Tüm kamu emekçilerini doğrudan, ülkedeki diğer çalışanları ve emeklileri ise dolaylı olarak ilgilendiren 2022-2023 yıllarına ilişkin toplu sözleşme görüşmelerinin 2 Ağustos 2021 tarihinde başlayacağını belirten Eğitim ve Bilim İşgörenleri ( Eğitim-İş) Sendikası İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, süreci Ege Telgraf’a değerlendirdi. Eğitimcilerin en büyük beklentisinin ‘adalet’ olduğunu söyleyen Başkan Yıldırım, “Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi. Eğitimcileri ilgilendiren toplu iş sözleşmesi sürecinde işveren sıfatıyla Hükümet’in ve çalışanları temsilen de Eğitimciler Birliği Sendikası Eğitim Bir Sen’in masaya oturmaya hazırlandığını hatırlatan Yıldırım, “Bizim bugüne kadar yaşadığımız tecrübeler, oranın bir toplu iş sözleşmesi masası değil, orta oyunu masası olduğu yönünde. Çünkü oradan çıkan yüzde 2 ila 3’lük zamlar geldiğimiz noktada bizleri açlık, sefalet ve yoksulluğa sürüklüyor. Biz de gücünü iktidardan alanların özgür bir sözleşme imzalayamayacağını düşündüğümüzden Eğitim İş Sendikası olarak mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi dile getirdik” iddiasında bulundu.

3600 EK GÖSTERGE

Öğretmenler açısından 3600 ek göstergeyi Türkiye’de ilk kez gündeme getiren kurumun Eğitim İş Sendikası olduğunun da altını çizen Başkan Yıldırım, “2014 yılından beri bu sorunu dillendiriyorduk. En son sendikamız tarafından bu sorunun dillendirilmesinin ardından cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde diğer adaylar bu konuyu dile getirince, Sayın Cumhurbaşkanı 2018 yılında ‘Verdik’ diyerek bu konuyla ilgili çalışmaların başlatıldığının müjdesini vermişti. Aradan geçen üç yıl içinde söz verdikleri 3600 Sayılı ek gösterge ne öğretmenler ne sağlık çalışanları, din görevlileri ve polis memurlarına verildi. Bunun çözüm yeri toplu iş sözleşmesi masasıdır. Madem ki bugüne kadar bu konu yerine getirilmedi, o zaman kamu çalışanları bu 3600 Sayılı ek göstergeyi almalı. Bunun yanı sıra öğretmen atamalarındaki adaletsizlik, ücretleri öğretmenlerin çalışmaya devam etmesi ama kadro bekleyen yüz binlerce öğretmenimizin olması... Bu konuların kesinlikle masada görüşülmesini, ücretli öğretmenliğin kaldırılmasını çünkü uygulamanın yanlış olduğunu söylüyoruz. Öğretmenlerin hem insanca bir ücret almasını hem de iş güvenliğinin sağlanması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

‘GÖRMEZDEN GELİNİYOR’

“Görüşülmesini istediğimiz bir diğer konu ise kamuda liyakatı esas alan yönetici atamalarının yapılması ve sözlü sınav uygulamalarının kaldırılması” diyerek açıklamalarını sürdüren Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: Sözlü sınav eşittir mülakat, mülakat eşittir yandaşlık... Yine bu toplu iş sözleşmesi masasında vergi dilimindeki adaletsizliğin giderilmesini, kamu çalışanları için belirlenen yüzde 15’lik vergi dilimlerinin sabitlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü sözde bir zam veriyorlar ancak iki ay içinde vergi dilimlerine bakıldığında verilen o zamların fazlası ile geri alındığını görüyoruz. Yıllardır bu düzenlemeler kamu çalışanlarının talebi olsa da ne yazık ki görmezden geliniyor. Öğretmenlere bir eğitim hazırlık ödeneği veriliyor. Biz bu ödeneğin eğitim kolunda çalışan tüm personele verilmesini ve tazminatın da sözde rakamlar değil, en az bir maaş kadar olması gerektiğini söylüyoruz. Ek ders uygulamalarında da adalet bekliyoruz. Dışarıdan bakıldığında tüm öğretmenlerin ek ders aldığı düşünülüyor ama birçok arkadaşımız bu uygulamadan yararlanmıyor. Ek ders ücreti alamayan öğretmenlere en az 15 saat ek ders verilmesi, çeşitli teşvik ve yönlendirmelerle maaştaki bu eksiklik giderilmeli.

‘ÖNÜMÜZ KAPATILIYOR’

Kamu çalışanlarına grevli toplu iş sözleşme hakkının tanınması gerektiği vurgusuyla açıklamalarını sürdüren Başkan Yıldırım, “Bir uzlaşmazlık çıktığında genelde konu hakem heyetine gidiyor. Hakem heyeti de işverenden yana görüş vererek sözleşmeyi geçerli kılıyor. Söz hakkımız olmadığı gibi grevle haklarımızı alabilme noktasında da önümüz kapatılıyor. Bu da bizim en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi” dedi. “Öğretmenler siyasiler tarafından ellerinden alınan onurlarının yine siyasiler tarafından kendilerine teslim edilmesini istiyor” diyen Başkan Yıldırım, “Toplumda en çok tartışılan meslek grubu haline geldik. Salgın koşullarında yaşanan karışıklığın sonuçlarını da yine biz öğretmenler çektik. Öğretmenler odasına girdiğimizde ücretli öğretmen, kadrolu öğretmen statüleriyle ayrılmayı doğru bulmuyoruz. Hepimiz aynı işi yapıyoruz. Bu yüzden de öğretmenler odasında adalet istiyoruz. Eğitim artık milli sorun olarak görülmeli ve ekonomik çıkarlarda bulunulmamalı. Çok para kazanmak değil, hakkımızın karşılığını almak istiyoruz” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber