Milyonlarca öğretmeni ve öğretmen adaylarını etkileyecek olan Öğretmenlik Meslek Kanun teklifi görüşmeleri devam ediyor. Bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülecek kanun taslağı ile öğretmen ve öğretmenlik kavramlarının tanımlanması ve eğitim kademeleri ekseninde farklılaştırılmış bir şekilde mesleğin özellikleri ve standartlarında değişimler yapılması planlanıyor. Söz konusu değişimler ise eğitimcileri bir hayli tedirgin ediyor... ali-kaya Kanun taslağında yer alan başlıklara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir Sen) İzmir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur Sen İzmir İl Temsilcisi Ali Kaya, “Öğretmenlik Meslek Kanunu uzun süredir konuşulan ve hükümetin 2023 vizyonu içerisinde gerçekleştirmeyi vaat ettiği bir kanundu. Ancak şu anda yasa tasarısına ilişkin elde ettiğimiz bilgilere göre bu bir meslek kanunu değil de ‘Öğretmenlik kariyer düzenlemesi’ gibi bir şeye dönüştü. ‘Aday öğretmen’, ‘uzman öğretmen’, ‘baş öğretmen’ olmak üzere mesleğimizde üç kariyer basamağı olacak. Oysa ki bizim bunun ötesinde çok farklı beklentilerimiz vardı. Bu taslakta yöneticilik sorunları, eğitim ve öğretim hizmetinin sunumu sırasında öğretmenlere karşı işlenen suçlar ve bunlara karşı yaptırımlar, sendikal haklar yer almalıydı ama bunların birçoğu yok. Evet, bir kanunun olması memnuniyet verici ancak eksik. Bu haliyle ‘Meslek Kanunu’ adı altında yasalaşması amaca hizmet etmeyeceği gibi, beklentinin tepkiye dönüşmesine de neden olacaktır” dedi. ÜÇ BAŞLIĞA DİKKAT’ Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal da, bu teklifin bir meslek kanunu olamayacağına dikkati çekti. Bir meslek kanunu olabilmesi için öğretmenliğe başlamadan önceden ele alınarak emeklilik sürecine kadar olan kısmın detaylı bir biçimde ele alınması gerektiğinin altını çizen Başkan Vardal, “Şu anda komisyondan geçen ve genel kurulda görüşülecek olan teklifi irdelediğimizde, esasen öğretmenlik kariyer basamaklarını kapsayan ve 3600 ek göstergenin de 2023’te yürürlüğe girmesini hedef gösteren bir seçim yasası olarak değerlendiriyoruz. İçinde üç tane önemli gördüğümüz madde var; zaten diğerleri her yasada olan temel başlıklar. Bu üç tanesinden biri, öğretmenlerin adaylıklarının kaldırılması daha önceden sınav ile söz konusuyken bu taslağa göre komisyon aracılığı eklenmiş. Komisyon çalışmalarını, mülakat sistemini bilen bir topluluk olarak bu komisyonların ne anlama geldiğini tahmin ediyoruz. Bu açıdan, sınav ila adaylık kaldırılması işleminden daha sorumlu ve problemli bir noktaya evriliyor. Komisyonların nasıl çalışacağına, neyi baz alacağına ilişkin veri yok. Bu madde, öğretmenlerin iktidar tarafından beğenilmeyen ya da muhalif olanların eleneceklerine ilişkin endişeler yaratıyor. Yine bu madde içinde adaylık sürecinde maaş kesimi gibi çeşitli cezalar almış olanların adaylıklarına son verileceği ifade ediliyor. Bu, sendikal örgütlenmenin önüne çıkarılan bir engel olarak da düşünülebilir” ifadelerini kullandı. ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI Kariyer basamaklarını içeren maddeye yönelik de uyarılarda bulunan Vardal, şu açıklamaları yaptı: “Bu madde öğretmenler arasındaki dayanışmacı ilişkiyi tamamen ortadan kaldıracaktır. Uzman olana, 10 yıllık kıdemi olana eğitime ve sınava girip kazanma koşulu ile bir derece ve bin liralık ek bir destek, uzman olduktan 10 yıl sonra da baş öğretmenlik sınav ve eğitimine girme koşuluyla da iki bin lira ve derece verilecek. Aslında baktığınızda 20 sene sonra elde edebileceğiniz bir hakkı bugünden pazarlıyorlar. Bu hangi açıdan bakarsanız bakın kabul edilecek bir madde değil. Sadece bir kesimin haklarını iyileştirere öğretmen toplumunun hakları için bir şey yapmış olmazsınız. 3600 ile ilgili maddede yürürlük tarihine baktığımızda ise tam da seçime endeksli bir madde olduğunu görüyoruz. ‘Neden bir sene sonra yürürlüğe girecek?’ sorusunun yanıtını kimse veremiyor. Oysa çok kısa sürede çıkarılabilecek bir madde. Tarihine baktığımızda bir seçim vaadi olarak önümüzde duruyor. Eğitim emekçilerinin bu yasayı onaylayacaklarını kesinlikle düşünmüyoruz. Bu konuda sendikamız içinde de bir çalışma yürütüyoruz. Ortak ve birleşik bir mücadeleyi başlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu yasayı, bu biçimi ile kabul eden herhangi bir eğitim sendikası yok.” adnan-sarisayinTEK BİR BAŞ ÖĞRETMEN VAR’Bu teklif öğretmenlerin beklentilerini asla karşılayamıyor” mesajı veren Anadolu Eğitim Sen İzmir İl Başkanı Adnan Sarısayın da, kanun taslağı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Öğretmenlerin aslında yıllardır meslekleri için bir kanun beklentisi içinde olduğunu hatırlatan Sarısayın, “Ancak ne yazık ki hazırlanan tasarı, dertlerimizi gidermek için yeterli değil. 12 maddelik bir tasarı Meclis’e getirildi. Öğretmenler arasında ayrımcılık yapılmasına sonuna kadar karşıyız. Süresi gelen unvan verilmeden öğretmenlerin sınav yapılmadan meslek onuruna yakışır sosyal ve ekonomik haklara kavuşturulmasını bekliyoruz. Bütün öğretmenlerin ‘kadrolu öğretmen’ adı altında toplanmasını bekliyorduk ama maalesef bu tasarıda böyle bir madde bulunmuyor. Özel okul öğretmenleri öğretmen dahi sayılmıyor, ücretli öğretmenlerle ilgili bir madde dahi yok. Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz. Öğretmenlik zaten uzmanlık mesleğidir. Dolayısıyla böyle bir ayrım yapılmasına sonuna kadar karşıyız. Yine ‘baş öğretmenlik’ gibi bir unvan verilmesine de sonuna kadar karşıyız. Bize göre bir tek baş öğretmen vardır, o da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Dolayısıyla böyle bir unvan verilmesini doğru bulmuyoruz. Öğretmene yönelik şiddete ilişkin de herhangi bir kanun maddesi bulunmuyor. Öğretmene yönelik bir şiddet olduğu zaman şikayete bağlı olmadan davaların açılması gerekiyor. Öğretmenlerin yıllardır beklediği meslek kanunu tüm paydaşların itirazlarına rağmen hiçbir değişiklik yapılmadan maalesef komisyonlardan geldiği gibi geçti. Öğretmenlik Meslek Kanunu bu haliyle öğretmenlerin hiçbir sorununa çare olmaz, sorunlarını çözmeye yetmez” dedi. ÖĞRETMEN ODASI AYRIŞACAK!’ Son olarak, “Bu kanun teklifini hazırlayan anlayışın öncelikle yıllardır eğitimle ilgili uygulamaya koyduğu politikalara bakmak lazım” sözleriyle açıklamalarda bulunan Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım da, “2000 yılından beri iktidar olan hükümet, bu süreçte eğitimle ilgili sekiz tane bakan, defalarca sistem değiştirdi... Bugüne kadar yapılanlara bakıldığında, eğitimin kamusal olması dışında her türlü adım atıldı. Öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirme ve geliştirme yönünde bugüne kadar hiçbir adım atmamış bir anlayışla karşı karşıyayız. Evet, meslek kanuna ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz fakat bu ihtiyacı karşılamak için ortaya atılan kanun metninin ne yazık ki özlük haklarımızı iyileştirmekten uzak ve başta öğretmenler odasında ayrışmalara neden olacağı fikrini savunuyoruz. 3600 ek gösterge ile ilgili ciddi bir şey yok. Öğretmenlerin maaş karşılığı verdiği ders adaletsizliğine ilişkin bir ifade yok. Sınıf öğretmenleri 18, branş öğretmenleri 15, meslek öğretmenleri 20 saat maaş karşılığı derse giriyor. Eğitim öğretim ödeneğinin bir maaş olarak ödenmesine ilişkin karar yok. Sözleşmeli öğretmenlerin mağduriyetinin giderilmesi noktasında bir şey yok. Bu taslak kanunlaşırsa gerçekten çok büyük ayrımcılığın yaşanmasına neden olacak. Öğretmen ve veli karşı karşıya gelecek. Velileri öğretmen seçmeye yönlendirecek. Bu taslağı hazırlarken öğretmenlere bir şey sorulmadı, sendikalardan görüş istenilmedi. Biz ivedilikle bu taslağın geri çekilmesini ve bir meslek kanunu yapılacaksa bunun hep birlikte yapılmasını istiyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu 260, Tabipler ile ilgili kanun 66, avukatlarla ilgili kanun 100 küsur maddeden oluşurken iki teneffüs saati çay içerken hazırlanmış 12 maddelik Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu kabul etmiyoruz” diye konuştu. YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER