YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER-Bazı köpekler oyun arkadaşıdır, bazıları koruyucu. Bazıları hizmet köpeğidir ve bazı köpekler en iyi ‘kahraman’ olarak tanımlanır. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başlatılan arama kurtarma çalışmalarında aktif rol alan özel eğitimli köpekler, enkaz altında bulunanların yerinin tespiti konusunda ekiplerin yardımcısı oldu. Sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere AFAD, Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK), Polis Arama Kurtarma (PAK), itfaiye ve yurtdışından çalışmalara destek olmak için gelen ekiplerin onlarca eğitimli köpeği depremin ilk gününden itibaren sahada yer aldı. İşin uzmanlarına göre arama kurtarma köpekleri enkaz altındaki vatandaşın çıkarılması noktasında birçok teknolojik ekipmandan bile daha iyi tespitlerde bulunabiliyor. Peki, arama kurtarma köpekleri nasıl eğitiliyor? İşte, bu soruyu İzmir’in önde gelen köpek eğitmenlerinden Volkan Akdeniz, yanıtladı. Akdeniz, arama kurtarma köpeklerinin enkaz altındaki canlıları nasıl bulduğunu, eğitimler sırasında nasıl bir yol izlendiğini ve hangi köpeklerin arama ve kurtarma köpeği olarak eğitilebileceğini Ege Telgraf’a anlattı. volkan-akdeniz Arama kurtarma köpeklerinin yaklaşık iki yıl süren bir eğitimden geçtiğini belirterek açıklamalarına başlayan Akdeniz, “İyi bir arama kurtarma eğitimi istiyorsak yavruluktan başlayarak iki yıl hayli disiplinli bir eğitim vermemiz gerekiyor. Yavruluk sürecinde çalışmalara başlamak gerekiyor. Öncelikle köpeğin çok iyi sosyalleştirilmesi gerekiyor. Hayvanın koku güdüsünü çok yukarıya çıkarıyorsunuz. Korkularının olmaması, arazide çok çalışması şart. Ve belki de en önemlisi itaati yüksek olmak zorunda. Kurtarma köpeğini saldıktan sonra enkazdan çağırdığınız anda köpek geri gelmelidir. Çağırdığınızda geri gelmeyen köpeğin sizi doğruya yönlendirme şansı da yoktur. Ayrıca köpek, bulduğu depremzedeye zarar vermeden haber vermeli. Köpeği düzgün çalıştırmazsanız, depremzedeyi gördüğünde, vatandaş içinde bulunduğu durumun da verdiği telaşla korkuya kapılabilir. O korkuya karşı köpek karşısındakine zarar da verebilir, bunlar yaşanmış şeyler. Çünkü o anda köpekler de yüksek adrenalin salgılıyor. İşte bu yüzden tüm bu adımlara dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksa sadece köpek kokladı, birini buldu ve havladı değil, bunların hepsi bir zincir. Bu zincirin her bir halkasını tamamlarsanız doğru bir köpek yetiştirmiş olursunuz” dedi. ‘KOKLAMAYI SEVEN’ “Ne yazık ki her köpek arama ve kurtarma köpeği olamıyor” vurgusu da yapan Akdeniz, “Genellikle burnunu çok iyi kullanan ve koklamayı çok seven köpeklerle bu çalışma yapılıyor. Alman kurdu, Border Collie, Work Line, Malinois, Golden Retriever, Springer Spaniels veya Labrador Retriever gibi ırklardan ya da bu ırkların mixlerinden olan köpekler bu işi çok daha iyi yapar. Köpekler koku alma duyularına bağlı olsalar da, ya hava kokulu ya da takip edenler olarak ayırt edilirler. Havayı koklayan köpekler, havada bulunan insan kokusunu algılar ve genellikle geniş arazileri kaplamak için çalışır. Genellikle kokuyu ayırt etmezler, yani belirli bir kişinin aksine herhangi bir insandan gelen kokuyu algıladıkları anlamına gelir. Buna karşılık, takip eden köpekler, kayıp kişinin dokunduğu bir giysi veya nesneyi kokladıktan sonra belirli bir kişinin kokusunu ayırt edebilen izleyicilerdir” ifadelerini kullandı. ‘SINAVA DA GİRMELİ’ Bu eğitimin sadece köpeklerle alakalı olmadığını bir ekip çalışmasını içerdiğini de söyleyen Akdeniz, “Bütün eğitimler bir ekip işidir. Doğru ekiple çalışırsanız mutlaka başarılı olursunuz. Sadece eğitilecek köpek ve eğitimi değil, aynı zamanda bu işin yetkilileriyle de beraber çalışmanız lazım. Tek başına kimse bir şey yapamaz. Bir köpek bir canlı buldu ve havladı. Onu yönlendirecek kişinin de onu doğru anlaması gerekiyor. Arama kurtarma köpeğini hazırlamanız da yeterli değil, ona akredite kartı almanız lazım. Ülkemizde bu noktada AKUT’un sınavları var. Köpeğe eğitim veriyorsunuz, eğer o sınavı geçerse arama ve kurtarma köpeği oluyor. Resmi kayıtta olmayan, akredite kartı olmayan bir köpeği alana zaten sokamazsınız. Birçok kişi maalesef ki bu çalışmayı çok basite alıyor. Deprem sonrasında bazı eğitmenlerin ‘Biz de deprem köpeği eğitiyoruz’ açıklamaları yaparak akredite kartı ve yetkileri olmadan çalışma sahasına girmeye çalıştıkları duyumunu aldık. Bu tip olaylar gerçekten çok üzücü. İnşallah ilgili federasyon da bu konuda gerekli tedbirleri alacaktır. Şu anda Türkiye’de akredite kartı olan 28 ila 30 köpeğin resmi arama kurtarma köpeği olduğunu biliyoruz. Bu sayı çok çok az” dedi. ‘HİÇBİR İNSAN YAPAMAZ’ Son olarak arama ve kurtarma köpeklerinin afet durumlarında önemine de dikkati çeken eğitmen Volkan Akdeniz, “100 metrelik bir alanı kaç insan ne kadar sürede arar? 10 kişinin bu alanı araması 10 ila 15 dakika sürerken köpeğin 2 dakika sürer. Bir köpeğin enkazda yaptığı çalışmayı hiçbir insan yapamaz. Sosyal medyada ‘Bu köpek üç gündür enkazda arama yapıyor’ gibi paylaşımlar da vardı. Köpeği saldığınızda tabii ki de üç gün boyunca aramaya yapmıyor; ortalama 20 ila 30 dakikalık aramalar yapılıyor. Çünkü burnunu kullanan köpek çok yorulur. 15 dakika koklama oyunu oynatılan köpek 1 saat yürümüş kadar fiziksel bir aktivite yapmış hale gelir. Eğer bir arama ve kurtarma köpeğini yetiştirmek istiyorsanız mutlaka köpek seçiminden başlayan doğrularla ilerlemelisiniz. Ayrıca resmi yollara başvurmadan bu işe kimse müdahil olmamalı” diye konuştu. Unutulmaz bir an... Arama ve kurtarma köpekleriyle ilgili bir anısını da paylaşan Akdeniz, “En son İzmir depreminde çok özel bir ana şahit olmuştum. Normalde köpekler ağlamaz. Kentte yapılan enkaz çalışmalarında köpek bir çocuk bulmuştu, o an sanki ağlarmış gibi gözlerinden yaş aktı. Orada hepimiz inanılmaz etkilenmiştik. Evet, belki soğuktan belki de heyecandan gözlerinden yaş geldi ama biz onu öyle görünce hepimiz sevinçten ağlamaya başladık. O anı unutamıyorum” dedi.
Editör: TE Bilisim