LGS’de (Liselere Giriş Sınavı) okulların önlerinde oluşan kalabalıklar, korona virüs riskini yeniden akla getirdi. Sınavdan önce dezenfektan ve maske dağıtılan öğrenciler sınava girdi. Fakat ortaya çıkan tabloda, veliler sınıfta kaldı. Sınava gidiş dönüş saatlerini kapsayacak şekilde sınırlı sokağa çıkma yasağı getirildi, veliler okul bahçesine alınmadı. Ancak kapı önünde bekleyen velilerin sosyal mesafe kuralını hiçe saydığı görüldü. Yaşanan tablodan sonra yapılacak YKS’ye (Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı) çok daha fazla sayıda öğrencinin katılacağını ve mağduriyetlerin bu kadarıyla sınırlı kalmayacağını belirten Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, “LGS ile basına ve sosyal medyaya yansıyan görüntülerde sınavlarla ilgili kaygılarımızda haklı çıktık. MEB’in (Milli Eğitim Bakanlığı) ‘2020 LGS huzur ve güvenle tamamlandı’ haberinde kullandığı görsel ile sınav salonlarında gerçek ne yazık ki aynı değildi. LGS’de yaşanan bu görüntüler umarız kaygılarımızın gerçekleşmesine neden olmaz” dedi.

‘5 MİLYON KİŞİ’

Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlarının ortaya çıkan görüntülere dair kamuoyu açıklamasını yapması gerektiğini vurgulayan Vardal, önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek YKS sınavı için yeniden değerlendirme gerektiğini söyledi. Vardal,“Yeni bir değerlendirme yapmak veya planlamaları güncellemek kaçınılmaz duruma gelmiştir. LGS’ye 1, milyon 700 bin öğrenci girmişken YSK’ye 2 milyon 433 bin öğrenci girecek. Velileri ile birlikte düşünüldüğünde 5 milyonu aşkın yurttaş hareketliliği olacak. Sorumlu kurumların LGS de yaşanan benzer durumlarla karşı karşıya kalınmaması için yeni bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Alınacak önlemlerin LGS ışığında güncellenmesi gerekmektedir” açıklamalarında bulundu. Yaşanan salgın süreci sonrası kabinenin bu sınavdan sorumlu bakanlığı olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın süreci yürütürken iş birliğine kapalı oluşu ve öneriler ve eleştirilerin dikkate alınmadığını belirten Vardal, “Salgının başladığı ilk günden bu yana sürecin, sendikalar başta olmak üzere, tüm toplumsal kesimlerle birlikte yürütülmesi önerisinde bulunduk fakat anlaşılmaz bir şekilde MEB bu öneriye olumlu karşılık vermedi. Bu nedenle de yaşanan pek çok sorunun öngörülemediğini görüyoruz. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı, LGS’nin huzur ve güven içinde tamamlandığına dair açıklamalar yapsa da, alanda yaşanan gerçekliğin farklı olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.

‘MESAFE OLMAZ’

Öğrencilerin kendi okullarında sınava girmesinin olumlu olduğu kadar fiziki mesafenin kaybolmasına neden olduğunu belirten Vardal, gerçekleştirilen sınava dair pek çok olumsuz gelişme olduğunun altını çizdi. Vardal, “Aynı okulda olan öğrenciler uzun zaman sonra karşılaştığında elbette mesafe hiçe sayıldı. Ayrıca sınavlarda kullanılan bina ve salon sayısının artırılmasına rağmen, öğrencilerin kendi okullarında sınava girmesinden dolayı, şehir merkezlerinde sınav salonlarında 20 öğrencinin bulundu. 20 öğrencinin bulunduğu bir derslikte fiziki mesafe sağlamak mümkün olamaz” ifadelerini kullandı.

‘VİRÜSLÜ ÖĞRENCİ’

Sınava yönelik bazı iddiaların ise MEB tarafından kesinlikle yanıtlanması gerektiğini vurgulayan Vardal, “Torbalı Mustafa Çoban Ortaokulu 8 numaralı salonda 2. oturum kitapçıklarının 1. oturumda dağıtıldığı, öğrencilerin soruları yanıtladığı ve daha sonra araya çıktıkları ve aradan sonra da 1. oturum testlerini yaptıkları iddia edilmekte. Bu iddia sınav güvenliği ve geçerliği açısından oldukça ciddidir. Bu iddianın hızla araştırılması ve yanıtlanması gerekiyor. Ayrıca Manisa’da, sınavdan 3 gün önce hastalık tanısı konulan bir öğrencinin diğer öğrencilerle aynı salonda sınava alındığı ve durumun fark edilmesinden sonra sınav salonunun değiştirildiği iddia edilmektedir. Eğitim Sen Manisa Şubemiz konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirdi fakat bu konuya yönelik bir yanıt verilmesi çok önemli. Çocuklarımızın eğitim ve sağlığı söz konusu” dedi.

‘SINAVSIZ SİSTEM’

Yapılacak olan YKS sınavda bu problemlerin yenilenmemesini temenni ettiğini belirten Vardal, “Yaşadığımız salgın dönemi şıklar üzerinden dayatılmış bir yaşamın, bir geleceğin öğrencilerimiz ve tüm toplum açısından ne kadar sorun olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Her öğrencinin kamusal eğitim hakkı, istediği okulda eğitim görme hakkı vardır. MEB öğrencilerin istediği okulda eğitim görme hakkını mutlaka hayata geçirmek zorunda. Eğitim her çocuğumuz için eşit olmalı. Sağlığı eğitim hakkı için riske atmamalıyız” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber