Pandemi şüphesiz pek çok sektörü olumsuz etkiledi. Tekstil sektörü ve özellikle gelinlikçiler neredeyse bir yılı aşkın süredir kapalı. Düğün sektörü ise adeta kan ağladı. Siparişleri ellerinde kalan ve çok zorlu bir dönem atlatan tekstilciler için normalleşmeyle birlikte yeniden sektör canlandı. Ege Telgraf yazarı gazeteci Yunus Karakaya’nın sorularını yanıtlayan Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Hayati Ertuğrul, normalleşmenin ardından hedeflerini ve sektörel gelişmelere yönelik bakış açısını aktardı.  Şimdi bu pandemi dönemi geçti tekstil sektörü yurtiçi ve yurt dışında nasıl etkilendi? Şimdi yasaklar kalktı, hedefler nelerdir? Biliyorsunuz pandemi Türkiye'de resmi olarak 2020 yılı Mart ayında açıklandı. Bu açıklandığında gerçekten tekstil ve hazır giyim sektöründe yoğun siparişlerimiz vardı bizim. Virüs Çin'de ilk çıktığında biz şöyle düşündük. Çin'de başladı, bizim şu andaki siparişlerimiz bize yeterli, dünyanın bir çok ülkesinin Çin'de yatırımları var, Çin'de fabrikaları var. Çin, Türkiye'ye göre biraz daha ucuz. Buradan dedik bunlar siparişlerini çekerler, Türkiye'ye doğru yönelirler. Acaba biz bunları karşılayabilir miyiz. Hedeflerimiz büyüktü o zaman. Ama maalesef bizim düşündüğümüz gibi olmadı. Neden olmadı? Pandemi Avrupa'da da yayılmaya başladı bizim gibi. Bu sefer sektörde az da olsa iptaller başladı. Genelde hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün ihracat rakamı aşağı yukarı 16-17 milyar dolarlarındaydı 2019 senesinde. 2020 senesinde biz 18-19 milyar doları buluruz düşüncesi bizde hakimken maalesef bu nedenden dolayı sektör biraz yara aldı. Yine de 2020'yi 13 milyar dolarla kapattık. Yani çok da fazla bir etkisi olmadı. Artık yavaş yavaş Avrupa açılmaya, talepler hızlanmaya başladı. Ben öyle tahmin ediyorum, geriye döndüğümde Nisan ayının ihracatına bakıyorum, Mayıs ayının ihracatına bakıyorum, mesela geçen 2020'ye göre ihracatta müthiş bir artış var. Şu anda hedefimiz, yani hazır giyim ve konfeksiyonun hedefi 18 milyar dolarlarda. İnşallah bu gerçekleşir. Bunun içerisine işte tekstili ve tekstil ham maddelerini de koyduğumuz zaman; yani kumaşı, ayakkabı koyduğumuz zaman, deriyi koyduğumuz zaman bu yaklaşık 30 milyar civarlarında bir rakam olur. Şu anda 182 milyar civarında bir hedefimiz var Türkiye genelinde. Biz 30 milyarlık ihracat yaparsak ne oluyor, aşağı yukarı yine yüzde 7-8 civarlarında bir katkımız olur ekonomiye. Sektör ihracatının yüzde 51-52'leri Almanya. Türkiye geneline baktığınız zaman yine ihracatın büyük bölümü Almanya. Almanya gerçekten bu işi çok sıkı tuttu. Bizim işimize gelmiyordu tabi, mağazalar kapalı orası kapalı burası kapalı, ne olacak acaba vs. derken son 15 günden beri müşteriler ile yapmış olduğumuz görüşmelerde, artık mağazaların yavaş yavaş açılmaya başlandığını, randevu sisteminin birazcık daha gevşetildiği haberleri bize geldi. Öyle tahmin ediyorum, Temmuz - Ağustos aylarından sonra yine geçen seneki hedefi yakalarız. Çünkü geçen sene de Haziran ayından sonra işlerimiz artmaya başlamıştı. Güzel bir yıl geçireceğimize eminim. Bunun yanında şimdi Amerika'dan da şu anda yoğun talepler gelmeye başladı. Amerika ile Çin arasında ticaret savaşı yaşanıyor. Bu da tabi bir yerde Türkiye’nin önemini artırıyor. Neden artırıyor, biz artık Avrupa'yız. Biz buradan TIR’ı yüklüyoruz, 3-4 gün sonra Avrupa'ya varıyor. Ne bileyim orada ithalat yapacağımız zaman 3-4 günde buraya geliyor. Artı, artık müşteriler eskisi gibi stoklu çalışmıyor. Buradan yüklüyoruz hemen, gidiyor. Parası ve yeni sipariş olarak dönüyor.  