Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın işbirliğiyle gerçekleştirdiği proje il dar ve orta gelirli vatandaşların ev sahibi olmasını kolaylaştıran kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda görüşülüyor. Teklif üzerinde konuşan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Tamer Osmanağaoğlu; insanların insanca barınma hakkına bizim bakışımızı finans-kapitalin vahşi dürtülerinden çok manevi iklimimiz belirlemiştir. “Aç milleti doyurmayı, çıplak milleti giydirmeyi, fakir milleti zengin kılmayı” salık veren kadim Türk devlet felsefesi ile İslâm’ın adalet sahibi olmak isteyen emirlerin omzuna koyduğu Fırat kenarında zayi olan koyunun yükü; bizim duruşumuzun temel referanslarıdır.” ifadelerini kullandı. Konuşmasında “Bir devlet olarak Osmanlı’nın, bir şehir olarak Ankara’nın inşasına şahit ve müdahil olan Hacı Bayram; o inanç ve heyecan dolu hareketliliği şu dizelerle tasvir etmektedir. “Ansızın bir şehre vardım / O şehri yapılır gördüm / Ben dahi bile yapıldım / Taş ve toprak arasında”… Aynı zamanda bu kelimeler şehir ve medeniyet inşasının; insanların ve nesillerin inşasıyla alakasını da ortaya koymaktadır. Bir şehir kurmak; dün, bugün ve yarınları kurmak demektir.” KANUNUN TBMM’DE GÖRÜŞÜLMESİ GURUR VERİCİDİR “Taştan ve madenden bina edilen şehirler; içinde yaşayan insanların umut ve korkularını da, heyecan ve inançlarını da taşırlar. İhtiyaç sahibi bir vatandaşımızın, kendine ait bir eve kavuşması; sadece istatistik tablolarına yansıyan sıradan bir veri değildir. Devletimizin, binlerce yıllık vazifesini yerine getirdiğinin ispatıdır. Bu sebeple; Türkiye Büyük millet Meclisi’nin Türk milletinin iradesinin tecelligahı olduğuna bir kez daha şahitlik etmek, hem gurur verici hem de geleceğe dair umut vericidir.” ifadelerini kullanan Osmanağaoğlu “Köküyle toprak anaya bağlı, gövdesiyle göğü kucaklayan dallarına hâkim ağaç, türeyiş efsanelerimizde yaşamın simgesi olarak kabul edilmiş, Türk milleti tarafından her zaman önemsenmiştir. Bu ruh; yeri gelmiş Asya steplerinde asırları aşan bir mesajın muhteviyatını oluşturmuş, yeri gelmiş Selçuklu mimarisinin doğal yaşama duyduğu saygıda kendisini bulmuş, yeri gelmiş Osmanlı mimarisinde milletleri kendisine hayran bırakan bir merhamet timsali olarak yükselmiştir. Bugün de bu ruhu Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında yaşatmak Türk Yüzyılı hedefine emin adımlarla yürüyen bizlerin görevidir. Ağaca, doğaya, çevreye ve toprak anaya bu kadar değer atfeden bir milletin evlatlarına, yine ağaca ve doğaya önem veren vizyon projelerle yeni yüzyıla hazırlanmak yakışacaktır. Biliyoruz ki; kalkınma ve çevre bir bütün olarak değerlendirildiği takdirde hedefe ulaşmak zor olmayacaktır. Bu anlayışla kazandırılacak eserlerin binlerce yıllık değerlerimizin bir yansıması olacağı unutulmamalı, medeniyet tasavvurumuzun bir ürünü olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu konudaki vizyonumuzun ana kolonlarını Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin şu sözleri açık bir şekilde ifade etmektedir. “Daha temiz, daha yeşil bir dünyada yaşamak, gelecek nesillerin en doğal hakkıdır. Onların haklarını korumak ve gözetlemek bizlere düşmektedir.” dedi.