in ,

Mücadele edilmezse büyük tehlikesi var!

Türkiye, inek, koyun ve keçi gibi hayvanlarda yurt dışı kaynaklı şap hastalığının görülmesiyle alarma geçti. Uzmanlar, üreticilerin şap aşısı yaptırmaları gerektiğini söylüyor

mucadele-edilmezse-buyuk-tehlikesi-var

Nihat AK/Ege TELGRAF- Türkiye’nin birçok şehrinde yaklaşık iki aydır SAT-2 tipi şap virüsü görülmeye başlandı. Ahır ve ağıllardaki inek, koyun ve keçi gibi hayvanlarda şap hastalığı tespit edildi. Önlem amacıyla onlarca işletme ve köy karantinaya alındı. Şap hastalığıyla ciddi bir mücadele yürütüldüğünü belirten İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Selim Özkan, “Bu hastalık hafife alınmayacak, geçiştirilemeyecek kadar önemli bir konu. SAT-2 serotipi şap hastalığını taşıyan ilk vakanın Türkiye’de tespit edilmesiyle yardım ve desteğe hazır olduğumuzu ilgili bakanlıklarımıza ilettik. Kentin her mahallesinde ve köyünde veteriner hekimlerimiz var. Her zaman halk ve hayvan sağlığı için göreve hazırız. Hastalıkla mücadele kapsamında ithalat, ihracat ve kesim maksatlı sevkler dışındaki tüm hayvan hareketleri yasaklandı. Ayrıca ülke genelindeki hayvan pazarları da kapatıldı. İzmir’deki hayvanların tamamına yakını aşılandı. Viral enfeksiyondan kaynaklanıyor. Devlet aşısını üretti. Özellikle 3.5-4 milyon doz aşı Irak hattındaki Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine gönderildi. Aşılamalar devam ediyor. Şap her tarafa yayılmasın diye” dedi.

VERİMİ DÜŞÜRÜYOR

Hastalığın ağır seyrettiğine vurgu yapan Başkan Özkan, “Bu, besi hayvancılığı yapanlarda besinlerin geriye vurmasına sebep oluyor. Kasaplık hayvanlarda et verimi düşüyor, süt ve damızlık olarak yetiştirilen hayvanlarda gebe kalma olasılığı azalıyor ve süt verimi düşüyor. Bundan da çiftçilerimiz olumsuz etkileniyor. Çiftçilerimizin aşılamaya önem vermeleri, şap aşısını yaptırmaları, bunu ihmal etmemeleri gerekiyor. Kıymanın kilogram fiyatı 300 lira. Süt ve süt ürünleri fiyatları da herkesin malumu. Tüketici bunları almakta zorlandığını dile getiriyor. Şap hastalığına karşı gösterilecek küçük bir tavizin önü alınamaz. Verim düşer. Kırmızı et, süt ve süt ürünleri fiyatları yukarı fırlar. Veriminin şu anki seviyeye ulaşması uzun bir süre alır” diye konuştu.
Afrika’da sıkça görülen serotipin Irak üzerinden Türkiye’ye girdiğinin tahmin edildiğini belirten veteriner hekim Tahir Yavuz, “Türkiye’nin hayvancılığı, maalesef şap hastalığı tehdidi altında. Resmi makamlar mart ayında şap virüsünün SAT2 tipi ile karşı karşıya olunduğunu açıkladı. SAT2 ülkemizde daha önce görülmeyen, Afrika’da sıkça görülen bir serotip. Irak’ta görüldü. Oradan Türkiye’ye girdiği düşünülüyor. Bu yeni tipe karşı aşı, kısa sürede ülkemizde hazırlandı. Devlet tüm gücüyle aşılma çalışmalarını yapıyor. Aşılamak çok önemli ama hayvancılık yapanların bilinçli ve duyarlı olması gerekiyor” diye konuştu.

İŞ İŞTEN GEÇMEDEN…

Hayvancılıkla ilgilenen herkesin biyogüvenlik kurallarına tamamen uygun şekilde davranması gerektiğine dikkati çeken Yavuz, “Hayvanlara zarar verebilecek bakteri, virüs, protozoa gibi etkenlerin işletmeden uzak tutulması biyogüvenlik uygulamaları ile mümkün olur. Biyogüvenliğin temeli “maruz kalmayı” önlemektir. Yabani hayvanların, komşu işletmelerdeki hayvanların ve insanların işletmeye girişleri kontrol altına alınmalıdır. İşletme girişinde bir dezenfeksiyon çukuru bulunmalı ya da bu görevi gören bir sistem olmalıdır. İşletmeye gelen her araç bu düzenekten geçmeli, çalışanların ve ziyaretçilerin girişleri de kontrollü olmalıdır. Çiftlik ve ahırlara sonradan giren hayvanlar mevcut sürüye karıştırılmamalı, işletmede mutlaka bir karantina bölümü bulunmalıdır. Kuluçka dönemindeki hastalıklar henüz klinik belirti göstermez. Bir süre sonra kötü bir durumla karşılaşılabiliriz. Tedbir alınmazsa iş işten geçmiş olur” ifadelerini kullandı.

85 DERECEDE ÖLÜR

Viral enfeksiyonun çok bulaşıcı olduğunu belirten Yavuz, “Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanların akut seyirli, çok bulaşıcı ve zoonotik karaktere sahip viral bir enfeksiyonudur. Hastalığın bulaşma oranı yüksek olup hassas hayvan topluluklarında yüzde 100’e kadar ulaşabilmektedir. Bu nedenle hastalık ekonomik, siyasi ve ticari yönlerden büyük önem taşımaktadır. Virüs fiziksel etkenlere karşı değişik duyarlılık gösterir. Isıya dayanıksız olup 37oC’de 12 saatte, 60-65oC de 1/2 saatte, 85oC de ise birkaç dakika da etkisiz hale gelmektedir. Ancak düşük ısı derecelerine, ani donma ve çözülmelere karşı oldukça dayanıklıdır. Enfekte karkaslarda +4oC de 24-48 saatte laktik asit oluşumuna bağlı olarak hızla inaktive (etkisiz) olurken, kan, kemik iliği, lenf bezleri ve iç organlarda uzun süre dayanabilir ve ani dondurmalarda iskelet kaslarında da uzun süre aktif halde kalabilir. Virüs çevre şartlarına da oldukça dayanıklı olup yapağıda 24 gün, sığır derisinde 4 hafta, samanda 15 hafta, kepekte 20 hafta, oprakta 4 hafta, kuru ot ve danede 5 ay süreyle bulaşma yeteneğini koruyabilmektedir” diye konuştu.

BÜYÜK TEHLİKE

Hastalıkla titizlikle mücadele edilmemesi halinde büyük tehlikelerin ortaya çıkabileceğini belirten Yavuz, “Hayvancılık yapan insanlarımız bu günlerde çok arıyor beni. Gerekli bilgilendirmeyi yapıyoruz. Sormaya devam ettikleri sorulardan konuyu anlamadıkları anlaşılıyor. Bazı kişiler kendi yaptıklarına icazet almak için, soru sormuş olmak için soruyor. Türkiye’yi alarma geçiren hastalığın oluşturduğu tehlikeyi, alınması gereken basit önlemleri dahi anlamayanlara hayvancılık yaptırmamak gerekir. Şap hastalığı tarım ve hayvancılık sektörleri için de büyük bir tehdit oluşturabiliyor. Bu hastalıkta enfekte hayvanların sayısında büyük artış gözlenebilir. Bu da tarım ve hayvancılık endüstrisinde önemli kayıplara neden olabilir. Bu yüzden şap hastalığının kontrol altına alınması ve enfekte hayvanların izole edilmesi gerekmektedir. Şimdiki kamyonlar hızlı. Irak sınırında şap hastası olan bir hayvan bir gün sonra İzmir’e ulaşabilir. Hayvan alındığında hasta olduğu anlaşılamayabilir. Hastalıklı bir hayvanın girdiği işletme, o çevredeki üreticiler dikkat etmezse, deyim yerindeyse yanarlar. Üretici yanarsa tüketici kül olur” dedi.

izmir-buyuksehirde-dort-adaylik-istifasi

Büyükşehir’de dört ‘adaylık’ istifası

ak-partili-tercan-artik-tasin-altina-elini-koymak-gerekiyor

AK Partili Tercan: Artık taşın altına elini koymak gerekiyor!