Eski Bakan Ali Babacan, ‘Biz hazırız’ diyerek Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile yola çıktı. “Türkiye tek bir akla, dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Her koşulda hakikati savunacak kadrolarımızla hareket edeceğiz” sözleriyle ilk adımı atan Babacan, geçtiğimiz günlerde 90 kişiden oluşan kurucular kurulunu kamuoyuna tanıttı. DEVA Partisi’nin kurucular kurulunda yer alan İzmirli iş insanı İbrahim Dönertaş, partinin yola çıkış amacını, çalışmaları ve “Ankara’nın gözünden İzmir’i” Ege Telgraf okuyucuları için anlattı.

‘DAMGA VURACAĞIZ’

Demokrasi ve Atılım Partisi’nin uzun ve incelikli bir çalışma sürecinin ardından Türk siyasi hayatına parlak bir giriş yaptığını belirten Dönertaş, “Türkiye genelindeki bir çalışma kapsamında belirlenen 240 isim arasında yapılan eleme sistemi sonucunda partimiz adına kavuştu. Meraklı bir bekleyişin ardından ekranda ‘DEVA’ yazısını gördük ve dedik ki: Evet, artık her derde bir DEVA lazım. Ekonomiye deva, Türkiye gençliğine deva, kadınlara deva… Kısacası, memleketin bulunduğu halden kurtulması için hepimize bir DEVA şarttı. Partinin kurulacağı zaten uzun zamandır konuşuluyordu, hatta bir kesimden ‘gecikti’ eleştirileri bile geldi. Ancak şunu söyleyebilirim ki, ne zaman kurulduğumuz değil, yapacağımız işler önemli. Türkiye’ye deva olacak bir kurucular kurulumuz var. İçişleri Bakanlığı’na müracaat ettik, olumlu yanıt aldık ve yola çıktık. Partimiz, Türkiye siyasetine damga vuracak” dedi.

‘AYDINLIK YARINLAR…’

DEVA Partisi’nin hiçbir partinin devamı olmadığının altını çizen Dönertaş, “Bunu zaten Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan da her konuşmasında vurguluyor. Kimsenin devamı değiliz, kimseyi de eleştirmiyoruz. Hiç kimseyle kavga etme gibi bir niyetimiz yok. Niyetimiz Türkiye; Türkiye’ye deva getirmek… Ülkemize ferahlık ve mutluluk getirmek. Bizler, gençlerimize istihdam olanağı açıp, onları güzel yarınlara kavuşturmak, kadınlarımızın bu ülkede huzurlu bir yaşam sürmelerini sağlamak adına yola çıktık. Tüzüğümüzün ilk maddesi ismimizde de olduğu gibi ‘demokrasi ve ‘atılım’. Demokrasi bizim olmazsa olmazımız. Özellikle son yıllarda ülkemizde demokrasinin zayıfladığını düşünüyoruz. Ülkemizin atılımlarla ve yatırımlarla zenginleşmesini sağlayıp gençlerimize aydınlık yarınlar bırakacağız. Meselemiz Türkiye. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in ilkeleri ışığında bugünlere gelmiş ülkemizi, demokrasi içerisinde yapılacak atılımlarla birlikte daha da büyüteceğiz, tüm derdimiz bu” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE BİR İLK”

Partinin bundan sonraki süreçte izlemeyi planladığı program hakkında da bilgiler veren Dönertaş, "Genel Başkanımız geçtiğimiz günlerde Ankara’da, ekibin birbiriyle daha iyi tanışması ve kaynaşması adına iki günlük bir kamp yaptı. Bu kampı en iyi şekilde değerlendirdik. Burada da gördük ki, partimizin yarısı genç bir kimliğe sahip. Türkiye’yi kucaklayacak bir parti tüzüğüne sahip. Biz Türkiyemiz için, çocuklarımız için çok çalışacağız. Önümüzdeki hafta içinde genel başkan yardımcılıkları ve görevleri dağıtılacak. Ondan sonra da seçilecek teşkilat başkanının nezdinde Türkiye genelindeki il ve ilçelerin yapılanmaları tamamlanacak. Projelerimiz üretilmeye başladı. Bizim tüzüğümüze göre bir genel başkan ancak 10 yıl görev yapabiliyor. Bu Türkiye’de bir ilk. Partimizde kadınlarımız için yüzde 35’lik bir kontenjanımız var. Gençlerimize ise yüzde 20’lik bir kontenjan ayırdık. Yani demokrasi içerisinde bir atılım partisiyiz. Biz çalışacağız, zaten zamanla Türkiye’ye nasıl deva olacağımızı herkes görecektir” diye konuştu. Şu anda gündemlerinde erken seçim ve ittifak gibi konularının olmadığını da sözlerine ekleyen Dönertaş, “Sadece ‘İnsanlarımız nasıl mutlu olur ve bu sistem nasıl daha hızlı yürür’ konularının peşindeyiz. Meselemiz bu ülkede parlamenter sistemin tekrar geri gelmesi ve bu sistemle Cumhuriyetimizin ilelebet devam etmesi” dedi.

‘BİRİKİMLİ VE GÜVENİLİR’

“O kadar güzel geri dönüşler alıyoruz ki… Kimsenin partisinden insan almak gibi bir düşüncemiz de yok ancak o kadar çok aranıyoruz ki…” diyerek konuşmasını sürdüren Dönertaş, “Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde yaşıyoruz. İzmir, konjonktür olarak çok farklı bir kent. Sonuç itibariyle bu ateş, İzmir’de bu şekilde yanmaya başladıysa, Türkiye’nin siyaset arenası çok daha büyük bir hareket beklemelidir. Sayın Genel Başkanımızın bugüne kadar yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Sayın Babacan, ekonomi bakanlığı, dışişleri bakanlığı ve başbakan yardımcılığı gibi çok ama çok önemli görevlerde bulundu. Hepimiz de gördük ki kendisi bu görevlerin tamamında başarılı oldu. Ali Babacan’a baktığımızda dolu, birikimli ve güvenilir bir insan görüyoruz. Bu çok önemli. Türkiye artık güvenilir, işini çok iyi bilen ve hiçbir şaibesi olmayan bir genel başkanla karşılaşmıştır. İnsanların artık siyasete güveninin kalmadığı bir süreçte Sayın Babacan’ın liderliğinde partimiz, Türkiye’ye deva olacaktır” açıklamalarında bulundu.

“AÇILIŞ İZMİR’DEN…”

İzmir özelinde değerlendirmelerde bulunan Dönertaş, genel merkez gözünden kenti anlattı. “Genel Başkanımız ve tüm ekibimiz İzmir’in öneminin oldukça farkında” diyen Dönertaş, “1988 yılından itibaren İzmir Ticaret Odası üyesi, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu üyeliği, birçok sivil toplum kuruluşlarında üyelikleri, hemşehri dernekleri, İzmir Trakyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği Danışma Kurulu Başkanı, İzmir Balkan Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcılığı ve Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Balkan ve Dış Ülkelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve 2007 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti Makedonya Fahri Konsolosluğu ve Konsoloslar Birliği üyesi olarak görev yaptım. Kısacası alanımda yeterli bilgi ve birikime sahibim. Genel Başkanımızla yaptığımız görüşmelerde İzmir’deki gelişmeleri aktarıyorum. Daha önce Demokrasi ve Atılım Partisi’nin tanıtımını ve ilk açılışı İzmir’de yapılmasını rica etmiştim. Kendisi de ‘Çok iyi olur’ dedi. İnşallah İzmir bizim kurucular kurulu resmimizi en yakın zamanda görecektir. Şu anda yanımızda İzmir’den çok isim var. Yakın zamanda İzmir’den tüm Türkiye’yi kucaklayacak perspektife sahip bir arkadaşımızı il başkanı olarak görevlendirecek ve çalışmalara hızla başlayacağız. Henüz isim konusunda herhangi bir netlik yok ama çok kısa zaman içinde görevlendirmemiz yapılacaktır. Ülkedeki tüm insanları kucaklamak gibi bir amaca sahibiz. Herhangi bir ayrım yapmadan, ‘Benden’ ya da ‘Senden’ demeden herkesi kucaklayacağız” ifadelerini kullandı. Son olarak vatandaşa seslenen Dönertaş, “Çocuklarımıza, kadınlarımıza, demokrasiye, insan haklarına çok önem veriyoruz. Ülkemize demokrasi, hukuk, huzur ortamı sağlamak için yola çıktık. Atılımlarımızla ülkemizi daha da geliştirecek, zenginleştireceğiz. Adımızdan da anlaşılacağı gibi demokrasi ve atılım için yola çıktık, kanayan her yaranın devası biz olacağız” diye konuştu.

‘DEMOKRASİ İÇİNDE…’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Yeni diye ortaya sürülen her sözde oluşum, sadece AK Parti'ye olan ihtiyacı teyit ediyor, onun ötesinde bir işe yaramıyor. Davası milleti, davası ülkesi olmayanın sonu her zaman hüsran olmaya mahkumdur" açıklamalarının hatırlatılması üzerine Dönertaş, “Biz ülkemizin Cumhurbaşkanı’na karşı en ufak bir söylemde bulunmayacağız. Çünkü bizim ülkemiz, Sayın Erdoğan’ı seçmiş. Sayın Erdoğan, ülkemizin Cumhurbaşkanıdır. Zamanla insanlar bir partiden mutlu olmayabilir ve yeni bir partide var olup oluşum yapmak isteyebilir. Bunlar demokrasi içerisinde önemli konulardır. Herkes başka bir partide yoluna devam edebilir, doğaldır. Genel Başkanımızın geçmişi belli. Bundan sonraki yola yeni yol arkadaşlarıyla devam edip, Türkiye’ye deva olmayı düşünüyor. Bütün meselemiz bu” dedi.

‘YANLIŞ POLİTİKALARA…’

“Şu anda DEVA’nın gözünden Türkiye’ye baktığımızda nasıl bir tablo görüyoruz?” sorusunu da yanıtlayan Dönertaş, şu açıklamalarda bulundu: “Zor günlerden geçiyoruz. Hakikaten, istihdam sıkıntıları, ekonominin daralması, ülkenin içerisinde yaşanan politik gelişmeler ülke içindeki atmosferin bir hayli gerilmesini sağladı. Bununla birlikte uzun zamandır yüzleşmek zorunda bırakıldığımız mülteci sorunu da bu gerilimin daha da yukarıya tırmanmasına neden oldu. Bana göre, çok daha önceden bu göçü durdurabilirdik. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir göç programı yok ve izlenen adımlar o kadar yanlış ki… Yanlış politikalardan dolayı mültecilerin ülkenin bütününe dağılmasına neden olundu. Bugün memlekette, 6 milyona yakın bir mülteci nüfus var. Güzelim ülkemizi bu gibi yanlış politikalarla zor duruma soktular. İşte, biz bu yanlış politikalara da deva olacağız. Kadromuz büyük elçiler, generaller, dış politikayı, ekonomiyi bilen uzmanlar, ülkedeki tüm sağlık problemlerini çözecek alanında yetkin kişilerden oluşuyor. Allah da nasip, kısmet ederse dümene geçtiğimiz zaman Türkiye’yi demokrasi ve atılım ülkesi yapacağız.” Yağmur Gülü / Özel Haber