EGE TELGRAF - Kahramanmaraş Pazarcık’ta 7,7 büyüklüğünde gerçekleşen deprem 10 şehri etkiledi. Tüm Türkiye bu depremin yaralarını sarmaya başlamışken Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde ikinci bir deprem meydana geldi. Jeofizik mühendisi Profesör Doktor Zafer Akçığ, Ege Telgraf Web TV’nin canlı yayın konuğu olarak süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Akçığ, “İlk depremden sonra ne kadar enerji boşaldığını tam olarak isimlendiremeyiz. Normal ölçülerde biz de bu şiddette ikinci bir depremi beklemiyorduk. Arkasından Hatay civarında tekrar bir deprem olunca güneye doğru kayma başlandı, iyice dikkatlerimiz bu tarafa doğru yoğunlaştı. Aslında bunlar, dünya literatürüne geçen depremler silsilesi olarak tanımlanabilir, maalesef ki bizi buldu” dedi. ‘ÜÇ MADDE ÖNEMLİ’ “Biz öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki deprem bizim kardeşimiz gibi oldu, olmak da zorunda” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Akçığ, “Maalesef ki halkımızı deprem öncesinde yeterince iyi eğitememişiz. En büyük eksiklerimizden biri de bu. Zaten çok fazla bir şey değil, üç madde söylüyoruz. Bir, deprem olduğunda buradan az hasarla çıkabiliyor musunuz? İlgililerden somut bir açıklama gelene kadar binaya girmeyin. İki, telefonlarınızı lütfen kullanmayın. Üç, arabanızla yola çıkmayın. Yaşadığımız depremde de izledik ki tam tersi oldu, hatta yollar kilitlendi. Bu da kurtarma ekiplerinin ulaşımını gecikti. Bir de şanssızlığımız, havaalanlarının devre dışı kalması, üzerine kaba tabirle tuz ve biber ekledi” diye konuştu. ‘KEHANETTE BULUNMAYA BENZER...’ Depremin ardından jeofizik ekiplerinin kayıtların başında çalışmaları sürdürdüğünü aktaran Prof. Dr. Akçığ, “Bu deprem dediğim gibi literatüre geçti ve bizler için de üzerinde 4 ila 5 sene çalışılacak bir konu haline geldi. Ders verilecek, örnek gösterilecek. Artçılar bile bizim için bir şeyler söylüyor. Hatay Defne’de 6.4, Samandağ’da ise 5.8 büyüklüğünde yaşanan depremler artçı değil bağımsız bir depremdi. Burada odak, depremin olduğu yer önemli. Artçılar genellikle depremin olduğu yerin etrafında kümelenirler fakat 50 ila 100 kilometre aşağıya inmez. Bunu gelişigüzel söylemiyoruz, kayıtlar da bunu gösteriyor. Bunun devam edip etmeyeceğiyle ilgili bir şey söylemek kehanette bulunmaya benzer. Fayların enerjisini boşaltıp boşaltamadığını bilemiyoruz. Elbistan depreminin diğerlerini tetiklediğini düşünüyoruz. Şimdi de güney batıya, Kıbrıs’a doğru gidebileceği yönünde yaklaşımlar var. Güney’de Ölü Deniz Fayı boyunca kırılabileceği de söyleniyor. Bir taraftan Antalya ve Adana göz önünde tutuluyor. Ancak bana göre tüm bunları söylemek için çok erken, biraz daha sabır.” ‘DEPREMDEN SONRA DA FAY OLUŞABİLİR’ Türkiye’nin yüzde 90’ının deprem kuşağında olduğunun da vurgusunu yapan jeofizik mühendisi Akçığ, “Orta Anadolu’da çok uzun yıllar deprem olmadığı için bir şey söylemek çok güç, aktif faylar da görünmüyor. Ancak mesela Ankara’da deprem olmaz diye bilinirken geçtiğimiz yıllarda Kırıkkale Fayı ufak tefek hareket göstermeye başladı. Depremler hep faylar boyunca olduğu gibi tersine, bir deprem olduğunda da fay oluşabilir” dedi.