Obezite, dünya genelinde hızla artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Son yayımlanan araştırmalar, obez insan sayısının bir milyarı aştığını ve bu sayının her geçen gün daha da arttığını gözler önüne seriyor. Özellikle son 40 yılda obezite oranları, 70’ten fazla ülkede iki katına çıkmış durumda. Bununla birlikte, çocuklar ve ergenlerdeki obezite oranları da son 30 yılda 2-4 kat arasında bir artış göstermiştir. Türkiye’de ise Türkiye İstatistik Kurumu'nun yaptığı araştırmalara göre nüfusun %20’sinden fazlası obez olarak tanımlanıyor. Tüm bu veriler, obezitenin küresel bir sağlık sorunu haline geldiğini ve etkilerinin giderek daha belirgin hale geldiğini gösteriyor.
Obezitenin yalnızca estetik bir sorun olmadığını, aynı zamanda birçok ciddi sağlık probleminin habercisi olduğunu vurgulayan Uzman Diyetisyen Duygu Özbay, bu hastalığın kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı ve insülin direnci gibi sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Obezite, vücutta aşırı yağ birikiminin bir sonucu olarak, organların işlevini olumsuz yönde etkileyebilir. Bununla birlikte, kalp hastalıkları ve diyabet gibi yaşamı tehdit eden rahatsızlıkların artmasına zemin hazırlayabilir.
Yemekle Mutluluk Arayışı: Obezitenin Psikolojik Boyutu
Birçok insan için yemek, yalnızca açlıklarını gidermekten çok daha fazlasıdır. Uzman Diyetisyen Duygu Özbay, özellikle stresli ya da mutsuz dönemlerde bazı bireylerin yemek yediğinde kendilerini mutlu hissettiklerini ifade ettiklerini söylüyor. Ancak bu durum, obezitenin bir belirtisi haline gelebiliyor. Özbay, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının, insanların kısa vadede kendilerini rahatlatmalarına yardımcı olsa da, uzun vadede bedensel ve psikolojik açıdan olumsuz etkiler yarattığını belirtiyor.
Sağlıklı Yaşamın Mutsuzluktan Kurtulmanın Anahtarı
Obezite tedavisinde, sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çeken Özbay, danışanlarının sağlıklı beslenme sürecine geçtikten sonra, başlangıçta kendilerini mutsuz hissedebileceklerini ancak zamanla bu duyguların değiştiğini belirtiyor. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile bedenlerinin nasıl daha dinç ve iyi hissettiklerini fark eden bireyler, sağlıklı yaşam sürecine geçişin ardından gerçek mutluluğa ulaşabiliyor. Özbay, "Danışanlarım, 'aslında çok mutsuzmuşum, yemek yedikten sonra kendimi kötü hissediyormuşum' diyorlar. Sağlıklı beslenerek ne kadar dinç ve iyi hissettiklerini çok net görebiliyoruz," diyerek sağlıklı yaşam tarzının sadece fiziksel değil, duygusal olarak da iyileştirici etkiler sunduğuna dikkat çekiyor.