İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü'ne bağlı çalışan 4 bin kadar otobüs şoförünün örgütlü bulunduğu DİSK Genel-İş Sendikası İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Engin Topal, gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Ege Telgraf'ın sorularını yanıtlayan Topal, açıklanan son asgari ücret rakamları sonrasında hüsrana uğradıklarını belirterek, tepkilerini göstermek adına konfederasyon olarak geniş çaplı bir eylem süreci başlatacaklarını belirtti ve "Bizi hararetli günler bekliyor. Genel grev çağrısı yapmaya hazırlanıyoruz" dedi. - Asgari ücret konusunda çıkan sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz? 3 bin 200 lira talep etmiştiniz, çıkan sonuç sizde hayal kırıklığına yol açtı mı? Açıklanan asgari ücret tam bir fiyasko oldu. DİSK'in belirlediği 3 bin 200 lira talebi üzerinde ısrarla durmamıza karşın bu hükümet tarafından yer bulmadı. Ama bu sadece DİSK'in ya da Genel İş Sendikası'nın meselesi değildi ama bütün yükü de biz sırtladık. Bundan gocunmadık fakat diğer konfederasyonlar bu işin üzerine gereken ağırlığı bizler kadar verseydi 3 bin 200 olmayabilirdi ama en azından bu rakam 2 bin 700 lira üzerinde olurdu. Yok masayı terk ettim, yok imza atmadım diyerek bu iş olmuyor. Ülke bazında yaptığımız genel grev çağrılarını sadece bizim üyelerimiz duydu. Gerekirse tek başımıza da olsa bunu gerçekleştireceğiz. TÜRK İŞ'in bahanesi hep hazır. Bir sürü tehditler savurdular ama şu anda ortalıkta yoklar. DİSK'i bir şekilde kamuoyunda kötü göstermeye çalışıyorlar. Ama fark etmez. Gerçekten Türkiye'de bugünün şartlarında bu parayla geçinmek mümkün değil. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nun bir lafı var. Siz nereden alışveriş yapıyorsanız bize de söyleyin, gidelim bu parayla biz de gidelim oradan alışveriş yapalım. Bugün verilen asgari ücretle geçinmek mümkün mü? Bir gevrek bile 2 lira olmuş. Gevrek ile peynir bugün 4 lira. 30 gün peynir yeseniz 200 lira, üç kişilik aile de 600 lira. Bunun elektrik, su, telefon, kirası nerede? İşveren de bu durumdan memnun değil. 2 bin 300 liraya adam bulamıyorlar. 2 bin 300 liranın üstünü elden işçiye veriyor. E ne oluyor? Kayıt dışı ekonomi... Hükümetin gerçekten duruma bu kadar kör bakacağını düşünemiyorduk. - Bundan sonra nasıl bir yol izleyeceksiniz? Yeni eylemler ya da grev söz konusu olacak mı? Kitlesel olarak bir eylem planı hazırlıyoruz. Buna dair bir tepkimiz elbette olacak. Buna karşı durmak zorundayız. Çünkü içinden çıkılmaz bir haldeyiz. İşçinin tepkisi de çok fazla. Bunu dile getirmezsek vicdan azabı çekeriz. 2 bin 300 lira çok komik bir rakam. Ortalamaya bakınca asgari ücrete verilen zam ile insan hayatını etkileyen fiyatların artış oranı arasında uçurum var. İnsan hayatını etkileyecek derken, şemsiyeden pinpon topundan bahsetmiyorum. Gıda, giyim, sağlık, ilaç gibi harcamalardan bahsediyorum. Bunların hepsine gelen zam oranı yüzde 45 ve üzeri. Asgari ücrete ise gelen zam yüzde 15. Neye göre enflasyon yok diyorlar? Alım gücümüz gün geçtikçe düşüyor. Daha yeni hastaneye gittik, durum gerçekten de içler acısı. Hiçbir şey devletin bahsettiği gibi değil... İnsanların parası yok, birçok kişi hastaneden tedavi olmadan geri dönüyor. Araba yapıyoruz diyorlar, Kanal İstanbul'u yapıyoruz diyorlar. Tamam yapıyorsunuz da, önce bizi bir doyurun. Biz bir iş bulalım, ondan sonra arabayı da, kanalı da yapalım. Yoksa kim kullanacak? Taliplerine bir bakın, arabayı ilk sipariş verenlere bakın... Bir tane ben sipariş veriyorum diyen işçiye rastladınız mı? DİSK olarak asgari ücret konusunda ciddi bir tavrımız olacak. Genel grev çağrısı yapmaya hazırlanıyoruz. Yapacağımız başkanlar kurulunun ardından bizi hararetli günler bekliyor. - Toplu ulaşıma gelen son zamlardan sonra nelerle karşılaştınız? İşçiye yansıması nasıl oldu? Vatandaştan elbette tepkiyle karşılaştık. Aslında bu zam hep ötelendi, yapılması gerekiyordu. Araya seçimler girdi. İzmir'de ulaşıma çok büyük bir zam gelmedi. Öncelikte toplu taşımacılık alanında bir ücret reformu lazım. Şu anda yolucunun ne kadarı ücretli, ne kadarı ücretsiz taşınıyor bunun bir hesabı yok. Belediye kamu hizmeti yapıyor, öğretmeni, polisi, muhtarı, öğrencisi, 65 yaşı, polisi var. ESHOT'un zaten zam yapmama şansı yoktu. Bu kaçınılmazdı, çünkü o tekerin dönmesi için zam gerekiyordu. Sonuçta