Avusturya'nın başkenti Viyana'nın 270 km batısında, Alp Dağları'nın eteklerinde yer alan Salzburg, Avusturya-Almanya sınırının yanı başında konumlanıyor. Tarihi kent merkezi 1997'den bu yana UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi'nde yer alan Salzburg'u her yıl 5 milyondan fazla turist ziyaret ediyor. 150 bin nüfuslu kent restore edilmiş tarihi yapıları, etkileyici müzeleri ve Mozart'ın izlerini taşıyan eşsiz dokusuyla görmeye değer. Çevresi görkemli Alp Dağları ile çevrili şirin kente yerleşen ilk halk Keltler olmuş. 789’da Başpiskoposluk (Fürst Erzbistum Salzburg) ilan edilen Salzburg’un etkisi günümüzdeki Hırvatistan ve Macaristan topraklarına kadar uzanmış. Zengin tuz yatakları sayesinde ekonomik olarak gelişen Salzburg, günümüz Avusturya eyaletleri içinde bir başpiskopos-prens tarafından bağımsız olarak yönetilmiş tek bölge. Salzburg'un ismi Almancada tuz anlamına gelen 'Salz' kelimesinden geliyor. Şehrin altındaki zengin tuz madenlerinde türeyen ismin tam Türkçe karşılığı ise 'Tuz Kalesi.' Birçok Avrupa kentinde olduğu gibi Salzburg'un kent merkezinden de bir nehir geçiyor. Şehri ikiye ayıran Salzach Nehri'nin bir yanında Moenchsberg Tepesi diğer yanında ise Kapuzinerbeg Tepesi bulunuyor. Turistik bir şehir olan Salzburg'da yıl boyu devam eden turist akını nedeniyle turistlere yönelik çok sayıda alternatif etkinlik bulunuyor. Kış döneminde Alp Dağları'nda yer alan kayak merkezlerinde kayak sporu yapabilir, ocak ayında Mozart Haftası etkinliklerinde konserleri takip edebilir, ağustos ayında gerçekleştirilen Geleneksel Salzburg Festivali'nde ise şehrin kültürünü yakından tanıyabilirsiniz. Avusturya'nın masal şehri Salzburg, yürüyerek gezilebilecek büyüklükte. Kentin eski şehir merkezinin tamamı UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi'nde. Şehri en pratik gezmenin yollarından biri de 'HopOn HopOff City Tour'a katılmak. 16 euro ödeyerek sesli rehber hizmeti de sunan bu otobüslerle şehrin belli başlı cazibe noktalarını anlatım eşliğinde keşfetmek mümkün. Hop on hop off otobüslerinde dilediğiniz durakta inip bir sonraki otobüse binerek kaldığınız yerden devam etme şansınız da var. SALZBURG (HOHENSALZBURG) KALESİ: Kentin sembol yapılarından biri olan Salzburg (Hohensalzburg) Kalesi, 1077 yılında başpiskopos Gebhard tarafından yaptırılmış. Kaleye yürüyerek ulaşabileceğiniz gibi füniküler ile de çıkmak mümkün. Orta Avrupa'nın günümüze kadar tam olarak muhafaza edilmiş en büyük kalesi unvanını taşıyan Salzburg Kalesi, inşa edildiği dönemden günümüze birçok savaş ve saldırı yaşasa da hiç fethedilmemiş olmasıyla ünlü. Kaleyi keşfederken dik merdivenlerden çıkıyor, dar koridorlardan geçiyor ve Salzburg'un tarihinde zamanda yolculuk hissini yaşıyorsunuz. Kalenin kent manzarası ise şahane. Kale içerisindeki Saray Müzesi, kent tarihine ışık tutuyor. Avlusunda muazzam Alp Dağları manzarası bulunan kalenin içerisinde bir de Kukla Müzesi de yer alıyor. Kalenin girişinde yer alan Panorama adlı restoran ise leziz bir mola için ideal. Avusturya'nın geleneksel