Onlar, toplumun ayrılmaz bir parçası olsa da ne yazık ki karşılaştıkları önyargılar sayesinde türlü hayat mücadeleleriyle savaşmak zorunda kalıyor. Kendilerine has kültür ve kişilik dokularıyla dünyanın en renkli insanları arasında yer alan Romanlar, toplumlarını hak ettikleri seviyeye ulaştırmak için durmaksızın çalışmalarını sürdürüyor. Avrupa Birliği Sivil Düşün Hibe Programı’na katılarak destek aldıklarını belirten İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İZ-ROM) Başkanı Abdullah Cıstır, bu kapsamda hayatlarının iplerini ellerine alarak İzmir Romanlar Derneği Politika Belgesi’ni oluşturduklarını söyledi. Romanları dışlanmaya, yoksulluğa, evsizliğe, eğitimsizliğe ve sağlıksız yaşam koşullarına terk etmemek için ellerinden gelen mücadeleyi sonuna kadar vereceklerini söyleyen Cıstır, “Yurttaşlarımıza hak ettikleri koşulları sağlayacağız” dedi.

‘FARKINDALIK AMAÇLANIYOR’

Romanlar’ın dünya genelinde ve Türkiye’de en çok ayrımcılığa maruz kalan grup içerisinde yer aldığını vurgulayan Cıstır, “Yapılan araştırmalara göre Türkiye ve Avrupa genelinde yaklaşık 12 milyon Roman’ın yaşadığı öngörülmektedir. Bunun ile birlikte Türkiye'de Romanların var olan sorunları arasında da görülen nüfus belgelerinin eksikliğine bağlı olarak resmi verilerde 600 ila 800 bin civarında olduğu söylenmektedir. Fakat resmi olmayan veriler ışığında Türkiye'de yaklaşık 3 ya da 4 milyon Roman yaşadığı bilinmektedir. Avrupa Birliği, adaylık sürecinde olan ve Roman nüfusunun yoğunlukta olduğu ülkelere Romanların entegrasyonunu kolaylaştıracak ve haklarından faydalanmalarını sağlayacak çok ortaklı projeler gerçekleştirmektedir. Fakat ulusal ve uluslararası raporlara baktığımız zaman ne yazık ki henüz somut bir sonuca ulaşılmadığını ve Romanların hala eğitim, sağlık, istihdam gibi alanlarda sorunlarının sürdüğünü, karar alma süreçlerine katılımlarının olmadığını görüyoruz. Roman hakları konusunda toplumu bilgilendirmeyi ve farkındalık oluşturmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşu olarak romanların kendilerini ilgilendiren konularda bilgi sahibi olarak karar vericilerden haklarını uygulamalarını daha etkili bir şekilde talep etmelerini sağlamayı ve romanların haklarının daha sıkı takipçisi olmaları için onları harekete geçirmek istiyoruz. Bu hedeflerimiz doğrultusunda gerçekleştireceğimiz faaliyetlerden biri de roman hakları alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi 2’nci Aşama Eylem Planı bilgilerini içerecek olan bir kılavuz hazırladık. Bu kılavuz içerisine ulusal ve uluslararası belgeler ışığında hazırlanmış strateji eylem planı bilgileri göz önünde bulundurularak yerel yöneticileri etkilemeye yönelik kentsel siyasete katılım, aktif katılım için yöntem ve araçlar sunularak yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına, akademiye ve medyaya öneriler sunulacaktır. Bu öneriler ile daha etkili savunuculuk ortamının yaratılmasına katkıda bulunulmasını amaçlıyoruz. Bu noktada hazırladığımız politika belgemiz, Romanlar’ın kendi yaşamlarına sahip çıkmalarına yönelik ciddi bir manifestodur” diye konuştu.

‘YARDIMA İNDİRGENİYOR’

“Her şeyi bir torbaya koymaya alıştık. Biz de yaşadıklarımızı ve isteklerimizi bir torbaya koyarak sesimizi duyurmak istedik” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Başkan Cıstır, “Bütüncül bir yaklaşım hem de spesifik bir alanda da Romanlar’ın imkan verilirse neler yapabileceğini anlatmaya çalıştık. Burada akademiye, medyaya, sivil topluma ve yerel yönetimlere ayrı ayrı sorumluluklar düşüyor. Hazırladığımız belgeyi de ülkenin dört bir yanına göndererek destek beklediğimizi bir kez daha dile getirdik. Burada özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir iş düşüyor. Çünkü toplumun yaşam biçime baktığınızda kişiler ilk hizmete yerelde ulaşır. Ancak ne yazık ki hala sadece sosyal yardıma indirgenen bir bakış açısıyla karşılaşıyoruz. Evet, dünden bugüne daha fazla ilişki ve ilinti var ama tabandaki delik o kadar geniş ki yukarıdan ne verseniz aşağıdan akıp gidiyor… 100 senedir ertelenen bu ertelenmişliği, eşitsizliğe giden yolun ve makas arasının daraltılması için hem etkin hem de yetkinlik kullanılması gereken bir zamandayız” ifadelerini kullandı.

‘SOSYAL STATÜ İSTİYORUZ’

Romanlar’ın da artık geleceğe ortak olmak istediğinin altını çizen Cıstır, “Artık cin şişeden çıktı… Artık iş gönül meselesi değil. Sadece sosyal yardımlarla gönül alınacak zamanı çoktan geçtik. Artık bizler de sosyal statü anlamında bir yerlerde yer almak istiyoruz. Ben tüm Roman popülasyonunun yaşadığı kentteki yerel yönetimlere sesleniyorum; artık bu toplumu onore etmek için yönetimlerinizde bizlere de yer verin. Bunun da çeşitli yolları var. Diğer yandan sosyolojik bakış açısına ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz ancak buna uygun olarak bulundurdukları sosyolog ya da psikologları yok. Yönetim eksikliği de burada çok fazla. ‘Yerelde yaklaşım, yerinde yaklaşım’ derken kastettiğimiz bu… Romanlar’ın sesinin artık bu toplumda daha güçlü çıkması için bu şartların sağlanması gerekiyor. Biz artık ‘Sizi çok seviyoruz’ cümlesiyle yetinmek istemiyoruz. İşte, bu projemizi tam da bu amaçla hazırladık. Herkesin kendi alanında Romanlar’ı biraz daha yukarı çekmek için yapılması gerekenleri içeren manifestomuzdur. Yapılan öneriler doğrultusunda gerçekleştirilen faaliyetler, Roman vatandaşların temel ihtiyaçları ile ilgili sorunlarını çözmekle beraber yerel ölçüde katılımlarını teşvik edecektir. Bu sayede de daha demokratik, entegrasyonu yüksek ve hak temelli bir kent karşımıza çıkacaktır” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber