Kredi kartlarının üzerindeki 16 haneli numara, çoğumuz için sadece bir sayı dizisi gibi görünse de, aslında pek çok önemli bilgi taşır. Bu numara, kartın ait olduğu ödeme sistemini, bankayı, kart sahibini ve hatta kartın geçerli olup olmadığını belirleyen bir dizi kodu içerir. Kredi kartlarının ön yüzünde yer alan bu sayılar rastgele değildir. Her bir rakam, belirli bir anlam taşır ve her biri ayrı bir işlevi yerine getirir.
İlk rakam, kartın bağlı olduğu ödeme sistemini gösterir. Örneğin, 3 rakamı American Express ve Diners Club gibi kartları temsil ederken, 4 rakamı Visa kartlarını, 5 Mastercard kartlarını, 6 ise Discover gibi sistemleri temsil eder. Bu ilk rakam, kartın hangi altyapıya ait olduğunu kolayca anlamamıza olanak sağlar.
İlk altı hane, “Banka Tanımlayıcı Numarası” (BIN) olarak adlandırılır ve bu sayı, kartı çıkaran bankayı ve kartın türünü tanımlar. Her banka, uluslararası ödeme sistemleri (VisaNet, Mastercard Network gibi) tarafından kendine özgü bir BIN numarasına sahiptir. Bu altı rakam, kartın bankasını tanımlamanın yanı sıra kartın bireysel, ticari veya sanal olma gibi özelliklerini de belirler.
7 ile 15. arasındaki haneler, kart sahibine özel hesap numarasını temsil eder. Bu bölümdeki 9 haneli sayı, her kart sahibine özel olarak oluşturulur ve aynı bankadan çıkan diğer kartlarla karışmaması için benzersizdir.
16. hane ise "Luhn Algoritması" adı verilen bir matematiksel yöntemle hesaplanır ve kart numarasının geçerli olup olmadığını hızlı bir şekilde doğrulamak için kullanılır. Bu algoritma, 1954 yılında IBM mühendisi Hans Peter Luhn tarafından geliştirilmiştir ve bugün dünya çapında pek çok dijital ödeme sisteminde kullanılmaktadır. Bu son rakam, kartın sahte olup olmadığını anlamamıza yardımcı olan bir nevi dijital imza işlevi görür.
(Sözcü)