Son dönemde ruh hastalıklarında büyük bir artış olduğu gözlemleniyor. Klinik Psikolog Zümrüt Çetin, "Ruh halleri, çevremizdeki dünyayı deneyimlediğimiz, hayatımızın her alanını koşullandıran duygusal çerçeveyi oluşturur. Pandemi süreci doğal olarak etkili oldu" dedi. Depresyonun günlük taleplerin üstesinden gelinemediğinde ortaya çıktığını söyleyen Çetin, "Zihin durumumuz sağlıklı sınırlar arasında tutulduğunda, duygularımız onları üreten, varlıklı bir duygusal menzile ve değişik nüanslara sahip durumlara nazaran ayarlanır, iç ve dış çatışmaları yönetmemize ve bir denge hissetmemize izin verir. Depresif süreçler, acı çekenlerin yaşamı ve en doğrudan çevreleri üstünde büyük bir etkiye sahiptir. Depresyonu olan insanlar, günlük taleplerinin üstesinden gelemediklerini düşünürler, sadece küçük olsalar da, normalde daha önce karşılaşabilecekleri faaliyetlerin engellenmesine ve önlenmesine yol açarlar. Bu konum yakın çevreyi eşit derecede etkiler, bundan dolayı genellikle durumla nasıl başa çıkılacağını ve depresyondaki kişiye nasıl yardım edileceğini bilmezler" ifadelerini kullandı.

'ÇARESİZLİK '

Depresyon belirtilerinin ise yorgunluk, uykusuzluk ya da hipersomnia emareleri, kilogram kaybı ya da artışı, cinsel istek kaybı, naturel kökenli olmayan spesifik ve yaygın ağrılar, enerji kaybı olarak genellenebileceğini söyleyen Çetin, "Konsantre olma, ayrıntıları hatırlama ve karar verme güçlüğü çekiyorlar. Kendiniz, gelecek veya diğerleri hakkındaki sürekli olumsuz düşünceler. İntihar düşünceleri. Motor yavaşlaması, kişisel hijyen rutinlerinden sosyal rutinlere kadar değişebilen rutin kaybı. Daha ilkin yapılan etkinliklere ilgi kaybı. Kalıcı keder, kaygı veya boşluk duyguları. Umutsuzluk ve karamsarlık, suçluluk duygusu, yararsızlık ve çaresizlik ortaya çıkar" açıklamalarında bulundu.

'AĞIR DEPRESYON'

Majör depresyonun çok ağır bir tür olduğunu söyleyen Çetin," Bu depresyon diğer türlerine göre daha ağır seyrediyor. Uyku sorunları var. Yataktan kalkmak istemiyor, uyumakta zorlanıyorsunuz. Hayatına devam edemeyecek duruma geliyorsunuz. Pandemi süresince artmasının nedeni ise insanlarla iletişimi daha çok kesildiğinden sosyalleşme ve iletişim kurma ihtiyacımız olduğundan bu anlamda çoğu hastalık arttı" dedi.

'KESİNLİKLE TEDAVİ '

Süreçte günü tamamlayamayacak halde ve isteksizlik gözlemleniyorsa çözümün kesinlikle tedavi olduğunu söyleyen Çetin, "İnsanları yargılamamalıyız. Ne denli olumlu yaklaşırsak o denli çözüme ulaşırız. Ailelerin tavrı çok ama çok önemli.  Yargı  ve sert tutumlardan kaçınılmalı. Bu noktada kesinlikle tedaviye başvurulmalı" diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber