Güçlü GÜLER/EGE TELGRAF- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde ‘İzmir’ vurgusuyla yeni bir kentsel dönüşüm kredisi açıkladı. Dünya Bankası finansmanıyla 180 ay vade ve yüzde 0,69’luk oranla 2,5 milyonluk kredinin hak sahiplerine verileceğinin duyurulması sonrası sektör temsilcileri, alınan kararın etkilerinin neler olabileceğini yorumladı. 

İzmir'deki yangın havadan görüntülendi İzmir'deki yangın havadan görüntülendi

ŞEHRİN DÖNÜŞÜMÜ

Kentsel dönüşüme sadece bina değişimi olarak bakılmaması gerektiğini dile getiren önceki dönem Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Dr. öğretim üyesi İlker Kahraman, sürece şehrin dönüşümü olarak bakılmasının önemli olduğunu vurguladı. Binaların ekonomik ömürleri olduğunu hatırlatan Kahraman, “Bu ömür nereden baksanız 50 yıldır. Bu, bina 50 yıl sonra yıkılacak demek değildir. Gelişen teknoloji sonrası, binanın içerisindeki ısıtma, soğutma ve aydınlatma gibi sistemlerin geride kalması nedeniyle yenilemenin yapılması gerektiğini söyleriz. Yönetmeliklerimiz her geçen yıl değişiyor, bunlara uygun binalar yapmamız gerekiyor” dedi. 

DÖNÜŞÜME CAN SUYU

Ekonomik sebeplerden ötürü, ev sahiplerinin yenilemeyi tek başlarına yapamadığını dile getiren Kahraman, barınma sorununun kamusal bir problem olduğu ve öncelikli hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Açıklanan kredi desteğinin doğru bir hamle olduğunu vurgulayan Kahraman, “0,69 çok iyi bir oran. Düşük faizle kentsel dönüşüm yapmak doğru bir yaklaşım. Özellikle riskli yapı alanlarının tespit edilip bu alanların dönüşümünde devletin öncü rol oynaması kritik. Bu oran, kentsel dönüşüme can suyu olur ancak sınırlı sayıda olmasının rekabet ortamı oluşturacağını da unutmamak gerekir” diye konuştu.
Kahraman ayrıca, desteğin doğru kişilere verilmesinin ve denetiminin sağlanmasının önemli olduğuna da dikkati çekti. Bilgi, birikim ve tecrübe açısından İzmir’in şanslı olduğunu dile getiren Kahraman, meslek erbapları, meslek odaları ve belediyenin bu konudaki çalışmalarının çok iyi olduğunu paylaştı. Maddi olanakların engel olduğunu dile getiren Kahraman, “Ülkedeki yüksek enflasyon sebebiyle inşaat malzemeleri fiyatlarının nerede duracağını kimse bilemezken öngörüde bulunmak mümkün değil. O sebeple insanlar bu dönüşümü gerçekleştirememekteler. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Dünya Bankası’ndan aldığı krediyi kullanamamıştı. Bu krediyi kullanarak dönüşümü daha sürdürülebilir ve sağlıklı bir yaklaşımla gerçekleştirebiliriz” ifadelerini kullandı. 

İZMİR’DE KONUT AÇIĞI

Kentte konut açığı olduğunu dile getiren İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Güleroğlu, mevduat faizlerinin arttığı bu dönemde gayrimenkul piyasasının hareket gösteremeyeceğini söyledi. Konut kredi faiz oranına dikkati çeken Güleroğlu, “Konut kredi faiz oranları 3,2’lerde. Bu yüzden konut piyasasında hareket yok. Yeni yapılan konutlar da durma noktasında, çünkü satış yok. Evlerin fiyatı sabit kalsa da kiralar artıyor” diyerek İzmir’deki konut sorununa vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı’nın açıklamasını değerlendiren Güleroğlu, “Cumhurbaşkanının açıklaması kentsel dönüşümle alakalı değil, verilen söz sıfırdan yapılacak evler için geçerli” diye konuştu.

‘BİNALAR RİSKLİ’

İzmir yapı stoğundaki en riskli binaların, mühendislik hizmeti almamış yapılar olduğunu dile getiren İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, ruhsatlı olan ancak doğru inşa edilip, denetlendiğinden emin olunmayan yapılar olduğunu dile getirdi. Alınması gereken önlemler olduğunu vurgulayan Ayatar, “İzmir’de de bugüne kadar yapılan yapı stoku çalışmalarında mevcut binalarımızın önemli bir bölümünün riskli olduğu görülmektedir. Bu durumda ilk olarak mevcut yapı stokunun envanteri çıkarılarak belirlenecek önceliklere göre yapı stokumuzun dönüştürülmesi gerekmektedir” dedi.

PEKİ YA PROJE?

Proje kapsamında verilecek olan finansal desteğin 338,5 milyon dolarlık bölümünün riskli binaların “güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi” için kullanılacağını paylaşan Ayatar, kalan paranın daha dayanıklı altyapı inşa etmeleri amacıyla belediyelere finansman sağlanması için İller Bankası Anonim Şirketi’ne kullandırılacağını aktardı. Ayatar, “Riskli yapıların ele alındığı kısımda anladığımız kadarıyla kentlerin bütünsel olarak afetlere dirençli hale getirilmesi yaklaşımı yok. İnşaat Mühendisleri Odası olarak, olası büyük bir depremde büyük bir can kaybı yaşanmaması için kent genelinde çıkarılacak yapı stoku envanterine göre ilk olarak belirlenecek öncelikli binaların dönüşmesi gerektiğini savunuyoruz. Ancak “kentsel dönüşüm” ve “afetlere dirençli şehirler” yaratmak tek tek binaları yıkıp yeniden yapmak veya güçlendirmek olmamalı” ifadelerini kullandı.

Projenin mevcut kentsel dönüşüm uygulamalarının temel problemini çözmediğini dile getiren Ayatar, “Mevcut eksik ve yanlış uygulamalara finansal destek sağlanması olarak görünüyor. Proje kapsamında Dünya Bankası’ndan sağlanan bu tür finansal desteklerin ve kamu gücünün bütün yurttaşların güvenli ve sağlıklı bir çevrede barınma hakkını sağlamak üzere bütünsel kentsel dönüşüm planları için kullanılması daha doğru olacaktır” dedi. Yaşanabilir bir kent oluşturmanın önemi vurgulayan Ayatar, “Sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler oluşturabilmek için, başta konunun uzmanları olmak üzere tüm aktörlerin yer aldığı karar mekanizmaları oluşturularak rant değil, kamu yararı eksenli kentsel dönüşüm anlayışıyla hareket edilmeli, bütün uygulamalar bu yaklaşımla hayata geçirilmelidir” diyerek kamu yararın temele alınması gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: EGE TELGRAF