***Sağlık Bakanlığı’nca meme kanseri görülme sıklığı dünya geneli için 100 binde 46,3 iken Kuzey Avrupa ülkeleri için 92,6, Doğu Asya için 39,2, Amerika Birleşik Devletleri için 38,3 ve Türkiye için 45,6 olarak belirtiliyor. Meme kanserinde erken tanının hayat kurtardığını belirten Meme Kanseri ile Savaşım Derneği (MEMEKANDER) Başkanı Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenleri Ege Telgraf okuyucuları için anlattı. Ekim’in tüm dünyada Meme Kanseri Farkındalık ayı olarak kabul edildiğini belirten Prof. Dr. Haydaroğlu, derneğin bu ay için hazırladığı projeler hakkında da bilgiler verdi. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Ege Üniversitesi’nden emekli olduktan sonra Onkomer Onkoloji Merkezi’nde çalışmaya başladım. Aynı zamanda da meme kanseri benim özel ilgi alanım. Uzun yıllar hep meme kanseri ile ilgili çalışmalar yaptım. Bu kapsamda yurtdışında basılmış kitaplarım ve yayımlanmış makalelerim var. Çok yoğun bir şekilde ilgimi meme kanserine yoğunlaştırmış bir kişiyim. Bir kısım hastaların oluşturduğu Meme Kanseri ile Savaşım Derneği’nin (MEMEKANDER) bu dönemlik başkanlık görevini üstlendim. Şimdi onlarla ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bundan önce de Ege Üniversitesi’nde 25 yıl kadar Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü yaptım. Halka yönelik kanserle ilgili çalışmaları her yıl muntazam bir şekilde yürütüyordum. Yine aynı şekilde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Çağımızın hastalıklarından biri meme kanseri… Özellikle son yıllarda artış gösterdiği biliniyor. Önce bir meme kanserini tanımlayalım daha sonra mücadele safhasında neler yapılabileceğini konuşalım… Meme kanseri, göğüsteki süt kanallarında ya da süt bezlerinde oluşan bir kanser türüdür. Sebebini şu anda yüzde 100 bilemiyoruz ama radyasyon, genetik, hormanlar gibi birçok etken var. Sonuçta memede tümöral bir değişiklik oluyor ve kanser ortaya çıkıyor. 1 santimetrelik boyuta gelmesi için 5 yıl gibi bir zaman geçmesi gerekiyor. Hastalar genellikle 2.5 santimetreden sonra kendilerindeki bu sorunu fark edebiliyor. O kadar da büyüdüğü zaman artık sıçrama evresine gelir; koltukaltına ve vücuda yayılabilir. Biz küçükken sorunu tespit etmek ve tedaviye başlamak için muntazam bir biçimde kontrollerimizi yaptırmalıyız. Peki, bu kontrolleri ne zaman yaptırmaya başlayacağız? Kadınlar kendi bedeniyle ilgili olmalıdır. Kendi kendine meme muayenesini öğrenmeli. Paylaştığımız broşürlerde bunu nasıl yapacaklarına ilişkin görseller kullanıyoruz. Adet günü başlangıcını ‘1’ kabul edersek 7 ila 10’uncu günlerden sonra kontrolleri yapabiliriz. Menstruasyon döneminde bu kontrolleri yapmak yanlış. Çünkü hormonların da etkisi ile süt bezleri şiştiği için hem hassas olur hem de tümöral kitle bunun arasında kaybolur. Mamografide radyasyon olduğu için genç yaşlarda bu uygulamaya başlamıyoruz. Başlansa da memenin içini göremiyoruz. Çünkü memenin içi aktif hormonal zamanda çok fazla süt bezi, kanallar olduğu ve yağlanma oranının az olduğu için görüş açısı dardır. Yaş ilerlediği zaman yağlanma dokusu artar ve pırıl pırıl bir görüş verir. O yüzden 40 yaşından önce mamografiyi önermiyoruz. Meme kanserinin de en çok görüldüğü yaşlar 40 ila 60 yaş arasıdır. 40 yaşından sonra 1 ya da 2 yılda bir mamografi kontrolüne başlanabilir. 