Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde, Bayraklı'daki 10 katlı Yılmaz Erbek Apartmanı'nın B bloku da yıkıldı. Enkaz altında kalan 11 kişi yaşamını yitirdi, 11 kişi de yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 2'si tutuklu, 11 kişi hakkında İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Dava sürecinde binanın fenni mesul mimarı Nurettin Bozdoğan tahliye edildi. Dokuz Eylül Üniversitesi'nden gelen ek bilirkişi raporunda, binada kolon kesilmediği, kolon inceltmesi yapılması durumunda da binanın bu şekilde yıkılmayacağı belirtildi. Raporda binanın beton kalitesinin çok kötü olduğu, binanın yıkılmasının da buna bağlı olduğunun altı çizildi. Öte yandan, kolon kesildiği iddiasıyla binanın altındaki bir marketler zinciri şirketi hakkında yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Geçen haziran ayında görülen duruşmada heyet, tutuklu sanık arsa sahibi Mustafa Yılmaz'a 15 yıl hapis cezası verirken, binanın inşaat mühendisi Ali Özsoy'u ise 10 yıl hapis cezasına çarptırdı. Yapı denetim şirketi yetkilileri Binay Bükey ve Eşref Perviz Toğulga ile fenni mesul Nurettin Bozdoğan'a ise ayrı ayrı 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, yüksek jeoloji mühendisi Aynur Denizaslanı, kooperatif üyelerinden Ayşe Yılmaz, fenni mesul Ergün İlkay, kooperatif başkanı Kadriye Kaya, zemin etüdü raporuna imza atan inşaat mühendisi Pınar Uslu ve Zehra Yılmaz Sağlam'ın ise beraatine karar verdi.

'İZİNLER BELEDİYE YETKİLİLERİNCE VERİLMİŞ'

Belediye görevlileri hakkında başlatılan soruşturmanın tamamlanmasının ardından 7 sanık hakkında da iddianame hazırlandı. İddianamede A ve B bloklardan oluşan Yılmaz Erbek Apartmanı için hazırlanan betonarme projesinin yapı ruhsatına, 1998 yılında Bornova Belediyesi yetkilileri tarafından onay verildiğinin altı çizildi. Apartmanın bloklarında bulunan bağımsız bölümlerine 2006 yıllarında iki kez yapı kullanım izin belgesinin de yine Bornova Belediyesi yetkililerince onaylandığı vurgulandı. İnşaat mühendisi A.Y.'nin, şehir plancısı ve imar müdürü B.E.'nin, mimar ve yapı denetim- ruhsat bölümü şefi B.B.'nin, belediye betonarme teknik masası görevlileri F.G.'nin, yapı ruhsat şefi H.H.'nin, yapı kullanım bölümü görevlisi S.Ç.'nin ve Bornova Belediyesi yapı denetim firma denetçisi Z.D.'nin kamu görevlisi olduklarının ve kamu görevlisi gibi cezalandırılmaları gerektiğinin belirlendiği vurgulandı. Yılmaz Erbek Apartmanı B blok binasının, projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, fenni mesuliyet kapsamındaki yapım denetimindeki yetersizlik, daha sonradan devreye giren yapı denetim şirketinin eksik ve hatalı değerlendirmeleri ve denetimi nedeniyle yıkılmış olduğu görüşüne varıldığının altı çizildi.

MAHKEME İDDİANAMEYİ KABUL ETTİ

Binanın statik hesabında deprem yüklerinin, etriye hesaplarının, bina yer değiştirme hesaplarının, 1975 deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılmaması nedeniyle statik proje müellifinin ve statik-betonarme projeye onay veren mercilerin, zemin sınıfı seçiminin hatalı olması nedeniyle bu raporun jeoloji ve jeofizik bölümleri müelliflerinin, raporda inceleme onayı, mühürleri ve imzaları olan yapı denetim şirketi mesul mühendislerinin, proje denetçilerinin, jeoloji ve jeofizik bölümlerinin sonunda imzası olan mühendislerin sorumlu olduklarının altı çizildi. Ayrıca mevcut beton mukavemetinin statik projede öngörülen beton sınıfını sağlamaması nedeni ile bina fenni mesulünün ve bina müteahhidinin, binanın durumu ile ilgili eksik ve hatalı değerlendirmeleri ve denetimi nedeniyle yapı denetim şirketi ve denetçi mühendislerinin sorumlu olduğu görüş ve kanaatlerine ulaşıldığı aktarıldı. Savcı, tutuksuz şüphelilerin 1975 tarihli yönetmelik hükümlerine göre kendilerine yüklenen görevin gereklerine aykırı hareket ederek yaşanan deprem sonucu söz konusu olayın meydana gelmesine, kamunun zarara uğramasına, kişilerin maddi ve manevi mağduriyetlerine yol açmak suretiyle görevlerini kötüye kullandıklarını belirtti. Toplanan deliller ve alınan ifadelerin ardından savcı, sanıklar için 'görevi kötüye kullanma' suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianame, 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. (DHA)