Çin’in Wuhan kentinden başlayarak Türkiye’ye ulaşan Corona virüsü, en çok sağlık çalışanlarını etkiledi. Hayatlarını ortaya koyarak canla başla çalışan sağlıkçıların hastalığı ailelere bulaştırmaktan korktukları için eve gitmek istemedikleri haberleri her geçen gün kamuoyuna yansıyor. Hal böyle olunca da gözler otelcilik sektörüne dönüyor… Konuyla ilgili Ege Telgraf’a açıklamalarda bulunan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, İzmir’deki son gelişmeleri anlattı. Otelcilik ve hastane hizmetleri arasında benzerlikler kadar farklılıklar da olduğunu dile getiren İşler, “Otelciler sağlık çalışanlarına seve seve hizmet verir ancak cevaplanması gereken sorular da var…” dedi.

‘BİRLİK VE BERABERLİK’

Tüm dünyanın korona virüs salgını ile baş etmek için canla başla mücadele ettiğinin altını çizen İşler, “Bu pandemi dediğimiz olay aslında bir savaş. Savaş dediğiniz şey her zaman topla, tüfekle, füzeyle olmaz, karşıda başka bir insanın olmasına da gerek yoktur… Doğayla da savaş, savaştır. Virüsle de savaş, savaştır. Dolayısıyla biz mevcudiyetimize ne tehlikeli geliyorsa onu düşman olarak kabul ederiz. Karşımızdaki düşman da şu anda bir virüs. Savaş zamanlarında olduğu gibi bu virüse karşı da birlik ve beraberlik içinde olmak en büyük görevimizdir. Türkiye Otelciler Federasyonu ve ETİK olarak, konuyla ilgili gerekli kurumlarla temasa geçtik, gerektirdiği takdirde hizmet vermek için gönüllü olduğumuzu ilettik. Hem belediyelerimizle hem İzmir Turizm Tanıtma Vakfı (İZTAV) Genel Müdürü Güven Eken’le hem de Valilik ve İl Müdürlüğümüz ile görüşmelerimiz oldu. Yetkili kurumlar şu an için böyle bir ihtiyaç olmadığını belirtti. İleriki günlerde vaka sayılarının artması halinde, sağlık çalışanlarıyla ya da huzurevlerinde durumu iyi ve kötü olanları ayırmakla ilgili otellerin kullanılabileceğini ancak şu an için böyle bir ihtiyaç olmadığını dile getirdiler” diye konuştu.

‘SORULAR CEVAPLANMALI’

“Bizler de böyle bir talep olması durumunda ne yapabileceğimizi inceledik ve cevaplanması gereken birkaç soru olduğunu gördük” diyen İşler, “Şu anda otellerimizin hemen hepsi kapalı. Sadece güvenliklerini sağlayan az sayıda personel var. Herkese de ‘Evde kal’ çağrısı yapılıyor. Biz konuyla ilgili personellere ulaştığımızda, ‘Ben can güvenliğim açısından işe gelmek istemiyorum’ diyor. Nedenini sorduğumuzda, ‘Çünkü bana bu konuda bir eğitim verilmedi. Kendimi nasıl koruyacağım, bu virüse karşı ne gibi tedbirler olması lazım? Sadece el yıkama ile önlem almış olur muyuz? Yarın bir gün bu virüs sadece solunum yoluyla da geçer mi? Hangi ilaçlarla temizlik yapacağımızı bilmiyoruz’ gibi ifadelerle karşılaştık. Yani öncelikle personel açısından sıkıntılarımız var. İnsanlar doğal olarak korktukları için evlerinden çıkmak istemiyor. Daha sonra baktığımızda bizler için mücadele eden sağlıkçılar tamamen virüsün kol gezdiği bir ortamdan gelecekler. Bizim onlara en iyi hizmeti ve desteği vermemiz gerekiyor. Ancak cevabını bilmediğimiz bazı sorular var: Bu durumda oda temizliği nasıl sağlanacak? Güvenlik zincirinde hatalar olabilir mi? Temizlik personeli eldiven ve maske taksa dahi ne kadar güvenli olacak? Yarın bir kişi çalışırken virüsle karşı karşıya kaldı, bu insanların tazminat hakları olacak mı? Tazminat haklarını kim karşılayacak? Can kayıplarıyla ilgili doğabilecek hukuksal haklardan işveren mi yoksa devlet mi sorumlu olacak? Bundan sonraki süreçte salgın atlatıldıktan sonra bu yerler ‘Korona virüslü oteller’ olarak algılanır mı? Eğer algılanırsa onların ticari kayıplarıyla ilgili açılabilecek davada kimler sorumlu olacak? Böylesi durumlarda bu ve bunlar gibi sorular da sektör içinde konuşulmaya başlıyor” ifadelerini kullandı.