40 yaşından önce risk faktörleri varsa nasıl bir tarama yapılacak? Ultrason ve MR gibi kontroller yapılabiliyor. Burada da başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Ne olursa olsun doktor olmayan, doktor olup da bu konuda tecrübesi olmayan kimseler için bu kitlesel yapıyı saptamak aslında çok zordur. O nedenle doktor kontrolü şart. Meme kanseri denildiğinde ilk olarak kadınlar akla gelse de erkeklerde de bu sorun görülebiliyor, değil mi? Tabii… 100 erkekten 1’inde bu kanser çeşidi görülebiliyor. Çok nadir ama oluyor… Kadında organ dışarıya doğru vücuda yayılması için bir yol kat etmesi lazım. Ancak erkekte daha kötü seyredebiliyor. Başladığı zaman yapışarak ve yayılarak ilerliyor. O yüzden erkekler memesinde en ufak bir şey hissettiğinde hemen doktora başvurmalı. Pandemi dönemi hayatımızı da derinden etkiledi. Bu dönemde insanların hastanelere gitmekten oldukça kaçındığını gözlemliyoruz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Biz de bu durumun oldukça farkındayız. Pandemi sağlığı etkileyen bir şey ancak baktığınızda kanser de oldukça etkiliyor. Bizler özellikle ‘Kanser beklemez’ diyoruz. Bu salgının ne kadar süreceği belli değil. Belki 1 belki de 2 yıl sürecek… O nedenle eğer memede ele gelen bir kitle varsa kimse beklemesin muhakkak kontrollerini yaptırsın. Merkezlere başvurarak kontrollerini yaptırsınlar. Erken tanı ile birlikte uygulanan tedavi çok hafif oluyor ve hastanın hayatı kurtuluyor. Bu nedenle meme kontrollerini aksatmamalarını özellikle tavsiye ediyoruz. Sosyal medya hesabı üzerinden bu konuda sürekli paylaşımlar yaparak insanlarda farkındalık uyandırmaya çalışıyoruz. Ekim ayı ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ olarak biliniyor. Bu ay kapsamında ne gibi çalışmalarınız olacak? Evet, 2004 yılından beri de bu şekilde Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilmiştir. Tam ortasına gelen 15 Ekim tarihi de meme kanseri farkındalık günü olarak tanınır. MEMEKANDER olarak bu aya özel bir program hazırladık. Bu yıl hepimiz korona virüs salgını ile mücadele ediyoruz. Bu salgın nedeniyle halka açık toplantılar ve birtakım etkinlikler yapamıyoruz. Aslında pembeler giyerek bisikletli bir kortej yapmayı planlıyorduk ancak mevcut durum itibariyle bu düşüncemizi yerine getiremeyeceğiz. Daha çok sanal ortamda yapabileceğimiz çalışmalara yöneldik. İzmir’de 15 Ekim tarihinde pembe ışık şöleni yapmaya hazırlanıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplum Sağlığı Birimi ile Bornova, Karşıyaka, Bayraklı, Balçova, Güzelbahçe, Buca, Karabağlar ve Gaziemir Belediyeleri ile görüşmelerimizi sağladık. Bunun dışında Folkart, Karşıyaka Yelken Kulübü, Mavibahçe AVM ve Mavişehir’deki Atılgan, Katal ve Park Bahçe Evleri ile de diyalog kurduk. Bu kapsamda ışıklandırabilecekleri ne kadar yer varsa pembe ışıklarla ve kurdelelerle süslenecek. Projemize de ‘Pembe Işık Şöleni’ dedik. Ayrıca yine İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplum Sağlığı Birimi cep kitapçıkları hazırlıyoruz. Bütün billboardlarda, toplu taşıma duraklarında da afişlerimiz yer alıyor. Yine aynı gün bir Zoom programı yapacağız ve sürpriz konuklarımız da olacak. Meme kanseri farkındalığı ile ilgili pembeler giyerek keyifli bir toplantı yapacağız. Çankaya Tıp Merkezi ile de ücretsiz meme kontrolleri için anlaştık. Belirli sayıdaki hastamız randevu alarak ücretsiz kontrollerini yaptırabilecek. Kent Konseyi Engelli Meclisi de bize 3 bin adet pembe bilekleri verdi, bu bilekliklerin de dağıtımını sağlayacağız. Etkinliklerimizle farkındalığı artırmak ve toplumdaki bilinci uyandırmayı planlıyoruz. Son olarak, konuyla ilgili herhangi bir çağrınız var mı? Kanser beklemez. Muhakkak kontrollerinizi yaptırın. Erken tanı hayat kurtarır. Meme kanseri erken tanıyla birlikte kronik bir hastalık haline gelmiş ve tedavilerde büyük başarılar elde edilmiştir. Çok kolay tedavi edilebilecekken tümörü memede tutup yayılmasını beklemenin hiçbir anlamı yok. Salgından korkup hastaneye gitmeyenler çok şey kaybeder… Yağmur Gülü / Özel Haber