Kurban Bayramı’nda tatlı tüketimiyle birlikte et ve sakatat tüketimi de artıyor. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açıyor. Bu nedenle özellikle mide-bağırsak hastalarının kurban etlerini hemen tüketmemeleri, bir gün bekletip haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle tüketmesi gerekiyor. Sakatat tüketiminin de arttığı Kurban Bayramı'nda özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişilerin sakatat tüketiminden kaçınmaları gerekiyor. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğundan, kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyonu olan kişiler de Kurban Bayramı’nda yağsız ya da az yağlı etleri tercih etmeli. İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Karıncaoğlu et tüketiminde aşırıya kaçılmaması gerektiğini vurgulayarak “Kurban Bayramı'nda, etin tüketim miktarının yanı sıra pişirme yöntemlerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Bu bakımdan etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmesi, kızartmalardan kaçınılması gerekir. Kızartma ve yağlı besinler reflüyü tetikleyebilir. Ayrıca çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yönteminin çeşitli "kanserojen maddelerin" oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemesi gerekiyor.” diye konuştu.

Eti Sebzeyle Birlikte Tüketin

Sağlıklı beslenme için C ve E vitamininden yoksun olan etin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya yanında sebzelerin de tüketilmesinin önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Karıncaoğlu “Et, demir ve folik asit gibi vitaminler yönünden çok zengin bir kaynak. Ancak etteki demirin daha çabuk emilimi ve organizmada daha çabuk kan hücrelerinde kullanımı için bol salataya ve bol sebzeye ihtiyaç var. Bu sebzenin salata şeklinde çiğ olması, folik asit emilimini daha da çabuk arttırır.” dedi. Glisemik indeksi düşük gıdaların tüketilmesinin sindirim sistemini yormayacağını belirten Prof. Dr. Karıncaoğlu, “Gıdanın glisemik indeksi ne kadar düşük olursa, tüketilen besin uzun sürede kana karışır. Bu nedenle de glisemik indeksi düşük olan baklagiller, bulgur, sebze, yoğurt gibi besinler tercih edilebilir. Akşam yemeğinden en az iki saat sonra yatılmalıdır. Hızlı yenilen ve ağır bir öğün sonrası besinlerin midede öğütülmesi zorlaşır ve mide boşalması yavaşlar. Bu durumda göğsün hemen arkasında baskı hissi, sıkışma, ağrı olabilir. Oysaki hazımsızlıktan kaynaklanan yakınmalar biraz yürüyüşle ve hafif egzersizle geriler.” diye konuştu.