Öğle namazına müteakiben toprağa verilmiş rahmetlinin evinde, çok değil hem de akşam vakti zurnalı davullu göbek atmak gibi bir şeydir bu. Israrla adına süper denen ligi oynatmak, hayra alamet değil....

Öğle namazına müteakiben toprağa verilmiş rahmetlinin evinde, çok değil hem de akşam vakti zurnalı davullu göbek atmak gibi bir şeydir bu. Israrla adına süper denen ligi oynatmak, hayra alamet değil. Ne için sırf para için, verilen vaatler, atılan imzalar için. Kağıt parçası alt tarafı, insanın, canın, bir damla kanını önüne geçemez, geçmemeli yok böyle bir dünya. Eskiden top oynamak futbolcular için para kazanmak, kulübün nimetlerinden yararlanmaktı. Şimdi ise şu pandemi günlerinde futbolcular kullanılıyor, resmen, resmi olarak hem de. Tersine döndü futbol top kullanılırdı basamak, araç olurdu, şimdi sektör futbolcuları kullanıyor, sömürüyor. Futbolcuların sırtından para kazanmak için tam gaz maçlara devam, Allah ıslah etsin, ben daha ne diyeyim. İnanın maçlardan soğudum, hiç gidesim gelmiyor, merak da etmiyorum, ilk kez böyle oluyorum. Geçen akşam Göztepe'nin maçı vardı mesela burnumun dibinde. Sonucunu merak ettim, sevindim, pozisyonlara baktım, hakemlik bir şey var mı diye o kadar, onun dışında geçiniz. İyi bir şey değil tabi, alışmak sevmekten daha zor geliyor, futboldan, amatör spordan kopacağız anlamına da gelmiyor, ruhumuzda var, söküp atamaz korona bile. Genç hakemleri sahaya sürmeye başladı Serdar Tatlı başkanlığındaki MHK, çok da iyi yapıyor. Fırsat bu fırsat hazır seyirci de yok, olay da yok, sür gitsin gençleri, cesaret olsun yeter. Özetleri izliyorum yine de dayanamıyorum, çok saçma işler yapılıyor. Saatler sürdüğü için zaman doldurmak için yapıyorlar, hep aynı laflar. Mesela bir derbi maçı öncesi tribünden gelen cisimle kafası yarılan yardımcı hakemine 'İyisin de mi' deyip maçı tatil edemeyen arkadaş,  büyük (!) yorumcu oldu, çuvalla da para kazanıyor. 'Var gibi', 'Versen kimse sesini çıkarmaz', 'Versen de olur vermesen de', 'Hakem haklı gibi bence' gibi çok ulvi, çok bilimsel, çok da felsefik kelime oyunlarıyla kafaları karıştırıyorlar. Uydur uydur söyle, çene suyu çorba bol kepçeyle. Efendiler, koronaya ilaç bulmuyorsunuz, atomu da parçalamıyorsunuz, uzaya da maymun yollamıyorsunuz. Bir şey vardır ya da yoktur, sana göre bana göre olmaz. Hiçbir şey öğretmediği gibi, insanın ufkunu da açmıyor, dahası açılmamak üzere kapatıyor bu yorumlar. Ünlü eski topçu biri daha var. Paşa gönlü nasıl isterse öyle yorum yapıyor. Eski hocasını, takım arkadaşını da asla üzmez, yorumunu öyle yapar. Bir de adaletten bahseder. Adalet için önce herkesi eşit görmen lazım. Maçın başı ile sonu arasında kendi fikri ile çelişiyor. Bir penaltı pozisyonu için 'bu hareketle yere düşmez ki' demesin mi, kahkahalarla güleyim mi televizyonu büyük bir zevkle kapatayım mı bilemedim. Sen kalk yıllarca top oyna, sadece adın var diye antrenörlük yap onu da becereme, tutunama, penaltı mı diye sorulduğunda 'yere düşmek ile penaltıyı' bağdaştır, yapıştır birbirine. Cehalet böyle bir şey işte. Yahu ne alakası var, penaltı olması için futbolcunun yere düşmesi mi gerek. Aç da oku futbol oyun kuralları kitabını, böyle bir şey yok ki. Hava topunda biri diğerini eliyle iterse, konumunu bozarsa, golü, atağa önlerse ne olacak. Cüsseli adam yere düşmez ki, ama faul, ama penaltı. Hey yavrum hey kimlere kaldı bu yorum işleri. Gel de Mustafa Çulcu'yu arama, adam bu işin kompedanı, edepli, üsluplü, bilgili. Ama işte onu da tekrar getirmezler. Niye, doğruları söylüyor diye. İşin kolayını bulmuşlar. Tekrarı defalarca izlediği halde karar veremeyenleri ekrana çıkartacaksın ki, reyting yapasın. Neymiş seyirci böyle istiyormuş, yalanınızı sevsinler. İyi ki maçlara seyirciler alınmıyor, kavga filan çıkmıyor garanti. Yoksa bunlara kalsak yandık. Her hafta korona pozitif sporcular ekleniyor, maçlar erteleniyor, oynanmıyor. Ne olacak bu işlerin sonu. Son futbolcu ayakta kalıncaya kadar, ısrar devam edecek mi. Sanki maçlar uzayda oynanıyor. Millet salgından kırılıyor, maçlara devam, para için devam. Gel de eski zaman maçlarını arama. VAR yoktu, saha topraktı, elim kadar taşlı olurdu, balçık çamurdan top ilerleyemezdi, göle dönerdi, ambulans olmaz, sağlık görevlisi zor bulunur, sağlık çantası bomboş olur malzeme olmaz sadece bir kalıp buz bulunurdu ama şimdi olmayan tek bir şey  vardı o da hepimize yeterdi, insanlık. Şimdi insanlık kalmadı, insanı, canı düşünmek kalmadı. Korona virüsün tamamen geçtiğini bittiğini düşünemiyorum ama bu adına futbol denen sadece paranın döndüğü liglerin sonuna gelindi, az kaldı. Şansımıza, bahtımıza ne çıkarsa az sonra, koronadan önce.