ESHOT da bir kurum, şirket değil, kendi bütçesi var. Bugün çalışan otobüsler kendi mazot giderini bile kurtaramıyor. Burada elbette kar düşünülmüyor. En azından bu giderlerin de karşılanması lazım. Günde 1 milyon insan ESHOT tarafından taşınıyor. Bunun 400 bine yakını ücretsiz taşınıyor. Halkın da buna bir tepkisi var. Toplu taşımada esas sıkıntıyı otobüsler çekiyor. Ve zılgıtı her zaman şoförler yiyor. Araba geç gelir, zam gelir, trafik sıkışır, klima çalışmaz, hepsinde de olan şoföre olur. Vatandaş ilk muhatap şoförü gördüğü için ona patlıyor. Şoförün görevi, yolcuyu duraktan alıp can güvenliğini tehlikeye atmadan onu gideceği yere taşımaktır. Bunlar şoförün işi değil. Belediyenin birçok birimi var. İyi ki İzmir halkı bilinçli de üzücü olaylarla karşılaşmadık. Bununla ilgili halkı bilinçlendirmesi gereken belediyenin birimlerdir. Bugün otobüslerin yüzde 90'ında kabinler var. Ama çözüm o değil. Vatandaşı bilgilendirmek lazım. Su kesilir, hesabı işçiye sorulur. Zam gelir, hesabı işçiden sorulur. Hayır kardeşim, burası ESHOT. Her şeyin bir sorumlusu var. Şu anda İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan şoförler kimin ücretsiz binip, kimin binemediğiyle ilgili kesin bir şey bilmiyor. Bunu defalarca dile getirdik. Herkesin görebileceği şekilde bir duyuru hazırlayıp, otobüslere asalım dedik ama bir türlü kabul ettiremedik. Haliyle vatandaş buna da kızıyor ve kalkıp şoföre "Bunu kim söylüyor" şeklinde tepki gösteriyor. - Uygulamaya geçen yeni İZTAŞIT projesi toplu ulaşımı ve şoförleri nasıl etkileyecek? Bunun adı özelleştirmedir, özel halk otobüs uygulamasının da başlangıcıdır. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili çekincelerimizi dile getirmek üzere bir basın açıklaması düzenleyeceğiz ve tepkimizi duyuracağız. Bugün İstanbul, Ankara halk otobüslerini kaldırmaya çalışırken, aynı CHP'li belediye burada halk otobüsünü nasıl kentin içine sokmaya çalışırım diye uğraşıyor. Bugün Ankara'da, İstanbul'da belediye başkanları yolcuyu bıçakla kovalayan, engelliyi döven özel halk otobüsü şoförleri yüzünden bunu kaldırmak için proje üretiyor. Ayın 15'ine kadar belediye ile bu konuyu konuşacağız. Ciddi anlamda bir rahatsızlık var. Araçlar ESHOT denetiminde fakat, araçların yolcu kapasitesi, şoförler arasında iş barışı, yolcunun durumu başlı başına sıkıntı. Bununla ilgili gerçekleri kamuoyuna anlatacağız. İzmir halkı buna razı gelirse biz de tamam deriz. - İzmir'de kadın şoförler direksiyona geçti ve Türkiye'ye örnek oldu. Personel bunu nasıl karşıladı, projenin devamı gelecek mi? Arkadaşlarımız işlerine başladı. Şu anda kısıtlı yerlerde çalışıyorlar. Elbette güzel bir uygulama. Ama bir bayanın ESHOT'ta çalışabilmesi için gereken zemin mevcut değildi. Gerek barınma, gerek dinlenme alanları, gerek tuvalet gibi şeyler yoktu. Şimdi yapılmaya başlandı. ESHOT'un aslında bayan çalıştırabilecek durumu yoktu, başkanın talimatı üzerine 40 şoför işe başladı. İzmir'in her yerinde çalışmıyorlar, belirli bölgelerde otobüs kullanıyorlar. Şimdi kadınlar akşam istedikleri yerde otobüslerden iniyor. Ama bizde kadın şoförler var... Peki, onları nerede indireceğiz? Gece 1'de personel servisleri var. Peki, kadın şoförler evlerine uzak yerde inerse, evine nasıl gidecek? Bir yandan kadınlar istediği yerde iniyor, bir yandan kadın şoförler eve nasıl gidecek diye düşünüyoruz? Elbette işe kadınlar alınsın, İzmir'e yakışan bir şey. Ama önce altyapının hazırlanması lazımdı. Kadın şoförlerin devamı gelecek, sayının 150'ye çıkması bekleniyor. - Seçimlerden sonra şoförlük başvurusunda bir artış yaşandı mı? İZELMAN Genel Müdürlüğü'ne yaklaşık 6 bin kadar başvuru var. Otobüs sayısı ise 1400 civarında. Aslında bu ülkenin gerçeği, hükümetin de ayıbı. Artık herkes belediyeyi bir iş kapısı olarak görüyor. 200 tane şoför alınacak başvuru sayısı bu. Alınacak kişi sayısı 200, müracaat 6 bin. İçler acısı bir durumdayız. Belediyeye gelen tüm başvuruları da düşünürsek, 30 bini geçmiştir. Başkan 90 bin başvurudan bahsetti. Ülkenin geldiği halin en basit örneği bu. Bugün İzmir'de işsiz sayısının 1 milyonu geçtiği söyleniyor. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, çıkın Konak'ta, Kemeraltı'nda dükkanlar boş, insanlar iflas etmiş. İnsanlarda para yok, istihdam yok, işsizlik patlama noktasında. Erman Şentürk / Özel Haber