Salgın döneminde evde kalan vatandaş, online kitaplara yöneldi. Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk, korona virüs sebebiyle evde kalınan süreçte online kitap satışlarının yüzde 100, çocuk kitap satışlarının ise yüzde 200 arttığını söylemişti. Yıllardır kitapseverlerin geldiği ve sayısız kitabı bir arada görüp inceleme fırsatı bulduğu kitapçılar, aynı zamanda süreç içerisinde internet alışverişine yönelmeye çalıştıklarını fakat yine de yayınevleriyle rekabet edemediklerini söyledi. Yayınevlerinin büyük indirimler yaptıklarını, zaten kapalı kaldıkları bu süreçte bunun yanı sıra gelen ve ertelenmeyen borç ödemeleriyle birlikte zor bir dönem geçirdiklerini belirten Kenar Kitabevi sahibi Çağlar Karabil, “Normalleşemedik ve zor bir süreçti” dedi.

  • Tüm iş kollarının etkilendiği salgın sürecinde, sizler ne yaptınız? Ekonomik anlamda zorlandınız mı, satışlarınız nasıldı?
İnsanlar dışarı çıkmayınca internet üzerinden online satışlara yöneldi. Bizim için esnaf olarak bir mekan kültürü ve hissiyat ön planda. Rafları düzenleme, kişilerle karşılaşma sohbet ve diyaloga girmek çok önemli. Bizleri önce bundan uzaklaştıran bir süreç oldu. Bizlerde durum böyle olunca internet satışına ağırlık vermeye çalıştık. Robotlaşıyor gibiydik. Fakat kitabı alırken, silerken ve tasnif ederken hep o kültür içinde hissederken bir anda yaşanan pandemi süreci bizi, hem sosyal hem ekonomik anlamda sıkıntıya soktu. Satışlar düştü. Alıcının sağlıklı koşullar oluşması için evde olması gerekiyordu. İnternet satışına yöneldik.
  • İnternet satışlarında kendinize bir yer edinebildiniz mi peki?

İnternet satışları açısından baktığımda ise çalıştığımız firmaların büyük hataları oldu. Bir çok çalıştığımız yayınevi, herkes evde diye indirimler oluşturdu. Yayınevleri kitapları bize yüzde 35 indirimli veriyorlar. Eski bir kitapçıyım müşterilerim benden kitap almak istiyorlar. Biz de yüzde 20 indirim yapıp kendi çevremize kitapları veriyoruz. Fakat internette yüzde 40 indirimlere ulaştı kitap satış fiyatları. Büyük bir fark oluştu. Bir gün bir bakıyorsunuz, sağlık mı hizmet mi bunu düşünürken, bizlere mesaj geliyor ‘Bu kitap kaç liraya bulunur?’, ‘Fakat bu sitede bu kadar, sizde ne kadar?’ Bizler o fiyatlarla yarışamadık ve firmalar bizleri zora soktu. Bir çok esnaf arkadaşımız sadece yeni kitap satıyor. Onları özellikle daha çok etkiledi. Yayınevlerinin Avrupa ülkelerinde, internet satışı düzenleme örnekleri var. Bunu dikkate almak lazım. Bir düzenleme gerekiyor. Bu anlamda zor bir süreç oldu pandemi süreci.
  • Normalleşme süreci ile birlikte dükkanlarınızı açtınız. Sonrasında sizin için süreç ekonomik ve sosyal ilişkiler anlamında nasıl ilerledi?
Kitabevi bir sosyal alandır. Burada sohbet edersiniz diyaloglar kurarsınız. Devam eden bir mesafe ve iletişimsizlik hala mevcut. Çünkü insanlar aşının bulunamaması ve net bir açıklama olmadığını düşündükleri için, sanki ‘bu işin çaresini kendi başınıza bulunuz’ dendiğinden, elbette tedirgin olarak hamlelerini yapıyorlar. Bu durum ise ekonomik anlamda zarara uğratıyor. Fahrettin Altay bölgesinde 8 yıldır açık olan bir şubemiz daha vardı. Şimdi orayı kapatıp iki dükkanı bir araya getirmek istiyoruz. Çünkü önlem almalıyız. Kimse elektrik, su ve yol parasını istememezlik yapmıyor. Devamlı bir ödememiz var bu süreçte. Notlarımızı aldığımızda hızlı bir hamle yapmamız lazım. Beklemekten vazgeçip, ekonominin düzelmeyeceğini düşünüp küçülmeye gitmeliyiz.
  • Kitapseverler geldiğine göre, bir müşteri analizi yapacak olsanız; özellikle teknolojiyle ilişkisi bakımından gündemde olan ‘Z kuşağı’ ve kitap ilişkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Her yaş grubunda araştırma yapan kişiler oluyor elbette. Ortalama olarak 25-40 yaş arası daha bir aktif oluyor. Gelen genç grup daha çok teknoloji ile hareket ediyor. Fotoğraf çekmek istiyorlar. Elbette iletişim kurabilirsek onlarla iletişim kurmaya çalışıyoruz. Dünya Klasiklerine yönlendirince sıkıldıklarını söylüyorlar. İnternet üzerinden kitap tercih ettiklerini söyleyebilirim elbette. İşimizin güzel yanı bu ve benzeri pek çok iletişimleri kurmaktır.
  • Peki, ya pek çok kez gündeme gelmiş olan ‘online kitap’ yahut 'e- kitap' konusu hakkında ne düşünüyorsunuz? Artık insanların elinde kitaplarını indirebilecekleri, kitap okuma tabletleri mevcut. Bu kitapevlerini, teknolojinin böylesine aktif kullanıldığı bir dönemde nasıl etkiler?
Teknoloji ilerliyor, kullanılabilir. Fakat ben sadece bir kitap satıcısı değilim, okuyucuyum da. Özel kitaplar gördüğümde kitapçılardan satın aldığım için, sohbet ederek, kitapları inceleyerek bulundurmayı tercih ettiğimden aslında ben ve çevreme hitap etmiyor. Bir grup tarafından kullanılıyor ama bizim sektörümüzde bir aile olma, arkadaşlık kurma çok önemli. Benim gibi düşünen insanlar olduğuna ve olacağına eminim. Dünya’nın en eski işlerinden biri ‘eskicilik’ yani alıp vermedir. Kolay kolay kaybolacağına inanmıyorum. Bu duruşu sağlayacak insanlar olacaktır. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber