Eğitimcilerden 21 Eylül'de ders başı yapmaya hazırlanan öğrencileri yakından ilgilendiren bir açıklama geldi. Okulların açılmasıyla ilgili henüz somut bir çalışma olmadığını açıklayan sendika temsilcileri, bu koşullarda eğitimin başlayabilmesi için 20 milyon test yapılması gerektiğini öne sürdü.

‘TEDBİRLER YETERSİZ’

Herkesin merakla cevabını beklediği "Okullarda eğitim nasıl başlayacak?" sorusunu yanıtlayan Eğitim Sen İzmir 4 No'lu Şube Başkanı Şuayip Vayiç, Ege Telgraf'a yaptığı açıklamada önemli değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz yıl okulların açılması için hazırlıkların çok daha erken başladığını hatırlatan Vayiç, henüz eğitim kurumlarında salgına karşı herhangi bir tedbir alınmadığını ve bu yönde bir işaret göremediklerini öne sürdü. Vayiç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Okullarımız yeni döneme hazır" şeklindeki açıklamasını da inandırıcı bulmadıklarını kaydederek, "Hazır olan okullar hangileri?" diye sordu.

‘EĞİTİMCİLER TEDİRGİN’

Sendikacı Vayiç, yaşanan belirsizlik ortamı nedeniyle eğitimciler olarak tedirgin olduklarını belirterek şunları söyledi: "Biz Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılacak son resmi açıklamayı bekliyoruz. Ancak sendika ve eğitimciler olarak okulların açılmasından yanayız. Çünkü hiçbir eğitim modelinin yüz yüze eğitimin yerini tutamayacağını düşünüyoruz. Ancak hiçbir şey insan sağlığından daha önemli değil. Yaşadığımız durum ve gelinen nokta ortada. Biz öğretmenler olarak ayın 24'ünde mesleki eğitim çalışmalarına ve seminerlere başlayacağız. Ancak korona koşullarından dolayı eğitimin nasıl olacağı belli değil. Uzaktan eğitim olacak mı olmayacak mı henüz net belli değil. Yeni bir açıklama yapılmadığı müddetçe biz 21 Eylül'de okullar açılacakmış gibi hazırlanıyoruz. Fakat okullarda yüz yüze eğitim yapılabilmesi için ortada halen hiçbir hazırlık yok. Hangi tedbirler alınacak, hangi koşullarda eğitim faaliyetleri yürütülecek bilmiyoruz. Göründüğü kadarı ile 21 Eylül'de okulların açılması mümkün değil. Bu bir aylık erteleme velilerde ve öğretmenlerde haliyle okullar açılmayacak şeklinde bir beklentiye yol açtı. Bugün örenci sayısı düşük bir okulda bile 50 öğretmen var. Şimdi siz o 50 öğretmeni aynı öğretmenler odasına sokacaksınız. Peki, öğretmenlerde virüs olup olmadığını ya da birbirine hastalık bulaştırmayacağını nereden biliyorsunuz? Sadece ateş ölçümü yaparak, maske takarak, temizlik ve mesafeye dikkat ederek bu hastalığın önüne geçilemeyeceğini görmüş olduk. Okullarda bunların sağlanması zaten zor. Okula gelip giden öğretmen ve öğrencilerin servis ve toplu taşımada girdiği riski, yemeklerde yaşanacak zorluklara değinmiyoruz bile. Hastalığı taşıyan ancak bunun farkında olmayan bir öğretmen işe başladığı takdirde ne olacak? Bir kere, okullar açılmadan önce tüm öğretmen ve öğrencilerin testten geçirilmesi lazım. 2 milyon kadar eğitimci ve yaklaşık 18 milyon öğrencimiz var. Bu da 20 milyon test demek. Pandemi başladığından bu yana 20 milyon tane test yapılmadı bile. Bunu sağlayacak bir hazırlık var mı? Devlet geçtiğimiz 6 ayda 20 milyon tane test yapmış mı? Bugün sağlık çalışanlarına bile test yapılmıyorken, öğretmen ve öğrencilere nasıl yapılacak? Biz halen okulların açılmasına dair kararı nasıl göze alacaklar bunu düşünüyoruz." Eğitim Sen İzmir 4 No'lu Şube Başkanı Vayiç, artan vaka sayıları karşısında okulların açılmasıyla bu riskin katlanarak artacağına da vurgu yaptı ve "Bir öğretmen günde en az dört derse giriyor. Öğrenci sayısı düşürülse bile günde en az 80 öğrenci ile bir araya gelecek. Bunun kontrol edilmesi mevcut koşullarda imkansız. İzmir'de ve Türkiye'de hiçbir okul buna hazır değil. Kaldı ki, geçtiğimiz yıl okullar açılmadan birkaç ay önce eğitim kurumlarında temizlik ve bakımları yapan yardımcı hizmetler personelleri işe başlıyordu. Şu anda okullarda yardımcı personel yok ve bir ay kaldı. Hadi diyelim okullar açılacak, bu önlemleri hangi personel ile yapacaksınız? Diğer yandan, okullara ciddi bir temizlik ve hijyen malzemesi alımı gerekiyor. Ancak okullarda bu yönde bir satın alma işlemi olmadığını ve bakanlık kanalıyla da malzeme gönderilmediğini öğrendik. Bakanlığın eğitime hazır dediği okullar hangileri biz bilmiyoruz. Bu koşullar altında okullar açılsa bile bütün yük öğretmenlerin sırtına yüklenecektir. Yaşadığımız bu bilinmezlik biraz özel okullarla da alakalı. Eğer okullar açılmayacak diye açıklanma yapılsa, bu sefer de veliler özel okullara kayıt yaptırmayacak. Bizce biraz da bu baskıyı ortadan kaldırmak için net bir açıklama yapılmıyor. Hastalığın yayılma hızı ve gidişata baktığımızda rakamlar artmaya devam ediyor. Öğrencilerin okulda bu hastalığı kapıp evde gidip anne babasına virüsü bulaştırma riski var. Anlaşılan o ki, birkaç öğretmen hastalıktan ölmedikten ve virüs öğrencilere bulaşmadan kimsenin içi rahat etmeyecek. Bugün daha öğretmenler çalışmıyor diye, gönüllü olarak filyasyon ekiplerine ve vefa gruplarına çağırılıyor. O görevleri yaparken vefat eden eğitimcilerimiz oldu. Kimse böyle olsun istemez ama ne yazık ki toplumdaki algı nedeniyle gidişat bu yönde" dedi. Erman Şentürk / Özel Haber