Etkisini artıran müsilaj nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın girişimleri sonucu Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli, İstanbul ve Tekirdağ'da temizleme çalışmaları başlatılmış ve Çanakkale Boğazı müsilajdan tamamen arındırılmıştı. Fakat son günlerde yeniden Marmara ve Ege’de görüldüğü söylentileri başladı. Bu konuda önemli bilgiler paylaşan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nden Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Müsilaj bitmeyecek. Marmara’nın kaderi artık. İzmir Körfezinde 1955 yılında ilk patlama yapıldı. Plankton patlaması ve binlerce balık ölmüştür. Ardından kirlilik devam ediyor. Körfezi çok kötü kullandık. Bütün yerleşim yerleri ve sanayi suları arıtılarak denizlere verilmeli. Sonra böyle sorunlarla karşılaştık. 24 milyon nüfus var sadece Marmara civarında, sanayinin yüzde 60’ı ise orada. Tüm bunlar biyolojik arıtmaya tabi tutulmadan yüzde 93’ü arıtılmadan su veriyor, sanayi suları arıtılmadan veriliyor. Bu sorunlar yıllardır dile getiriliyor. Marmara en sonunda kaldıramadı, İzmir Körfezi de kaldıramadı… Sorun İzmir’de hala devam ediyor. Arıtma tesisleri var, çalışıyor ama hala ciddi oranda kaçak var. Yanlış bilimsel yaklaşımlarda ayrıca sorun devam ediyor. Problem çözümü derinlemesine bir işlem ve arıtma ile mümkün olabilir” dedi. prof-yasar-kuresel-sogumayla-istanbul-bogazi-donacakÇALIŞMA YAPILMALI’ Denizlerin korunmasının önemini vurgulayan ve Ege’de yeniden bu sorunun yaşanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Yaşar, “İzmir Körfezi’nde yeniden patlayacak müsilaj sorunu. Belki bir yıl daha olmayabilir fakat bu bitti anlamına gelmiyor. Bu olay bir anda ortaya çıkmadı sonuçta. Denizin plankton yani gıdanın patlamasıdır. Sayıları artınca ortamda oksijen bırakmıyorlar. Sonra strese girip ölüyorlar. Müsilaj bu ölü planktonlardır. Öyle bir halil İbrahim sofrası kuruldu ki denizlere… Bizde ayrıca bilimsel kuraklıkta var. Müsilaj patladı hemen küresel ısınma deniyor. 24 milyon insanın temizlemeden atık suyunu 35 yıl boyunca uyarılmana rağmen verirsen; sonuç bu oluyor işte. Bakanlıklar elinden geleni yaptı. Oksijen basıldı suya ama maalesef denizler akvaryum değil yanlış bir bilimsel yaklaşımdı. Yapılacak iş belli. Tüm sular arıtılarak verilecek. Sanayi soğutma suyu kullanıyor. Suyu çekip, sıcak su atıyor. Bu 1 derece ortamdaki planktonları hareketlendirir. Bu sorunu bu şekilde çözmeliler. Soğutarak denize vermek şart. Acilen bu konuda ciddi çalışmalar yapılmalı” diye konuştu. Sosyal İklim Derneği Başkanı Oğuz Ergen de sorunun çözümü için ortak akıl ile hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Ergen, “Bu sorun bir çok canlının yaşamını tehdit ediyor. Bu anlamda bir arada çalışma yapılması gerek. Denizlerde yaşan canlı çeşitliliği doğal denge için inanılmaz derecede önemli. Çalışmaların artırılması ve sorunun çözümü noktasında planlama yapılması şart” ifadelerini kullandı. Rana Beyza ÖZTÜRK/ ÖZEL HABER