Geçtiğimiz yıl mart ayı sonundan itibaren başlayan aynı zamanda pandemi tedbirleri arasında yer alan ve çalışanların haklarını koruyan Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ)uygulaması bu ay sonu kaldırılıyor. Yaklaşık bir yıldır işçilerin adeta can simidi gibi sarıldığı Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasına dair önemli açıklamalarda bulunan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Pandemi tamamen ortadan kalkana kadar Kısa Çalışma Ödeneği kaldırılmamalıdır. Aslında zaten ekonomide ve çalışma hayatında normalleşen bir şey yok. İstihdamı, esnafı, çalışma hayatını normale döndürebildik mi? Etkilerini ortadan kaldırabildik mi? Ancak o zaman her şey normale döndü diyebiliriz ve Kısa Çalışma Ödeneği’nin kaldırılmasını konuşabiliriz. Bunun yanı sıra, işten çıkarmalar yasaklansın diyoruz. 1 Mart itibarı ile bu yasak resmen kalktı. Yani tek sorun Kısa Çalışma Ödeneği’nin kalkıp kalkmaması değil. DİSK olarak hem bu yasak uzatılsın, hem de pandemi gerçekten ortadan kalkana kadar Kısa Çalışma Ödeneği uzatılsın diyoruz. Herkese normal koşullarda çalışma ortamı sağlanırsa ancak o zaman Kısa Çalışma Ödeneği kaldırılabilir. İşten çıkarma yasakları pandemiye bağlı kalmamalı. Bundan sonra devamlı olarak uygulanmalıdır. Kaldı ki pandemi döneminde işverenler bir boşluktan faydalandı ve kod 29 adlı uygulama ile işten çıkarmaları ve iş akitlerinin feshini uygulamaya devam etti. ‘İşçi örgütleniyor, sendikalı olmaya çalışıyor, bu sefer ahlak ve iyi niyet kurallarına uymadınız’ diyerek işçileri kod 29 denen maddeye dayanarak işten atıyorlar. Sendikal örgütlülük ahlaksızlık mıdır? Sendikaya üye olmak iyi niyete aykırı mı? Buna benzer güvenlik soruşturması ve diğer uygulamaları bahane ederek işveren bunu uyguluyor. Biz bunların tamamen engellenmesini ve işten atılmanın kalıcı olarak yasaklanmasını talep ediyoruz" dedi. kco-isci TALEPLERİMİZ VAR’ DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, konfederasyon olarak bir diğer önemli taleplerinin de Kısa Çalışma Ödeneği’nin asgari ücret düzeyinde artırılması olduğunu belirtti. Sarı şöyle konuştu; “Bu ülkede bir istihdam sorunu var. Bu pandemi krizini fırsata çeviren patronlar çarklar dönsün, işçiler ölsün mantığı ile insanları çalıştırıyor. Üretim olup da tüketim olmadığından ötürü de bu yasaklar kaldırıldığı takdirde birçok işçi kıyımı yaşanacaktır. Hem işten atmalar yasaklansın, hem de pandeminin etkileri tam anlamı ile ortadan kalkana kadar Kısa Çalışma Ödeneği devam etsin. Yeni istihdam alanları yaratılır ve çalışma ortamı artarsa ancak o zaman bu konuşulabilir. İlave olarak talebimiz Kısa Çalışma Ödeneği’nin artırılmasıdır. Kısa Çalışma Ödeneği acilen 1400 liradan asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. İşsizlik ödeneğindeki para, yani 8 milyar liralık bir bütçe doğrudan işçiye ödenmiştir. Gelin görün ki işverenlere ise 25 milyar liralık bir kaynak ayrılmış. Sadece çalışanlara değil bu dönemde tüm işsiz kalanlara da devlet tarafından asgari ücret düzeyinde ödeme yapılmalıdır. İşsizlik sigortası bütçesinden geçtiğimiz bir yıl ve önümüzdeki bir yıllık sürecin kaybı telafi edilebiliyor. Aslında baktığımızda devlet ya da işveren bu parayı işçiye kendisi ödemiyor. Bu kaynak işçilerden toplanan, aylıklarından kesilen ücretlerin toplamıdır. Aslında işçinin parası işçiye gidiyor. Bu bir lütuf değil, haktır. İşçiye gelirken kaşıkla, işverene gelirken kepçeyle olmamalı. Bu üç talebimiz acilen hayata geçirilmeli. Pandeminin yükü işçiye yüklenmesin. Dar gelirli çalışanlar, asgari ücretli vatandaşlar işten atılma korkusuyla yaşamasın, rahat bir nefes alsın. Önümüzdeki sürecin esas konuşulması gereken konusu da budur. Çalışma ortamında bu adalet sağlanana kadar DİSK olarak haklı mücadelemizi, içinin sesi olmayı ısrarla sürdüreceğiz.” ERMAN ŞENTÜRK ÖZEL HABER