Türkiye’de perakende sektörünün büyüklüğü 2019 itibariyle yaklaşık 1 milyar lira civarında. Yaklaşık 2.5 milyon insanın istihdam edildiği bu dev sektörün perde arkasında pek çok sorun bulunuyor. Ege Perakendeciler Derneği (EGEPERDER) Başkanı Feyzi Başdaş sektörün ciddi sorunları olduğunun altını çizdi. Son 9 yılda 50 bin bakkalın kapandığını, 15 bin ise yeni indirim marketinin açıldığını vurgulayan Başdaş, “Bu 50 bin ailenin işsiz kaldığı, ekmeksiz kaldığı anlamına geliyor. Bu insanlar ne oldu? Türkiye’de, perakendecilik yani marketçilik sektörünü düzenleyecek ayakları yere basan bir yasa maalesef yok. Tüm ülkenin tüketim maddeleri ihtiyacını karşılayan ve yaklaşık 2.5 milyon insanın çalıştığı bir sektörden bahsediyoruz. Bu devasa sektör orman kanunlarıyla yönetiliyor tabiri caizse.” dedi.

‘DÜZENLEME ŞART’

Başkan Başdaş 2002’den bu yana yasa talebinde bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını söyleyerek geçtiğimiz yıllarda son yapılan düzenlemenin yetersiz kaldığını kaydetti. Başdaş, çalışanların, esnafın ve tedarikçilerin fikrini alarak hayati öneme sahip maddeler belirlediklerini ifade etti. Sektörde ilk olarak yeni market açılmasıyla ilgili şartların düzenlenmesi gerektiğini belirten Başkan Feyzi Başdaş, “Türkiye’de herkes istediği yere dükkan açıyor. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde bu şekilde bir düzen yok. Bu sistem nüfusa bağlı olacak şekilde düzenlenmeli. Bir ilçenin ihtiyacı 30 marketse, 31. dükkanı kimse açamamalı. İhtiyacın üzerinde açılan her dükkan, başka bir esnafın iflas etmesine neden oluyor. Ki ‘İndirim marketleri’ bunun en önemli nedenlerinden. Küçük ilçelerde bunu daha sık görüyoruz. İzmir’in her hangi bir beldesinde beş esnaf hayatını idame ettiriyor ve yerel üreticinin ufak ürünlerini de satıyor. Buraya gelen bir indirim market, beş esnafın birden batmasına neden oluyor. Bu marketlerin sahipleri aileleriyle büyük şehre gelmek zorunda kalıyor. İzmir’de ortalama bir market açmak 1 milyon lira gibi bir bedel. Ayakta kalmayı kısmen başaranlar ise birbirleriyle girdikleri rekabet neticesinde zarar etmeye başlıyor. Zarar eden kurum vergi veremez. Dolayısıyla bu plansızlıktan devlet her şekilde zarar ediyor” diye konuştu.

‘HAKSIZ REKABET’

Başkan Başdaş indirim marketleri adı altında faaliyet gösteren firmaların haksız rekabete yol açtığını vurgulayarak bu mağaza ve ürünlerinde bir düzenleme yapılması gerektiğini aktardı. Başdaş şöyle konuştu: “Bu marketler aynı markalı ürünü aynı ambalajla satıyor. Ancak baktığınızda ya gramajı düşük ya da kalitesi. Bir kavanoz çikolata diğer mağazalarda 750 gramken buralarda 640 gram örneğin. Ve büyük markalarda bile kalite farkı oluyor. Haliyle daha düşük fiyata satıyorlar. Bunlar paketlerin üzerinde yazsa dahi vatandaş fark etmiyor. Devlet burada ürünlerin standartizasyonunu sağlamalı. Aynı marka, aynı ambalaj, farklı gramaj ve kalite söz konusuysa hem üreticiye hem ülkemize hem de vatandaşımıza uzun vadede zarar veriyorsunuz demektir. Yine bakıyoruz bu marketlerin kendi markaları ciddi şekilde pazarda lider haline geldi. Bu sadece o ürünü üretip satan markete yarıyor, ülkemize yararı yok. Türkiye’nin bilinen, uluslararası pazarda adı olan markaları iç pazarda yok olmaya başladı. Bu market markalı ürünlerde bir sınırlandırma sağlanmalı.”

‘PAZARLARI KAPANSIN!’

Perakende sektöründe çalışan insanların mesai saatleri ve çalışma koşullarının da belirsiz olduğunu belirten Başdaş, Pazar günleri tüm marketlerin kapatılması gerektiğini söyledi. Sektörde çalışan insanlar ailelerini dahi göremiyor diyen Başdaş, “Çalışanların, işe giriş ve çıkış saatlerinin belli olması şart. Yine belli bir izin gününün oturması gerekiyor. Biz, bakkal statüsünde olan tek şubeli yerlerin dışında marketlerin pazar günleri kapalı olması gerektiğini düşünüyoruz. Avrupa’da işleyiş bu şekilde yürütülüyor. Bu şekilde hem sektörün dinlenmesini sağlarken hem de küçük esnafı korumuş olacağız. Bunlar çok sayıda aileye geçim kapısı olurken, yarın var olacak büyük kuruluşların temelini atacak kurumlar” ifadelerini kullandı.

KAYIT DIŞINA DİKKAT!

Devletin ürünlerin KDV tahsilatını marketler üzerinden yaptığını dile getiren Başkan Başdaş, “Biz pek çok ürünü alırken yüzde 1 KDV ödüyor, müşteriye satarken ise yüzde 8 KDV tahsil ediyoruz. Ürünün satıldığı ay içinde de bu farkı devlete yatırıyoruz. Bu ürünler kredi kartıyla alındıysa yüzde 2 komisyonu, yemek kartıyla alındıysa yüzde 8’lik KDV’yi komple market ödemek zorunda kalıyor. Dahası bu sistemde kayıt dışının önü açılıyor. Devlet aradaki yüzde 7’den büyük zarar ediyor çünkü insanlar ürünü yüzde 1 KDV oranıyla alıyor, faturalandırmadan pazarlarda, çarşılarda ya da dükkanlarda satıyor. Aradaki KDV’yi yansıtmadığı için daha ucuza satıyor ve haksız rekabet yaratıyor haliyle vergi kaçırıyor. Buna bir düzen gelmeli. Son olarak yemek çeklerinin ve kartlarının da tüm marketlerde düzeni kullanılabilir olmasını talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Utkucan Akkaş / Özel Haber