Vaka sayılarında artış devam ediyor; öğrenci, veli ve eğitimciler, yeni dönemde nasıl bir sistem uygulanacağı konusunda meraklı bekleyişlerini sürdürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan “Okullarımızı 21 Eylül'de açma çabasındayız” açıklaması gelse de eğitimciler, “Detaylı bilgilerle kamuoyu rahatlatılmalı görüşünde... Yaşanan gelişmeler ışığında yeni dönem için planlanan sistemi ve pandemi döneminde eğitimde atılan adımları Ege Telgraf’a değerlendiren Eğitim İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, önerilerde de bulundu. Mart ayından bu yana eğitim ve öğretimin sancılı bir süreç yaşadığını bildiren Yıldırım, “Sağlık sorunlarının yaşandığı bir dönem içinde hızlı ve reaksiyonel karar verme konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nı iyi değerlendiriyoruz. Okulları kapatmaları ve sonrasında iki hafta içerisinde eğitime başlamaları… Ancak süreç içerisinde biz de gözlemledik ki uzaktan eğitim sistemine çok da hazır değilmişiz. Eğitimdeki fırsat eşitliği anlamında bir takım sıkıntılar vardı. Öğrencilerimizin birçoğunun evinde bilgisayar ve internet altyapısı bulunmuyor. Bunun dışında da EBA TV üzerinden dersleri takip ederken kalabalık hanelerde yaşayan çocuklar büyük zorluk yaşıyor. Yine evden canlı yayınlarla ders anlatan öğretmen arkadaşlarımızın da benzer sorunlarla karşılaştığını gördük. Ayda belirli bir saat uzaktan eğitim verecek arkadaşlarımızın da internet ihtiyaçları doğdu. Evine internet bağlatmak isteyip mevcut sorun nedeniyle çözüm bulamayanlar, sokağında internet altyapısı olmayanlar… Haziran itibariyle bu sancılı süreci tamamladık. Bakanlığın açıklamasının aksine uzaktan eğitim konusunda çok geri kaldığımızı düşünüyoruz. Hayal edilen sistem olumlu ama uygulanabilir değil” dedi.

‘6 AYLIK SÜRE VARDI’

“Aslında uzaktan eğitimi geliştirmek için vaktimiz de vardı” diyen Başkan Yıldırım, “31 Ağustos’tan önce yüz yüze telafi eğitimlerin yapılacağının söylenmesine rağmen günlük tablo ve vaka artışları el vermeyince bu sistem de uzaktan eğitim çerçevesine dahil edildi. Aynı sorunlarla ilgili sıkıntılar giderildi mi? Ne kadarı giderildi? Şu ana kadar bize gelen bilgiler itibariyle sorunlara gerçek bir çözüm bulma konusunda zayıf kaldığımızı düşünüyoruz. Vaka döneminde okulların yeniden açılması adına 6 aylık bir süre varken, yine son dakikada uzaktan eğitime geçildiği duyuruldu. Bizler daha önce yaşadığımız sıkıntıların yine baş göstereceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

‘SORUN ÖBEĞİ…’

MEB Bakanlığı tarafından okulların açılış tarihi 21 Eylül olarak duyuruldu. Öğrenciler salgın hastalık nedeniyle 31 Ağustos’ta online eğitime, 21 Eylül’de ise yüz yüze eğitime başlayacak. Okulların belirtilen tarihte açılacağını ancak seyreltilmiş bir müfredat uygulanacağını belirten Yıldırım, “Hala ana hatlar belli değil. İşin tuhaf tarafı da şu: Eğitimin paydaşları uygulanacak modelin en olduğunu henüz bilmiyor. Herhangi bir değişiklik olmaz ise 24 Ağustos’ta öğretmenler seminer programı için okullarında olacak. Şu noktaya kadar öğretmenlere ya da okul idarelerine telafi eğitim programı nasıl olacak, 21 Eylül’de okulları açacaksak hangi koşullarda açacağız, tüm sınıflar ve öğretmenler bir anda mı başlayacak, yoksa daha önce bahsedilen telafi eğitim programı dahilinde mi çalışacak, hangi sınıflar hangi gün okula gelecek… Bunlarla ilgili bugüne kadar gerçekten kamuoyunu rahatlatan net bir açıklama yapılmadı. Planlamanın paydaşlarla paylaşılmaması konusunda da sıkıntılarımız var. Aslında bizi yine bir sürü sorun öbeği bekliyor…” ifadelerini kullandı.

‘PANSİYON’ SORUSU

Sorun ve bilinmezliğin sadece okul içinde yaşanmadığını pansiyonlu eğitim veren okulların da geleceği hakkında akıllarda soru işaretlerinin olduğunu söyleyen Başkan Yıldırım, “Pansiyonlu okullarda eğitim ve öğretim nasıl olacak? Bu öğrencilerimiz sadece sınıfı ortaklaşa kullanmıyor; yatakhaneyi, yemekhaneyi, banyoları, kütüphaneleri ortak kullanıyorlar. Burada gerekli önlemler alınabildi mi? Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı Kovid 19 ile mücadele rehberindeki açıklamalar gerçekleştirilebildi mi? Bunlarla ilgili birçok soru işareti var. Bu konu hakkında da bir an evvel açıklama yapılmasını bekliyoruz” dedi.

‘GÜNDE 40 MİLYON MASKE!’

Korona virüs salgını sürecinde dünyadaki en önemli konunun hijyen olduğuna da dikkati çeken Eğitim İş 1 No’lu Şube Başkanı Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: “Okullarda yeteri kadar temizlik malzemelerimiz var mı? Birçok okulun temizlik maddesi ihtiyaçlarını okul aile birliğinin desteği ile gidermeye çalışıyoruz. Hijyen maddeleri ulaşılması zor olmasa da bununla ilgili belirli bir bütçenin hazırlanması gerekiyor. Bakanlık okullar açılmadan önce bunlarla ilgili okullara belirli bir malzeme gönderecek mi? Mesafe sorunu da açıkçası bizleri çok endişelendiriyor. Yüz yüze eğitim sırasında maske kullanılacak mı? Dört metrekareye bir öğrencinin düşeceği söylendi; bu nasıl hesaplandı? Sınıfa göre mi yoksa okulun genel alanına göre mi bir hesaplama yapacağız? Öğrenci sayısına göre risk ne boyutta olacak? Bunun yanında seyreltilmiş eğitim programından bahsediliyor. Yani sınıfı ikiye bölme gibi bir düşünce var. Peki, sınıftaki sayı düştüğünde risk daha mı az olacak? Küçük çocukların maske kullanma ve temizlik konusunda bir takım sıkıntılar olacaktır. Eğer bugün okulları tümden açacak olursak 18 milyondan fazla öğrenci 1 milyondan fazla eğitim çalışanı her gün okullara girip çıkacaklar. Yani günde ortalama en az 2 defa maske kullanıldığı varsayılırsa günlük 40 milyon maske ihtiyacı demektir. Çocuğunun cebine bir gevrek parası koyamayan veli, tanesi 1 liradan günde 2 tane maske alabilecek mi? Bakanlığımız bununla ilgili de önlemlerini aldı mı? Ücretsiz maskeler temin edilip tüm okullara eşit miktarda gönderilebilecek mi? Açıklamalara bakarsanız evet, hazırlık yapıldığı söyleniyor. Tereddüdümüz de şu: 31 Ağustos’ta eğitim ve öğretimin başlayacağını biliyorduk ancak bu süre 21 Eylül’e ertelendi. Buradan anladığımız kadarıyla demek ki tam anlamıyla hazır değiliz. Bunca süredir yapamadığımız hazırlığı 3 haftada tamamlayabilecek miyiz?”

‘BÜYÜKLER BİLE UYMADI’

“Güzel şeyleri, yapılabilen çalışmaları sonuna kadar destekliyoruz. Bizler her şeye muhalif değiliz ama gözlemlediğimiz kadarıyla bazı bilgilerin de sorulması ve kamuoyunun tatmin edici açıklamalarla tereddütlerinin giderilmesi gerekiyor” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Yıldırım, “1 Haziran tarihinde yeni normal süreci başladı. Bazı yasaklar belirli bir süre içinde kaldırıldı. Yeni normalde alınan tedbirler doğrultusunda vaka sayılarının 500’ün altına düşmesi hatta neredeyse sıfırlanması hedefleniyordu. Ancak geldiğimiz noktada şu anda Haziran ayı ile paralel giden vaka sayıları ile karşı karşıyayız. Demek ki aldığımız önlemler kağıt üzerinde geçerli, olması gereken, bilim kurulunun tavsiyeleri gerçekten başarılı ancak bunun toplumdaki karşılığı geçerli ve uygulanabilir değil. ‘Oynanacak oyunları bile planladık’ dediler. Peki, uyguladık mı? Biz sendikamızda bir anket düzenledik. Bin 343 kişinin katıldığı bu ankette pandemi sürecinde eğitimin sağlıklı bir şekilde yürütülemeyeceğine dair olan görüş oranı yüzde 89.3 oldu. Düğünlerde mesafeli halay çekilecek dendi, sonuçlarını hepimiz gördük. Oyun oynarken çocukların arasındaki mesafeyi nasıl sabit tutacağız? Büyükler bile bu kuralları tam anlamıyla uygulayamamışken çocukların uymasını beklemek biraz hayal” dedi.

KOMİSYON ÖNERİSİ

Bu süreçten öğretmenlerin de olumsuz etkilendiğini vurgulayan Yıldırım, “Öğretmenler için ‘Yata yata maaş aldıkları için okulların açılmasını istemiyorlar’ bile denildi. Ne kadar sendikacı olsam da ben de bir öğretmenim. Bizler okullarımızı, işyerlerimizi çok özledik. Bir an evvel sağlıklı bir ortamda eğitim ve öğretim faaliyetlerine kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz. Ancak bunun gerçekleştirilmesi noktasında da ‘Oldu ve bitti’lere razı değiliz. Nasıl korona virüs ile mücadelede bir bilim kurulu oluşturulduysa eğitimin paydaşlarının da içinde bulunacağı bir eğitim komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyonlarda pedagogların, uzmanların, sendikaların, eğitimcilerin olması gerekiyor. Herkesin görüşlerinden hareketle bir takvim ve planlama yapılmalıdır” açıklamalarında bulundu.

‘KARNE İYİ DEĞİL’

Son olarak, “Pandemiyi bir sınav olarak düşünürsek bir eğitimci olarak şu anda uygulanan eğitim sistemine kaç puan verirdiniz?” sorusunu da cevaplayan Başkan Yıldırım, “Salgın sürecinde uygulanan sistemle maalesef ki eğitim sınıfta kalmıştır. Karnemiz hiç iyi değil, kırıklarımız çok… Bunu üniversiteye giriş sınavlarında da liseye giriş sınavlarında da gözlemledik. Bu süreçte çocuklarımız evet ikinci dönem müfredatından uzak tutuldu ancak bir sınava girdiler. Uzaktan eğitimde ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri beklenildiği gibi olmadı. Türkiye çapında baktığınızda sıfır çeken öğrenci sayısının artış gösterdiğini gördük. Ancak şunun da altını ısrarla çizmekte fayda var: Öğretmenlerimiz öğrencilere ve velilere ulaşabilmek için gerçekten çok büyük bir çaba sarf ettiler. Bize gelen bilgiler de bu doğrultuda. Her türlü imkansızlığa rağmen gerek sosyal medya üzerinden iletişim kurma gerekse online ders üzerinden ellerinden geleni yaptılar. Tabii ki bu da bir tecrübe. Bu süreçten çıkaracağımız dersler de var. Belki önümüzdeki süreçte biraz daha olgunlaşacağız. Böylesi bir pandemiye ne bizler ne de bakanlık hazırdı. Biz sadece sorunlarla gerçekçi yüzleşmekten tarafız. Bir şeyde başarısızsanız bunu kabul edelim ki orayı güçlendirmek adına çalışmaları birlikte yürütelim. Yoksa bu ülkede bakanlık da bizim, öğrenciler de bizim, eğitim de bizim olmazsa olmazımız. Eksiklikleri masaya yatırırsak eğitim de sınıfta kalmaz, geçer not alır” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber