. Yorumcu durmuyor sayıyor; bu bu konulardan baroya ne diyor. Niye beyanda bulunuyor diyor. Madem öyle avukatı, babası elinden tutup yolun karşına geçirip oyunu kullandırsın sonra da konuşursa ağzına biber sürsün deme de ne de! Ufak tefek örnekler versek bile yorumcu saçmalıkları her geçen gün artıyor. O bakımdan bu örnekler yeterli olur inşallah…