ABD-Vietnam Savaşı’nı kim kazandı?

ABD-Vietnam Savaşı’nı kim kazandı? Vietnam… Ancak ülkenin 50 eyaletinde yapılan bir araştırmada gençlerin yüzde 95’i savaşı Amerika’nın kazandığını söylemiş. İşte sinemanın gücü… Amerikan sineması bunu yapıyor; ‘Rambo’ gibi küçük insan öykülerini anlatıp Vietnam’da işledikleri insanlık suçunu örtüyor. Büyük gerçeği gizleme… Sinema dilinde buna ‘göstererek gizleme’ deniyor. İşte Hollywood effect… Forrest Gump, Kıyamet, Full Metal Jacket, Avcı, Bir Zamanlar Askerdik… Gibi gibi… Ortada ne var? 1963 ile 1973 yılları arasında 60 bin askerini kaybeden Birleşik Devletler’in bu savaşı kazandığını zanneden bir topluluk… Nasıl mi başarıyor? Yumuşak güç ile… Kontrolsüz güç, güç değildir’ klişesi de iletişim biliminin bir parçası. Çoğu zaman atlanan ‘yumuşak güç’ kavramı ise iletişimin olmazsa olmazı. Hatta ontolojik niteliği ile bence iletişim sürecinin başında yer alıyor. Uzak Doğu ile başladık, Uzak Doğu ile devam edelim… Dünyanın en büyük ekonomisi Amerika olsa da en büyük üretim ekonomisine sahip ülke şu an Çin. İngiltere merkezli Ekonomi ve İş Dünyası Araştırmaları Merkezi (CEBR), Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2028 yılında Birleşik Devletler’i geçerek dünyanın en büyük ekonomisi olacağını öngörüyor. Öngörüyor derken, aslında tarihi öne çekiyor. En etkili düşünce kuruluşlarından sokaktaki ayakkabı boyacısına kadar zaten paylaşılan bir öngörü bu… Bu mümkün müdür? Evet. Burada asıl cevap bekleyen soru; Çin’in bu gücü ele geçirdikten sonra sürdürüp sürdüremeyeceği ya da ne kadar sürdürebileceği… Dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday Çin, bunu ‘yumuşak güç’ ile destekleyebilecek mi? Prof. Joseph Nye kuramına göre yumuşak güç, cezbetme ve ikna etme kabiliyetine dayalı. Zorlama kabiliyeti olan sert güç bir ülkenin askeri ve iktisadi gücünden kaynaklanırken yumuşak güç ülkenin kültürünün, siyasi fikirlerinin ve politikalarının cezbediciliğinden besleniyor. Nye, iletişimin gücünden bahsediyor aslında burada. Çin, yumuşak gücü de dahil ederek iletişimin becerisini kullanabilecek mi? Ürünlerini markalara dönüştürebilecek mi? Dil, müzik, sinema, moda gibi kültür diplomasisinde dünya çapında bir etkinlik sağlayacak mı? Sağlayacaksa ne kadar süre sağlayacak? Prof. Joseph Nye’ın işaret ettiği ‘Yumuşak güçle desteklenmeyen kaba güç çok uzun ömürlü olamaz” söyleminden yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki; Çin yumuşak gücü özümseyip bunu kullanamazsa, birkaç on yıl sonra liderliğini başka bir güce devretmeye mahkum. İspatı mı? Moğollar… 1206-1368 arası dünyanın en büyük imparatorluğu Moğollar, kaba güçleriyle, başlarında Cengiz Han ile Asya’dan Doğu Avrupa’ya, Çin ve Sibirya Ovaları'ndan Anadolu’ya kadar istila etmedik toprak bırakmadı neredeyse. Anadolu’ya kabus gibi çöktüler. Anadolu insanına kan kusturdular, kök söktürdüler. Diri diri insanları toprağa gömdüler. Anadolu, birkaç on yıllık idare ve zulümden sonra Moğol’u bünyesinden attı. Tıpkı bir safra gibi… Türkler, yani biz ne yaptık? Kösedağ Savaşı sonrası güçlü temeller attık. Anadolu da bizi bağrına bastı. Yumuşak güç unsurlarımızla bu topraklarda kök saldık. Dilimizle, kültürümüzle, lezzetlerimizle, sazımızla, sözümüzle, değerlerimizle… Yalnız Anadolu’ya mı… Balkanlar’a, yüzyıllar sonra gurbetçi kardeşlerimiz aracılığıyla Almanya’ya, Avrupa’ya… Sahip olduğumuz yumuşak gücümüzle bu asırlar boyu sürecek…