‘HAKSIZ REKABET OLUR’

Ne olursa olsun Valilik tarafından talep edilmesi durumunda tesislerin açılacağını da sözlerine ekleyen İşler, şu açıklamalarda bulundu: “Asla aksini düşünemez ve o yönde davranmayız. Şunun altını çizeyim, sorduğumuz soruların hiçbiri bizim bu otelleri kullanıma açmak istemememizle alakalı değil. Ancak, insanların da ileriki süreçle ilgili fikirleri olmalı. Sağlıkçılarımıza hizmet ederken oteldeki personelin ve işletmelerin de güvenliğini sağlarsak bu işi tam anlamıyla yapmış oluruz. İnsanlar zaten şu anda yeterince para kaybettiler ve kaybetmeye de devam ediyorlar. Yarın özel mülklerinde olabilecek hasar ve zayilerle ilgili de ceplerinden para giderse, zaten ekonomik olarak çökmüş durumda olan otelciler daha büyük sorunlarla karşılaşacak. Bu kişiler hem tesislerini kullandıracak hem hasar ve zayileri ceplerinden ödeyecek hem ileriki ortamda ticaret içinde haksız rekabete uğrayacak hem de etiketleme ile karşı karşıya kalacaklar. Bu konuların olmaması için organizasyonun çok iyi yapılması lazım. Bu vurguları yaptığımız için, ‘Otelciler otellerini tahsis etmek istemiyor’ diye düşünülmesin. Otelciler devletimiz ve sağlıkçılarımız için kapılarını seve seve açmaya hazır. Bizler sadece, soru işaretlerinin giderilmesiyle daha sağlıklı bir ortamda hizmet verilmesi arzusundayız.”

“İZMİR’DE 3 OTEL…”

Şu anda İzmir’deki otellerden birinin 1 Nisan Çarşamba günü hizmete gireceğini ve iki otelin de hizmet vermek için hazırlandığını belirten Başkan İşler, “Bornova’da Ege Üniversitesi’ne yakın bir tesisimiz var. Diğer iki tesisimiz ise Konak’ta… Bu sayı virüsün yayılma hızına göre artma ve azalma da gösterebilir. Bornova’daki otelci kardeşimiz şartlar ne olursa olsun hizmet vermeye gönüllü olduğunu söyledi ve 1 Nisan’dan itibaren tesisini sağlık çalışanları için açacak. Bu tesis her kişiye ayrı bir oda tahsis edilecek. Konak’ta da iki otelcimiz böyle bir hizmet vermeye hazırlanıyor, Valilik’ten gerekli talimatların gelmesini bekliyor. Çünkü oteliniz olduğunda da, ‘Tesisimi hizmete açtım, gelsinler’ diyemiyorsunuz. Hareketlerin kontrollü yapılması gerekiyor. Bir sürü otel açılır ve insanlar oraya giderse, bu sefer de beklemediğimiz farklı sonuçlarla da karşılaşabiliriz. Bu konuda karar verecek yetkili merci de Valilik’tir. Valilik istediği zaman her an hizmet vermeye Egeli ve İzmirli otelciler olarak hazırız” dedi.

‘TEK KURUM DEVLETTİR’

“Otel olarak adlandırdığımız bu büyük mekanlar, kamu malıdır, kamuya açıktır. Yani İzmirli’nin malıdır” diyen İşler, “Biz otelciler olarak tesislerimizi vermeye hazırız. Devletimiz de zaten istediği zaman bu mekanları alma ve kullanma hakkına sahiptir. Biz de zaten böyle durumlarda mekanlarımızı seve seve vermeye hazırız. Ancak bu çalışmaların doğru yönetimle yapılmasından yanayız. Emsalleri olan diğer ülkelerde böylesi durumlarda tesislerin açılmasından önce alınan bir takım fiziki ve eğitimsel tedbirler var. Bu tedbirlerin alınmaması başka canların yanmasına neden olabilir. Otellerde dezenfekte işleri üst düzeyde yapılmalıdır. Otelde çalışabilecek durumda olan personele psikolojik de dahil olmak üzere eğitimler verilmelidir. Personele gerekli giysi ve ekipmanlar sağlanmalıdır. Temizlik hizmetlerinde güvenliği üst düzeye çıkaracak sistemler oluşturulmalıdır. Mevzu bahis kişilerin yarın öbür gün iş kazası ve benzeri durumlarla karşılaşmaması için bir genelge de hazırlanmalı. Kısacası, bu ve bunlar gibi tedbirlerle çalışanlar üzerinde bir güven duygusu oluşturulmalı. Bu söylemlerimiz asla sunulan bir şart değil, insanlarımızın tamamını korumak için ricadır. Son zamanlarda üzücü söylemlerle de karşılaşıyoruz. Bir takım şahısların rol çalarcasına, otelcilerle ilgili açıklamaları var. Sanki biz bu konuları düşünemiyor ya da yapmak istemiyoruz gibi akıl verircesine paylaşım yapıyorlar. Bu söylemlere asla katılmıyoruz. Bizim dikkate aldığımız tek kurum devlettir. Devletin İzmir’deki kurumu da Valilik’tir. Onların talepleri doğrultusunda biz her daim varız, kamuya açık olan tesislerimizle her daim insanımızın hizmetindedir” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber