Kökü İzmir’e dayanan, çok sayıda insanın ekmek yediği, çoraptan tişörte hakim cüppesinden ordu sembollerine kadar hemen her yerde bulunan nakış sanayiciliği son dönemde giderek kan kaybediyor. Geçmişte konfeksiyon sektörüne yılda 1 milyar dolarlık katkı sağlayan nakışçılar eski günlerini mumla arıyor. Son yıllarda kentte irili ufaklı pek çok üretici kepenk kapattı. İzmir Nakış Sanayicileri Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Muin Altın da 2015 yılına kadar kentte 119 nakış firması bulunduğunu, bugün ise sadece 40 kadar firmanın faaliyetini sürdürdüğünü aktardı.

BİR BİR KAPANIYORLAR

Nakışçılığın çok geniş bir alana hitap ettiğini hatırlatan Başkan Muin Altın her ürünün üzerinde markaya ait logonun bulunduğunu ancak sadece logo üreterek sektör çarkının dönemediğini söyledi. 2018 ekim ayından bu yana nakış sektöründe büyük bir durgunluk olduğunu ifade eden Altın, “Son 15 yılda kentimizde 17 büyük nakış firması kepenk kapattı. Ki bunlar büyük istihdam yaratan, kent ekonomisine iç tüketimde de dış tüketimde de katkı koyan firmalardı. Diğer yandan Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda görevli olduğum 1999- 2015 yılları arasında kentimizde çeşitli ölçeklerde 119 firma bulunuyordu. Bunun 17 tanesinin kapandığını biliyoruz peki diğer daha küçük ölçekli firmalara ne oldu? Bugün baktığımızda yaklaşık 40 firma faaliyetini sürdürüyor. Aradaki neredeyse 60 küçük firma hiçbir yere kayıtlı değil. Demek ki kapanmış. 2002 yılında biz derneğimizi 46 firmayla kurduk ve bunların içinden EBSO’ya üye 38 firma vardı. Bugün baktığımızda EBSO üyesi 10 firma ancak var” dedi. Kısa zaman önce İstanbul’dan İzmir’e gelen nakış firmaları olduğunu söyleyen Başkan Altın, bu firmaların da ya geri döndüğünü ya da nakışın dışında üretim alanlarına kaydığını söyledi. Meslek liselerindeki bölümlerimiz dahi kapanıyor diyen Altın, “2 yıldır süren bu durgunluktan ancak elinde üretim yapabilecekleri markalar olan, biraz küçülmeyi başaran firmalar bugüne gelebildi. Bakın İstanbul Otoyolu yapıldı. Bu mesafenin 3.5 saate düşmesi bana yaramıyor ama İstanbul’daki firmaların işine yarıyor. Meslek standartlarımız belli, liselerde nakış bölümleri var. Ancak baktığımızda sektörden insanlar para kazanamadığı için çocuklar bu bölümleri tercih etmiyor. Bölümlerimiz kapanıyor. Meslek standartlarına uymayan bu işi yapamayacak diyorduk ama bu gerçekleşmedi. Bakıyorsunuz Suriyeli insanlar çalıştırılıyor çünkü çok daha ucuza çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

‘BİRÇOK NEDENİ VAR’

Sektörde var olan bu durumun birçok nedene dayandığını ileten Altın, şöyle konuştu: “Ülke ekonomisinin genel yapısıyla bağlantılı olduğu kuşkusuz. Diğer yandan uluslararası markaların kimileri mağazalarını kapatıyor bir süredir. Yine birçok konkardato ilan edildi. Dolayısıyla bunlar için üretim yapan nakış firmaları zor duruma düşüyor. Yine global olarak baktığımızda 2000 yılına kadar dünyada meslek trendi 36 yıldı. Yani 36 yıl bir mesleği icra ederek geçirebiliyordunuz. Ancak bu yıldan sonra 6 aya düştü. Yani zevkler, ilgi alanları hızla değişiyor. Dışarıda olan her şeyden siz de etkileniyorsunuz. Haliyle bu sektörde de farklı aktörler artık devreye giriyor. Yine iç pazarda merdiven altı üretim yapanlarla mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz. Devlet kurumlarımız bir üretim yapmak için ihale açtığında yeterlilik belgelerini olması gerektiği gibi aramıyor. Defalarca değiştirilen Kamu İhale Kanunu nedeniyle de insanlarımız bıktı ve ihalelere de katılmıyor. Bakıyorsunuz nakış makinesi dahi olmayan firmalar ihale alıyor. Yine Doğu’yu kalkındırmak için teşvik yapılırken Batı’daki firmaların unutulmaması gerekiyor.”

YENİ PAZARLAR…

Bu süreci atlatmanın da mümkün olduğunu söyleyen Başkan Altın alternatif pazar arayışlarının önemine değindi. “Dünya pazarından yüzde 15 pay alıyoruz, peki kalan yüzde 85 nerede?” diye soran Altın, “Bizim daha fazla yeni pazar araştırmamız, başka alanlarda yer almamız gerekiyor. Dünyayı sadece Avrupa’dan ibaret değil. ABD ve Uzakdoğu pazarları hala bizim için bakir. Uzakdoğu pazarı aynı şekilde. Çin üretici olduğu kadar ciddi bir de tüketici konumda. Bizim yurtdışıdaki ataşeliklerimiz, elçiliklerimiz dünyayı takip etme konusunda üreticiye destek olmalı. Yine biz nakış işine fason üretim olarak, moda alanıyla sınırlı gözüyle bakmamalıyız. Yine yurtiçi ve yurtdışındaki kamu kurum ile kuruluşların ihaleleri takip etmeli üreticiler. Katma değerli üretime yönelmeliyiz. İhracatçı firmalarımız her türlü üretiminde İzmirli firmaları öncelemeli, işlerini onlarla paylaşmalılar. 10 kuruş daha uygun olduğu için siparişinizi başka yere veriyorsunuz ancak başka maliyetleri düşünmediğiniz gibi İzmirli firmaların da kapanmasına neden oluyorsunuz. Kent içindeki sermaye burada kalmalı ki size de tekrar dokunsun. Birçok kritere uyuyoruz, birçok yükümlülüğü yerine getiriyoruz. Bu nedenle bizim gibi dört dörtlük iş yapanları da devlet desteklemeli” diye konuştu. Utkucan Akkaş / Özel Haber