tatlılarından Sacher Cake'in tadına bakmayı unutmayın. Çikolatası yoğun bir pasta türü olan Sacher Cake, yanında krema ile servis ediliyor. SALZBURG KATEDRALİ (DOMKİRCHE ST. RUPERT): Salzburg Katedrali, şehrin en eski tarihi yapılarından biri. 774 yılında inşa edilen katedral yangınlar nedeniyle yıkıldıktan sonra 1614'te yeniden inşa edilmiş. Katedrali önemli kılan özellik ise Salzburg'da doğan ünlü besteci Mozart'ın vaftiz töreninin de burada yapılmış olması. Barok mimarisi ile alanında örnek gösterilen katedralin dış cephe kabartmaları, iç mekanı ve heykelleri görülmeye değer. 71 metre yüksekliğindeki çan kulesi ve 1700’lü yıllardan kalma kilise orgu ise benzersiz güzellikte. Katedrale giriş ücretsiz. MOZART’S GEBURTSHAUS (MOZAT’IN DOĞDUĞU EV): 27 Ocak 1756'da dönemin burjuva evleri ve dar sokaklarının bulunduğu Getreidegasse Caddesi No:9’da doğan Mozart, 1773 yılına dek bu evde yaşamış. Saray bestecisi ve orkestra şef yardımcısı olan Leopold Mozart ve eşi Anna Maria Pertl'in oğlu olarak dünyaya gelen Mozart, kentin dünyevi işlerinden sorumlu piskoposu Colloredo tarafından 8 Haziran 1781'de saraydan ve Salzburg'dan kovulmuş. Doğduğu ev müzeye çevrilen ve Mozart’s Geburtshaus adı verilen müzede Mozart’ın beşiğinden, biberonuna, piyanosundan kıyafetlerine kadar pek çok eşyası sergileniyor. RED BULL HANGAR-7 MÜZESİ: Salzburg Havalimanı'nda çatısı camla kaplı görkemli bir binaya sahip olan Red Bull Hangar-7 Müzesi, enerji içeceği Red Bull'un milyarder patronu Dietrich Mateschitz'in eseri. Gösteri uçakları, özel yapım motosiklet ve otomobillerin sergilendiği müze aynı zamanda bir etkinlik mekanı. Yıl boyunca konser ve sergilerin düzenlendiği mekanda ünlü şef Roland Trettl'nin restoranı da yer alıyor. Restoranın menüsü üç bölümden oluşuyor: Beyin, güzellik, ruh hali! THE CAFE BAZAR: Salzach Nehri'nin doğu yakasındaki The Cafe Bazar, şehrin en eski kafelerinden. Kristal şamdanları, mermer masaları ve ceviz ağacıyla kaplı duvarlarıyla kafe hoş bir atmosfere sahip. Nehir ve tarihi kent manzarasına sahip olan kafenin zengin kahvaltı menüsü ve tatlı çeşitleri çok popüler. 1927'de açılan kafenin ziyaretçi defterinde Thomas Mann, Marlene Dietrich, Arthur Miller gibi ünlü isimlerin el yazıları bulunuyor. ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Salzburg'da kent içi ulaşım troleybüs ve otobüslerle sağlanıyor. Elektrikle çalışan troleybüsler kent içi ulaşımda büyük paya sahip. Gürültüsüz ve çevreyi kirletmeyen bu araçlar şehrin çevre hassasiyetini yansıtıyor. Ayrıca Salzburg bisiklet ile ulaşım konusunda Avusturya’nın en elverişli yerlerinden birisi. NASIL GİDİLİR? İstanbul Havalimanı'ndan Türk Hava Yolları'nın Salzburg'a her gün direkt uçuşu bulunuyor. İstanbul-Salzburg uçuşu 2.5 saat sürüyor. Salzburg Havalimanı, kent merkezine 15 dakika uzaklıkta. Trafik sorunu yok denecek kadar az. Bunun dışında Viyana veya Münih aktarmalı olarak gidilebiliyor. Her iki şehirden de Salzburg’a düzenli tren seferleri mevcut ve yol ortalama iki buçuk saat sürüyor. A. Buğra Tokmakoğlu / Özel Haber