Türkiye dünyada faiz oranlarının en yüksek olduğu 9. ülke.  Haiti de aynı faiz oranı ile aynı sırada yer alıyor. Para Politikası Kurulu toplantısı 21 Ocak 2021 Perşembe günü gerçekleştirildi. Buradan çıkacak karar ile 2021 yılının ilk politika faiz kararı belirlenmiş oldu. Bu karar Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın göreve gelişinin ardından açıklanacak olan üçüncü politika faizi oldu. Merkez Bankası 21 Ocak 2021 Perşembe günü açıkladığı kararında  politika faizinin sabit tutulduğunu duyurmuştu. Bu kararla birlikte faizler yüzde 17'de bırakıldıAA Finans'ın beklenti anketi de bu yönde sonuçlanmıştı. Kimsenin faiz yükselişini beklemediğini söyleyen Ekonomist Uğur Civelek, “Peki neden beklemiyorduk? Bu sorunun sorulması lazım. Merkez Bankası’nın yapacak çok bir şeyi kalmadı bu saatten sonra. Faiz yükselirse, faydadan çok zararı olur ülkeye” açıklamalarında bulundu.

 ‘HAMLE YAPAMAZ’

Piyasada riskten kaçınma eğilimi etkisinin neden kırılması gerektiğini açıklayan ve Türkiye’nin dünyadaki faiz sıralamasını değerlendiren Civelek, “En yüksek 9. ülke olmamızı mukayese ederken diğer ülkelerin enflasyon oranına bakmalıyız. Diğer ülkelerin kaç tanesinde asgari ücret yüzde 20 yükselmiş? Piyasalarda duruma baktığımızda ise riskten kaçınma eğilimi kırılmalı çünkü finans kesiminin buna ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı’nın en son faiz konusunda dedikleri belli. Bunun üzerine Merkez Bankası zaten fazla bir şey yapamaz. ‘Ekonomi salgından dolayı kapalı, faiz yükselişine de tahammülü yok’ şeklinde beklentilerin olumsuz etkilenmesini önlemeye yönelik konuşmalar var. Bu sefer yabancıların tarafından çatlak sesler çıktı. Merkez Bankası faiz kararını bu nedenle değiştirmedi” ifadelerini kullandı.

‘TAHAMMÜL KALMADI’

Yerleşiklerin güven bunalımının aşılması gerektiğine değinen ve ekonomi dinamiklerinin bu doğrultuda düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Civelek, “Yabancıların rolü belli, yerlilerin rolü belli. Amaç, yerleşik yatırımcıların beklentilerini olumsuz etkilememek. Bir kuşatma var. Türkiye’de enflasyon açıklananın üstünde. Herkes bunu biliyor. Yerleşiklerin güven bunalımının aşılması bu tip oyunlarla olacak şey değil artık. Kredi hacminin patlamasını artık önleyemiyoruz. Merkez Bankası’nın yapacak çok bir şeyi kalmadı bu saatten sonra. Beklentilerin yönetilemediği koşullarda aslında yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştır. Bunu söylemekten çekiniyoruz.  Burada çıkan sonuç şu, faiz yükseltmezsen kötü olur dendi, yükseltmedi kötü olmadı. Çünkü yaşanan süreçte buna dünyanın tahammülü yok. Uluslararası piyasalarda ekonomi adına işler kontrolden çıkma sınırında artık. Bu nedenle faiz yükseltilseydi ülke için daha zararlı olurdu” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk/ Özel Haber