DİJİTALLEŞME VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’  Pandeminin etkisiyle sektörde önem kazanan başlıklar sizce nelerdir?  Dijitalleşme şu anda çok önem kazandı. Kendini buna hazırlayan, dijitalleşen firmalar gerçekten müşterilerin isteklerine cevap verebilecek konuma gelebilecekler. Bir de bunun yanında sürdürülebilirlik çok önemli. Bu da önemli kazanımlardan bir tanesi. Bizim sektör için konuşuyorum. Gerçekten diğerlerine göre bir adım daha öndeyiz. Organik de çok önemli. Şimdi organik diyoruz. Yani bütün hareketlerimiz, ürünlerimiz, kullandığımız malzemeler müşteriler tarafından izleniyor. 2050-2053 yılına kadar yeşil mutabakatı kesinlikle uygulayan müşteriler ile çalışacakları söyleniyor müşterilerimizin. Bununla ilgili sektörü bilinçlendiriyoruz. Temmuz ayından sonra yavaş yavaş biz toplantıları fiziki olarak yaparak bu işi biraz daha üstesinden geliriz. Tabi şu ana kadar bizim sektör fuarlarla da çok ilgiliydi. Biz öyle bir tane fuar yapmıyoruz. Ne bileyim işte gelinlik fuarı yapıyoruz, konfeksiyon yan sanayi makine fuarları yapıyoruz. Sektörleri bazı fuarlarda buluşturuyoruz. Ama tabi bu pandemi nedeni ile fiziki olarak yapılmadı. Mesela biz 2020 yılının başında yapacak olduğumuz o müthiş bizim bir gelinlik fuarımız var, 2007'de başlattık bunu biliyorsunuz. Biz bu işin partneriyiz.  Ocak ayında planlamamıza rağmen olmadı, yapamadık. Şimdi 2020'nin fuarını 2021'de kasım ayında yapıyoruz. 13-15 Kasım arasında yapacağız Allah nasip ederse. Bizim derneğimiz aynı zamanda Moda Hazır Giyim Federasyonu'nun hem kurucu üyesi hem de o derneğe üye. Aynı zamanda şu anda başkan yardımcılığını yürütüyor. İFEXPO 2021’de zoom üzerinden paneller, görüşmeler gerçekleştirdik. Bunun dışında konfeksiyon yan sanayicilerinin de makineleri de bizim için çok önemli. Tedarikçiler de önemli. Nasip olursa Ekim ayında da yine o fuarı düzenliyoruz. Hedefimiz artık fiziki. Zaten gelinlik fuarını büyük bir ihtimalle fizik olarak yapacağız. Bunu da fiziki olarak yapmayı planladık. Onu da yaparsak en azından Türkiye'deki bizim daha önce geçip de yapamadığımız fuarları gerçekleştireceğiz. Bunun yanında yine dünyaca ünlü Çin'de bir fuar var. Duyumlarımıza göre Çin herhalde o fuarı bu yıl yapmayacak. Eylül ayında yapıyor onlar fuarı. Ekim ayında yapacak olduğumuz o konfeksiyon yan sanayicileri fuarı bizim için çok büyük artı oldu. Yani sektör böyle kan değiştiriyor, çağı takip ediyor. ELEMAN BULMAK ZOR’   Peki, siz aynı zamanda Ege Giyim Sanayicileri Derneği'nin de başkanısınız. Yerel bazda da çalışmalarınız oluyor. Bu çalışmalardan bahseder misiniz? Eleman bulmak kolay, yetişkin eleman bulmak zor. Tabi biz bu işi daha önceleri kendi bünyemizde yapıyorduk. Nasıl yapıyorduk, eleman alıyorduk içeriye, onlara bir köşe ayırıyorduk fabrikamızda, onlara böyle kurs mahiyetinde kendi imkanlarımızla yetiştiriyorduk. Fakat şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Meslek Fabrikası var. Oradan bize öyle bir şey geldi ki, dediler sektör hakikaten çok canlı, çok geniş, bunun ile ilgili İş-Kur, EBSO, siz bir de Meslek Fabrikası, oturup bir protokol yapalım, sektöre eleman yetiştirelim. Başlattık projeyi. Diyoruz ki bize 3 tane adam lazım, 5 tane adam lazım, 10 tane adam lazım. Toplamda aşağı yukarı 125 civarında başvuru oldu bunun ile ilgili Meslek Fabrikası’na. Meslek Fabrikası’nın Gaziemir'de bir yeri var. Bayraklı'da bir yeri var. Bir de Çiğli'de bir yeri var. Başladık, gayet güzeldi ama maalesef bu 125 kişi 85'e indi. Aşağı yukarı 40'a yakın fire verdik ama bu tabi bizden kaynaklanan bir şey değil. Ama o 85 kişiyi en azından sektörün içerisine soktuk. Şu anda gayet güzel çalışıyorlar. RANA BEYZA ÖZTÜRK/ÖZEL