Geçen 13 Ocak Çarşamba gecesi İzmir'de etkili olan sağanak, birçok ilçede olumsuzluk yarattı. Yaşanan taşkın ve biriken sular, çok sayıda ev ve iş yerinde zarara yol açtı. Sağanağın ardından caddeler nehre döndü. Araçlarda mahsur kalanların yardımına çekiciler yetişti. Bazı vatandaşlar sel sularından yine vatandaşların yardımıyla kurtarıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün Türkiye geneli için hazırladığı portalla taşkın risklerini ortaya koyduğunu, yerel yönetimler başta olmak üzere doğal afet risklerinin azaltılmasıyla ilgili çalışan kurum ve kuruluşların taşkınlara karşı önlem alması gerektiğini söyledi.

DERELERDE İYİLEŞTİRME YAPILMAZSA...

İlk olarak sistemi anlatan Sözbilir, "Öncelikle şunu söylemek lazım. Türkiye'de doğal afet denince öncelikle aklımıza deprem geliyor. Ama depremden sonra Türkiye'de doğal afet riskinin olduğu başka parametreler de var. Taşkın, sel, tsunami, çığ ve heyelan gibi. Bunlar da doğal afet sınıfında Türkiye'de var olan parametreler. Özellikle kışın taşkın sel durumu biraz daha ön plana çıkıyor. Bu anlamda Türkiye'de çok önemli çalışmalar yapılıyor. Bunlardan biri, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın taşkın yönetme portalı. Türkiye ölçeğinde bütün dereler mevcut. 2012'de başlayan 2019'da artık rapor veren bir program. Türkiye ölçeğinde nerelerde taşkın tehlikesi var. Bu taşkın tehlikesinin riski nedir. Dere taştığında etrafında bulunan binaların sayısı nedir. İnsan nüfusu kaçtır. Bunların hepsinin risk anlamında tahmin edilip önceden belirlenmesi ona göre de risk taşıyan derelerin ıslah edilmesidir" dedi. Portaldaki mavi çizgileri işaret eden Sözbilir, "Bunlar dereler. Bunların önemli bir bölümü diyelim ki kuru dere. Ama aşırı yağış durumunda bunlar sulu dere niteliğine geçiyor ve akışa başlıyor. Akış niteliği çok arttığı zaman, yağmur yoğunluğu çok arttığı zaman bunlar taşkın riski taşıyor. Eğer biz bu dereleri iyileştirmeyip gerekli çalışmaları yapmamışsak taşkın oluyor" dedi. Depremin etkili olduğu Bayraklı ilçesine dikkat çeken Sözbilir, "Depremden en çok zarar gören yerler aslında, akarsuyun taşkın düzlüğünde olan zeminin çok zayıf olması yüzünden. Buna göre deremizi ıslah edersek ve buna göre yapılaşmış olsaydık aslında tabi ki binaların yıkımı da gerçekleşmeyecekti. Portalda, Türkiye'deki bütün dereler sayısallaştırılmış durumda. Dolayısıyla bütün akarsular ve havzaları, tüm göller sisteme giriliyor. Sonra bunlar sorgulanıyor. 50,100 ve 500 yıllık periyodlar inceleniyor. Ne derecede taşacağı ve su derinliği ne kadar olacağı gibi tüm veriler bu sistemin içinde yer alıyor" diye konuştu.

Taşkın olunca neresinin taşacağı belli

Bakanlığın hazırladığı portalın ana amacının taşkın riskini azaltmak olduğunu belirten Sözbilir, "Taşkın nedeniyle oluşacak riski azaltmak. Dolayısıyla bu riski azaltmak için her türlü veri girilmiş. Gerekli çalışmalar yapılmış. Taşkın olunca neresinin taşacağı belli. Dolayısıyla o dereyi gözaltına alıp o derede belli çalışmalar yapılması gerekiyor. Taşkını azaltacak ve önleyecek şekilde çalışmalar gerçekleştiriyor. Yerel yönetimler ölçeğinde yapılması gereken çalışmalar" dedi. Buca ilçesinde geçen çarşamba günkü yağmurda dere taşkınları olduğunu söyleyen Sözbilir, "Buca taraflarında taşkınlar gerçekleşti. İrili ufaklı çok sayıda dere var burada. Biz ne yapmışız. Bu derelerin üzerine oturmuşuz. Bir şekilde bu derelerin alttan denize doğru boşalmasını sağlamışız. Ama biz derelerin aşırı yağmur sırasındaki durumuna göre mekanizmayı kurmamız gerekiyor. Bu durum, buna göre bu mekanizmayı kurmadığımızı ortaya koyuyor. Bizim ne yapmamız lazım. O seviyedeki bir yağışa göre taşkın olmamasını sağlamamız gerekiyor. Belki can kaybı olmadı ama ciddi anlamda hasar oluştu. Bunların da gerçekleşmemesi için harekete geçmemiz lazım. Burada özellikle belediyelere, yerel yönetimlere görev düşüyor. Bu portalları çok iyi anlayarak, bunların üzerindeki çalışmaları uygulamaya dökmek gerekiyor" dedi. (DHA)